25 Mayıs 2010 ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET VE ŞÛRÂDIR İletişim Künye Abonelik Reklam Bugünkü YeniAsya!

Eski tarihli sayılar

Günün Karikatürü
Gün Gün Tarih
Dergilerimiz

Süleyman KÖSMENE

İsm-i Kayyûm üzerine-3


A+ | A-

Abdullah Bey: “Otuzuncu Lem’a’nın Altıncı Nüktesine göre, varlıklardaki baş döndürücü faaliyetlerin Kayyûm ismi ve buna bağlı Kayyûmiyet sırrı ile îzahını yapar mısınız?”

Kayyûmiyet sırrı, bütün mevcûdâtı yokluktan çıkarıp her birisini sonsuz fezâda; “Gördüğünüz gibi gökleri hiçbir direk olmaksızın yükseltti”1 âyetinin sırrıyla durdurmakta, kıyâm ve bekâ vermekte ve umûmunu Kayyûm isminin tecellîsine mazhar kılmaktadır. Eğer bu istinad noktası olmasa idi, hiçbir şey kendi başıyla durmayacak; hadsiz bir boşlukta yuvarlanıp ademe ve yokluğa düşecekti. Mevcûdâtın kıyâmları nasıl ki Kayyûm-u Zülcelâl ile oluyor; mevcûdâtın hallerinin ve keyfiyetlerinin uçları da, telefonları çalışır vaziyette tutan yansıtıcı direkleri gibi Kayyûmiyet sırrında; “Bütün işler O’na döndürülür”2 âyetindeki dönüş sırrına bağlıdır.3

Felsefecilerin ileri sürdükleri gibi her şeyin birbirine dayandığı farz edilse; bu defa varlıklar adedince devirler ve silsileler lâzım gelecektir. Meselâ bu şey şuna dayanacak, şu ona, o ona, o ötekine... Git gide devirler ve zincirler devam edecek. Zincirler sonsuza kadar uzayıp gitmeyeceğine göre, elbet bir yerde son bulacaktır. İşte bütün devirlerin ve silsilelerin sonu Kayyûmiyet sırrıdır. Kayyûmiyet sırrı anlaşıldıktan sonra ise, artık böyle mevhum ve hayâlî devirlere, zincirlere ve silsilelere hiç gerek kalmayacaktır. Çünkü bütün devirler, zincirler ve silsileler ortadan kalkacak; her şeyin doğrudan doğruya Kayyûmiyet sırrına bağlı olduğu görülecektir.

Bedîüzzaman, böylece, felsefenin teselsül ve devir mantığını, Kayyûm isminin sırrı ile çürütmekte ve her şeyin doğrudan Hayy ve Kayyûm olan Cenab-ı Allah’a dayandığını ispat etmektedir.4

Üçüncü Şuâ: “O her an bir tasarruftadır.”5, “O dilediği gibi Faal’dir.”6, “O dilediği gibi yaratır.”7, “Her şeyin iç yüzü ve melekûtü O’nun elindedir.”8, “Şimdi bak Allah’ın rahmet eserlerine: Yeryüzünü ölümünün ardından nasıl diriltiyor?”9 gibi âyetlerin işâret ettikleri baş döndürücü hallâkiyet ve faaliyet içindeki Kayyûmiyet sırrının bir derece îzâhı şöyledir:

Zaman selinde mütemâdiyen çalkalanan ve kâfile kâfile arkasından gelip geçen mahlûkâtın bir kısmı bir saniyede gelip, hemen kaybolmakta; bir taifesi bir dakikada gelip geçmekte; bir nev’i, bir saat âlem-i şehâdete uğrayıp, ardından âlem-i gayba girmekte; bir kısmı bir günde, bir kısmı bir senede, bir kısmı bir asırda, bir kısmı da asırlarda bu şehâdet âlemine gelip, konup, vazife görüp gitmektedirler.

Mevcûdâtın bu hayret verici seyahat ve seyerânı, mahlûkâtın bu baş döndürücü sefer ve seyelânı öyle bir intizam, mîzan ve hikmetle sevk ve idâre ediliyor ve onlara öyle basîrâne, hakîmâne ve müdebbirâne kumandanlık ediliyor ki, bütün akıllar birleşse ve bir tek akıl olsa, o hakîmâne sevk ve idârenin künhüne yetişemezler, kusur bulup tenkit edemezler!

İşte bu baş döndürücü yaratılış çerçevesinde, Zât-ı Kayyûm-u Zülcelâl, o sevimli mahlûkâtı hiç birine göz açtırmayarak gayb âlemine gönderiyor; hiç birine nefes aldırmayarak dünya hayatından terhis ediyor; bu dünya misâfirhanesini mütemâdiyen misâfirlerin rızâsı olmadan boşaltıyor; dünyayı bir yazar-bozar tahtası hükmüne getirerek dâimâ hayata ve ölüme mazhar ediyor.

Bu sonsuz faaliyetin ve bu muazzam hallâkiyetin üç mühim sırrı ve şûbesi vardır:

Birinci Şûbe: Faaliyet, lezzet demek olan vücudun tezâhürüdür ve elem demek olan yokluktan uzaklaşarak silkinmektir. Her bir istidâdın faaliyetle ortaya çıkması bir lezzetten gelir, bir lezzeti netîce verir. Her bir kemâl sahibi, faaliyetle kemâlâtının tezâhür etmesinden lezzet alır.

İnşaallah yarın devam edelim.

Dipnotlar:

1- Ra’d Sûresi, 13/2

2- Hûd Sûresi, 11/123

3- Lem’alar, s. 339

4- Lem’alar, s. 339

5- Rahmân Sûresi, 55/29

6- Burûc Sûresi, 85/16

7- Rûm Sûresi, 30/54

8- Yâsîn Sûresi, 36/83

9- Rûm Sûresi, 30/50

25.05.2010

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (24.05.2010) - İsm-i Kayyûm üzerine - 2

  (23.05.2010) - İsmi-i Kayyûm üzerine - 1

  (21.05.2010) - Cennette sevap derecesi yükselir mi?

  (20.05.2010) - Muhtelif konular

  (19.05.2010) - Bir ceza, bin hikmet

  (18.05.2010) - Tabiat Risâlesi’nin cihadı

  (17.05.2010) - Şuur ve iman şuuru üzerine

  (16.05.2010) - Hz. Peygamber’e (asm) salât ve selâm etmek

  (12.05.2010) - Neyi, nasıl okuyalım?

  (11.05.2010) - Sekîne duâsı üzerine


Son Dakika Haberleri

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdullah ERAÇIKBAŞ

  Abdullah ŞAHİN

  Ahmet ARICAN

  Ahmet BATTAL

  Ahmet DURSUN

  Ahmet ÖZDEMİR

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Ali Rıza AYDIN

  Atike ÖZER

  Baki ÇİMİÇ

  Banu YAŞAR

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Elmira AKHMETOVA

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Fatma Nur ZENGİN

  Gökçe OK

  Gültekin AVCI

  H. Hüseyin KEMAL

  H.İbrahim CAN

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Hakan YILMAZ

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Kadir AKBAŞ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Mehmet YAŞAR

  Mehtap YILDIRIM

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Muzaffer KARAHİSAR

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Osman GÖKMEN

  Osman ZENGİN

  Raşit YÜCEL

  Recep TAŞCI

  Rifat OKYAY

  Robert MİRANDA

  Ruhan ASYA

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet BAYRİ

  Saadet TOPUZ

  Said HAFIZOĞLU

  Saliha FERŞADOĞLU

  Sami CEBECİ

  Selim GÜNDÜZALP

  Semra ULAŞ

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Umut YAVUZ

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin YAŞAR

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Ümit KIZILTEPE

  İbrahim KAYGUSUZ

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT

Dergilerimize abone olmak için tıklayın.
Hava Durumu
Yeni Asya Gazetesi, Yeni Asya Medya Grubu Yayın Organıdır.