"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Kurduğu devlete babası Eyyub’un adına izafeten “Eyyubî” adını verdi

Selahaddin YAŞAR
04 Mayıs 2015, Pazartesi
Selahaddin Eyyubi yazı dizisi - 43

Ülkenin güçlü isimlerinden Kemaleddin Şehrizurî ise, Suriye ile ilgili meselelerde karar alırken hâlen Nureddin’in komutanı sıfatını taşıyan Selâhaddin’e danışmanın daha doğru olacağı kanaatini taşıyor ve bunu her fırsatta ifade ediyordu.

Bu fikir, muhatapları tarafından pek tasvip görmese de kanaatinin sebebi sorulduğunda, “O bizden çok daha güçlü. Onu kendi aramızdan çıkarmayalım. Böyle bir hareket onun bizim ittifakımızdan çıkmasına sebep olur, bundan da ülke zarar görür.” diyerek izah ediyordu.

Mısır’da Selâhaddin’in kafası da karmakarışıktı. Babası Eyyub’dan sonra şahsiyetini, cesaretini, adaletini, devlet adamlığını ve cihad cehdini örnek aldığı Nureddin’in de ölmesi ile âdeta orta yerde yapayalnız kalmış gibi hissetti kendisini.

Bu vefat hadisesi, ona siyasî bağımsızlığın yolunu açtı. Yıllardır fiilen devam eden bağımsızlığı 1174 tarihinde resmîleştirmek istedi. Devlet kurup başına geçmek gibi bir ihtirası olmadığı için kurduğu devlete, babası Eyyub’un adına izafeten Eyyubî adını verdi.

Devletin, yalnız ideal değil idarî sistem cihetiyle de Zengîlerin devamı olduğunu ve onların misyonuna da, mirasına da sahip çıktığını göstermek için Zengîlerin sarı zemin üzerine işlenen kırmızı kartal armasından ibaret olan bayrağını Eyyubî devletinin bayrağı olarak kabul etti. 

O yıllarda devlet adamlarının ve büyük insanların isimleri ekseriyetle taşıdıkları sıfatlar ve yaptıkları işlerle birlikte anıldığından, adı Yusuf, sıfatı Selâhaddin de olsa artık namı “Ebu’l-Muzaffer, el-Malikü’n-Nâsır Sultan Selâhaddin Yusuf ibn-i Eyyub ibn-i Şâdi” idi.

Kendisi, resmî ve fiilî olarak “Sultan” sıfatını hiç kullanmamakla birlikte, İslâm birliğini sağlayıp cihad etmeyi hayatının gayesi hâline getirdiği için, muasırları arasında ona “Sultanu’l-İslâm ve’l-Müslimîn” diyenler de oldu. O, hedeflerini gerçekleştirdikçe taşıdığı sıfatlar bütün Müslümanlar arasında şuyû buldu. 

Selâhaddin kendisini, Nureddin’in hedefi olan cihad vazifesinin vârisi olarak görüyordu. Frenklerle cihad medar-ı bahs olunca Suriye Mısır’dan çok daha mühim mevkideydi. İslâmî cihad vazifesini hakkı ile yapabilmesi için ittihad-ı İslâm’ı sağlaması gerekiyordu. 

Küçüklü büyüklü pek çok müstakil emirliklerden, eyaletlerden, hükümetlerden meydana gelen siyasî teşekküllerin hepsini temsil edebilmek için merkeze bağlı vilâyetlerden, eyaletlerden, emirliklerden ve hükümetlerden müteşekkil idarî bir sistem kurdu.

Müslümanları birleştirmenin ilk hamlesi, kimsenin husûmetinin olmadığı, mazisinde masum kanı dökmemiş, hazinesine yetim hakkı karışmamış yeni bir devlet kurmaktı. Eyyubî devleti ile onu gerçekleştirdiği için artık ikinci hamle olarak Suriye meselesine geçebilirdi.

Selâhaddin, düşündükçe karışan kargaşa girdabını ortadan kaldırmak için ilk kararlı adımı attı. Önce Nureddin’in oğlu Salih’e bir taziye mektubu göndererek kendisine her türlü yardıma hazır olduğunu bildirdi. Vuku bulabilecek saldırı ve tehditlere karşı koruma sözü verdi. 

Yaptığı vaadlerin, Salih’in yanındaki muarızları tarafından onu oyalayarak asıl niyetini gizleme taktiği olarak gösterilebileceğini düşününce, sözlerinde samimî olduğunu, gerektiğinde yerine getirebileceğini göstermek için Mısır’da Cuma hutbesini onun adına okuttu. 

Okunma Sayısı: 870
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı