29 Ekim 2010 ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET VE ŞÛRÂDIR İletişim Künye Abonelik Reklam Bugünkü YeniAsya!

Eski tarihli sayılar

Günün Karikatürü
Gün Gün Tarih
Dergilerimiz

Mehmet KARA

Siyaset karışınca...


A+ | A-

Başörtüsü yasağı, “çözülmesine bir adım kaldı” denilirken yine adeta bir kördüğüm haline getirildi. İşin içine yine siyasetçiler girince mesele, sen-ben kavgasına, samimiyet sınavına dönüştürüldü ve çözüm başka bir bahara bırakıldı. Oysa, ortada yasak olduğuna dair ne yasal ne de anayasal bir hüküm var. Tamamıyla içtihatlara ya da yorumlara dayalı bir yasak sürdürülüyor.

Referandum meydanlarında “başörtüsünü çözeceğiz” diye sözler verilirken bir yumuşama meydana gelmişti. Yıllardır “üniversitelere kesinlikle başörtüsü ile girilemeyeceğini” söyleyenler, “başörtüsünün bu ülkenin bir gerçeği” olduğunu kabul etmişlerdi. Çünkü, yasak en temel insan haklarından olan inanma ve inandığı gibi yaşama hürriyeti olduğu için çağdışıydı, bu kabul edilmiş oldu. Diğer boyutu da, meseleye özgürlükler açısından bakılmadığı için de bu yasak yıllardır sürdürülüyor.

Geldiğimiz noktada, mesele adeta cami avlusuna bırakılıp kendi kaderine terk edildi. Mesele Meclis’te grubu bulunan partilerin ortak bir komisyon kurup çözme iradesine karşı, ya üye vermeme ya da “mini özgürlük paketi” denilerek başka konularında bu komisyonda görülmesi noktasına karşı çıkılması ile rafa kaldırıldığı görülüyor.

Konunun artık çözülemeyeceği ortaya çıkınca bu hafta parti gruplarında genel başkanların yasak üzerinden siyaset yaparak birbirlerini suçlama yolunu tercih etmeleri dikkat çekici. Parti başkanlarının başörtüsü ile ilgili diğerini suçlamalarına baktığımızda da “hoşgörüyü” görmek, meselenin çözümüne katkı sağlayacağını düşünmek oldukça zor. İlk grup toplantısı MHP’nindi. Bahçeli, CHP’nin, başörtüsü yasağının kalkması konusunda gerekli istek ve samimiyete sahip olmadığı bugüne kadar ki gelişmelerden belli olduğunu söylerken, “Ne yazık ki CHP, AKP’yle birlikte milletimizi hayal kırıklığına uğratmakta ve anlayışındaki bulanıklıkları özellikle başörtüsü konusunda fazlasıyla açığa çıkarmaktadır” derken, peşinden Erdoğan milletvekillerine seslenirken, “Türkiye’de başörtüsü sorunun çözümündeki en büyük engelin “CHP’nin bugüne kadar ortaya koyduğu statükocu ve özgürlük karşıtı anlayışı” olduğunu söylerken, “MHP güven vermiyor” dedi. Peşinden, Kemal Kılıçdaroğlu, başbakanın maskesini indireceğini söyledi.

Salı günü her zamanki gibi partilerin grup toplantılarını takip etmek için Meclis’teydik. Grupları izlemeye gelenlere baktığımızda her partinin ziyaretçileri arasında başı örtülülerde vardı, başı açıklar da. Belki bazı partiler de başörtülü sayısı çok, bazılarında azdı. Ancak yan yana oturuyorlar ve bundan rahatsız olmadıklarını görmek mümkündü.

Tıpkı, Türkiye genelinde, ya da üniversitelerde olduğu gibi bu görüntü de başı açıklarlarla başı örtülülerin birbirleriyle hiçbir sorunu olmadığının göstergesi. Aslında bunu siyasetçiler de pekâlâ biliyorlar ama bir türlü hoşgörü, sevgi, birlikte yaşama gibi konuları değil de, birçok konuda olduğu gibi özgürlükler konusunda da sen-ben kavgasını ortaya atıp meseleleri çözme noktasına gelemiyorlar ya da gelmek istemiyorlar.

İddia edildiği gibi başı örtülülerin başı açıklara karşı hiçbir yerde hiçbir zaman “mahalle baskısı” yaptıkları da görülmüş değildir. Bu açıdan YÖK Başkanı Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan’ın “Öğrenciler bizden iyi çözer” tespiti de yerinde bir tespittir. Özcan, “30 yıllık hocayım başörtüsünden problem çıktığını duymadım. ODTÜ’de hiç sıkıntı görmedim. Başı açık, kapalı yan yanaydı. Hatta başörtüsü sınırlaması çıkınca başı açık olanlar başörtülülere destek verdiler. Büyükler arasında sıkıntı var. O kadar olgundu öğrenciler, hâlâ da olgunlar. Bunları yapanlar büyükler. Öğrenciler, kesinlikle bu meseleyi bizden daha iyi hallederler. Biz onlara bıraksak olur” diyerek bunu en açık şekilde izah ediyor. (Akşam, 28.10.2010)

Geldiğimiz noktada, Erdoğan’nın da açıkladığı göre meselenin çözümü önümüzdeki yıl yapılacak seçimler sonrasına kaldı. Başbakan bunu söylerken, meselenin çözüm adresini yapılacak “yeni anayasa” olarak gösterdi. “Biz şimdilik bu noktada, bu meseleyi maşeri vicdana, milletin takdirine havale ediyoruz” diyerek de konu şimdilik rafa kalkmış oldu. Peki, 2011 yılında yeni bir anayasa yapılabilir mi? Ama bu konuda esas soru aslında şu: Geçmiş tecrübeler dikkate alındığında bu meselenin anayasa ile çözülmesi doğru mu?

Siyasette bunlar olurken başörtülüler sıkıntı çekmeye devam ediyorlar. Yasak YÖK’ün yazısından sonra yumuşamış gözükse de hiç de öyle olmadığı anlaşılıyor. Belki de, siyasetçiler YÖK’ün hem sınıftan çıkarmama, hem de bazı imtihanlarda başı açık olma şartının kaldırılmasına destek olabilselerdi. birileri bundan cesaret alıp başörtülü öğrencileri otobüsten indiremezlerdi, kampüse sokmama girişiminde bulunmazlardı. Demek ki, önce beyinler özgürleşmeli…

Özetle şunu söylemek mümkün… Artık dinî konularda siyaset yapılması başta dine zarar veriyor. Bunu siyasetçiler kabul etmeliler. Türkiye bu yüzden yıllardır çekti-çekiyor. Artık çekmesin. Erdoğan, “Referandum öncesi başörtüsü sorununu istismar malzemesi olarak kullandıysa millet nezdinde bedelini ödeyecektir” demişti. Bakalım bunun bedelini kim ödeyecek?

29.10.2010

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (24.10.2010) - Olmayanı anlatmak…

  (23.10.2010) - Onların din dersi almaya hakları yok mu?

  (22.10.2010) - Meseleyi cami avlusuna bırakmayın!

  (17.10.2010) - Yeni zamla kaç kilo et alınır?

  (16.10.2010) - Ötekileştirme…

  (15.10.2010) - Çözüm nerede aranmalı?

  (10.10.2010) - Erdoğan’ın CHP’ye yardım vaadi!

  (09.10.2010) - 2011 yeni anayasa yılı olur mu?

  (08.10.2010) - Konuşmayın, çözün…

  (03.10.2010) - Yapıcı mı, yıkıcı mı?


Son Dakika Haberleri

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdullah ERAÇIKBAŞ

  Abdullah ŞAHİN

  Ahmet ARICAN

  Ahmet BATTAL

  Ahmet DURSUN

  Ahmet ÖZDEMİR

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Ali Rıza AYDIN

  Atike ÖZER

  Baki ÇİMİÇ

  Banu YAŞAR

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Elmira AKHMETOVA

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Fatma Nur ZENGİN

  Gökçe OK

  Gültekin AVCI

  H. Hüseyin KEMAL

  H.İbrahim CAN

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Hakan YILMAZ

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Kadir AKBAŞ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Mehmet YAŞAR

  Mehtap YILDIRIM

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Muzaffer KARAHİSAR

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Osman GÖKMEN

  Osman ZENGİN

  Raşit YÜCEL

  Recep TAŞCI

  Rifat OKYAY

  Robert MİRANDA

  Ruhan ASYA

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet BAYRİ

  Saadet TOPUZ

  Said HAFIZOĞLU

  Saliha FERŞADOĞLU

  Sami CEBECİ

  Selim GÜNDÜZALP

  Semra ULAŞ

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Umut YAVUZ

  Vehbi HORASANLI

  YENİ ASYA NEŞRİYAT

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin YAŞAR

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Ümit KIZILTEPE

  İbrahim KAYGUSUZ

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT

Dergilerimize abone olmak için tıklayın.
Hava Durumu
Yeni Asya Gazetesi, Yeni Asya Medya Grubu Yayın Organıdır.