Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 06 Ağustos 2006

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

İsmail BERK

Yazmak üzerine



Yazı; aynaya yansıyanı yansıtmaktır. Gördüğünüzü fotoğraflama, dinlediğinizi öğrenme ve bunları bir başkasına ulaştırma sorumluluğudur.

Yazmak için her anın bir uyarıcı karakteri vardır. Empati kadar, yazılan konunun içinde yaşıyor ve yaşatıyorsunuzdur.

Anlamaya dayalı bir çaba ve farklılığın içinde size özgü parçayı yakalama sürekliliğidir. Eleştiride yaralamamak, analizde objektif kalmak, çözümde makul olmak kolay olmuyor.

Dikkat isteyen vicdanî sorumluluk, yazarlık ve gazetecilik, insanlık değerleri ile çatışmamalı. İnsanı ve olayları konu görmekten ziyade, onların penceresinden insanî algılama ve onun yaşadığı şartlardan bakmaktır.

Yazılan unutulmaz. Zamanın arşivinde korunur. Size döner bir gün. Hayatı doğru okumak, doğru dokunmak, hissetmek, aklın süzgecinden geçirmek, hedef kitlesini dikkate almak ve daha ötesi her zaman inandığını yazmak, ona elbise giydirmek, yazıları farklı kılar.

Yazarın duygu akışını, farklı bakışını, özgün yaklaşımını içine alan ve ayıran yazılar daha uzun ömürlüdür. Mesajın ve çıkarılan dersin etkinliği ile yazı kalitesi veya kalıcılığı ölçülür.

Yazı yazarken, sayısal etki yerine doğru etki esas olmalı. Kendimizi sevdirmek yerine insanların sevmesini sağlamak olmalı. Okuyucu, kendinden gördüğü bir söylemin içine girer ve onunla yaşar. Yazıyı ona yakınlaştırmak, ona ait kılmak ve aradan çekilmek, başarılması gereken bir sanattır.

Yazmak, sonu gelmeyen öğrenmenin ifadesi ve zevk halidir. Muhteva, beynin üretimini, gözlemin inceliğini, kıyasın kriterlerini ve yaklaşımın anlaşılabilirliğini içinde saklar. Okuduğunuz fotoğrafların vazgeçilmez karelerini ve yaşanan etki alanında etkileşimin kodlarını yakalamayı sağlar.

Yazı, anlamanın ve ders çalışmanın ödevidir. Çoklu düşünme ve görüş teatisinin farklı eleştirilerini hazmetme duyarlılığıdır.

Yazı yazmayı heyecan ve mutluluk haline getirince, konu ve konuk problemi olmaz. Her kesit, birkaç konunun kopyalarını verir. İçerik zenginleşmesi, çeşitlilik yakalama ve kendi üslûbunu bulma arayışı içinde mesleğe dönüştürme ustalığı, ciddi fikrî yoğunluk ister.

Yazmak, doğum öncesi bir hazırlık gerektirir. Faydasına inanıyorsak yazmak, doğruysa düşünmek ve önceliğimize oturan konulara ağırlık vermek, öncelikli strateji olmalıdır.

Yazıyı, gergef gibi işlemek ve çözüm farkımızı veya sentez kabiliyetimizi ortaya koymak, yazma şevkini arttırır.

Yazmanın sürekliliği, öğrenmenin metodolojisi ve araştırmanın keyfiyeti ile bunu yazıya dökme ihtiyacının beklediği sonucu birlikte değerlendirme ve bunu iç dünyamızın aynası ile dışa yansıtma arzusu yazı yazarken dinlendirir ve sonrasına yönlendirir.

Yazmak, depoyu doldurmak ve dolu depodan beslenmekle mümkün olur. Bir anlamda bilgi, görgü, ilgi, empati, paylaşım ve analizi bir anda beynin karargâhından geçirme gayretidir.

Yazının bütünlüğünde kaybolan güzelliklerin ayrıntılarına her zaman dönememek, ayrıntıya girildiğinde ise bütünü yakalayacak bir makale hacminde gündemin içinde ve size özgü kalıbı yakalamak, çok zor ve yazmanın en derinleşen ve anlaşılmayı bekleyen tünelinden geçme hassasiyetidir. Bazen bir yazı, bağımsız bir eser gibi genişletilmeyi ve yazılmayı sizden talep eder.

Hissederek yazmak, yaşayarak düşünmek, anlatarak öğrenmek ve bunları resimleyerek dramatize etmek, keyifli okuma sempatisi vermek, yazı üretmenin ve tasarımı orijinal kılmanın değişik yöntemleridir.

Zihnindeki kurguyu yazı dilinde edebî örgü ve amaca uygun terminoloji ile psikolojik uygunluğun hoş ve rahat akışı içinde tasarlayarak yazmak, bunun ardından her defasında “Daha farklı ne yapabilirdim?” sorusu ve iyileştirme muhakemesi ile olgunlaştırmak, demlendirmek ve kıvam vermek daha çok sabır ve soğukkanlılık isteyen bir odaklanmadır.

Yazarken yeni çağrışımların misafir olma ısrarları ve konuya dahil olma talepleri karşısında, uygun olan misafir düşünceleri dikkate almak ve diğerlerini ayırıcı nezakette başka bir konunun malzemesi olarak tutmak; arındırmayı ve barındırmayı iç dünyamızda aynı anda yapma zorunluluğu karşı karşıya getirir.

Yazmak bir tutkuya dönüşmüşse, yazmaya ihtiyaç duyuyorsanız ve yaptığınızı ciddiye alıp geliştiriyorsanız; turpun büyüğü heybededir ve fikrî inkişafınız önünüzdedir. Onu yakalama çabası, her adımda sonrasını bulma merakı ve kendini yeterli görmemenin teşvik edici dozajı içinde yazının ruhu kendini bulur.

06.08.2006

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (03.08.2006) - Yüzyılımıza bakış ve Risâle-i Nur - 3

  (02.08.2006) - Yüzyılımıza bakış ve Risâle-i Nur - 2

  (01.08.2006) - Yüzyılımıza bakış ve Risâle-i Nur-1

  (31.07.2006) - Olmak mı, yapmak mı?

  (30.07.2006) - İki yarım bir tam etmez

  (27.07.2006) - Filistin acısı

  (26.07.2006) - Risâle-i Nur'da sistem-2

  (25.07.2006) - Risale-i Nur'da sistem-1

  (24.07.2006) - Büyülü demokrasinin sihirbaz işgalcisi

  (23.07.2006) - Vakit, akit ve nakit

 

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdurrahman ŞEN

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Davut ŞAHİN

  Faruk ÇAKIR

  Gökçe OK

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hülya KARTAL

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Hüseyin YILMAZ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mahmut NEDİM

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Metin KARABAŞOĞLU

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Murat ÇİFTKAYA

  Mustafa ÖZCAN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Raşit YÜCEL

  S. Bahaddin YAŞAR

  Sami CEBECİ

  Sena DEMİR

  Serdar MURAT

  Süleyman KÖSMENE

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin Uçal ABDULLAH

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Zeynep GÜVENÇ

  Ümit ŞİMŞEK

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  Şaban DÖĞEN

 Son Dakika Haberleri
Kadın ve Aile Dergisi Çocuk Dergisi Gençlik Dergisi Fikir Dergisi
Ana Sayfa | Dünya | Haberler | Görüş | Lahika | Basından Seçmeler | Yazarlar
Copyright YeniAsya 2004