"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Selâhaddin büyük bir sefere hazırlanıyordu

Selahaddin YAŞAR
25 Nisan 2015, Cumartesi
Selahaddin Eyyubi yazı dizisi - 34

22 Aralık 1170 tarihinde, her seferden zaferle dönüşünde olduğu gibi yine büyük bir törenle karşılandı Selâhaddin ve askerleri.

Bu seferki törenin diğerlerinden farkı, halife El-Adid’in de karşılayanlar arasında bulunması idi. Bu da onun, idareden memnun olduğunu ve zaferleri takdir ettiğini gösteriyordu. 

Selâhaddin’se kazandığı zaferleri de, parlak karşılama törenlerini de kendisi için yeterli görmüyordu. Bunlar nihaî hedefe giderken yapılması gereken hareketler ve gerçekleşen merhalelerdi. Bu hamleler, ancak onu nihaî hedefe ulaştırdığı zaman bir mana ifade edebilirdi. 

Bu gibi mevzii başarılar kazanmadan nihaî hedefe gitmenin çok zor olacağını, gitse bile orada fazla kalamayacağını bildiği için Frenklerin ellerindeki kalelerin fethine ara vermeden devam etme kararlılığındaydı. 

Şimdi sırada Eilat Kalesi vardı. Bu kale, Akabe Körfezi’nin girişinin on kilometre kadar batısında küçük bir ada üzerine inşa edilmişti. Kale küçüktü, ama Suriye’yi Mısır’a bağlayan güney yolu üzerinde olması hasebiyle stratejik ehemmiyeti haizdi. Amcası Şirkûh’un seferlerinde de, babası Eyyub’un Mısır’a gelmesi sırasında da Müslümanlar, oradan saldırı tehlikesine maruz kalmışlardı.

Tehlikeyi ortadan kaldırmak isteyen Selâhaddin, 1171 yılı başlarında gerekli sefer hazırlıklarını yaptı. Kaleyi karadan ve denizden kuşatmak istediği için Nil’de yaptırdığı gemileri parçalar hâlinde develere yükleyerek bir ordu eşliğinde Kahire’den Akabe’ye gönderdi. 

Gemi parçalarını orada birleştirerek kaleyi deniz tarafından kuşatan Selâhaddin, kara ile bağlantısını da keserek kale halkını teslim olmaya mecbur etti. Kale muhkemdi. Uzun süre muhasaraya dayanacak güçteydi. Fakat daha önce hiç denizden ve karadan kuşatılmayan halk, bu sefer muhasaranın çok şiddetli geçeceğini anlayınca kale komutanına baskı yaptı. O da ahaliye dokunulmaması ve canlarının bağışlanması kaydıyla kaleyi teslim etti. 

Kendisi gidince Amalrik’in saldırabileceği ihtimalini nazara alıp Eilat Kalesine güçlü bir askerî birlik yerleştirerek öyle bir tehlike ânında yardım gelinceye kadar mukavemet etme gücü kazandıran Selâhaddin, Kahire’ye yine zaferle döndü ve şenliklerle karşılandı.

Ard arda yapılan bu seferler yüzünden Selâhaddin’in ve ordusunun iyice yorulduğunu düşünen bazı bedevî aşiretleri, yukarı Mısır’da yağma ve talana kalkışınca Turan Şah onların üzerine gitti. Birkaç ay içinde bölgeyi yağmacılardan tamamen temizleyip isyanı bastırdı.

Yukarı Mısır’da sükûnet sağlanınca Selâhaddin İskenderiye taraflarına gitti. Şehrin ileri gelenleri ile görüştü, halkın dertlerini dinleyip gönüllerini aldı. Şehirdeki ve çevredeki kaleleri gezdi. Büyük bir sefere hazırlandığını ihsas edercesine zayıf yerleri tahkim ettirdi, güçsüz kalelere asker takviyesi yaptı. 

Kazandığı zaferlerle dışarıdan gelebilecek tehlikeleri bertaraf edip içeride sulhu sükûnu sağladıktan sonra dinî ve içtimaî yönden bazı mühim kararlar almasının zamanının geldiğini düşünerek o hususta ehil insanlarla görüşmeler yaptı, istişarelerde bulundu.

Okunma Sayısı: 872
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı