Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 09 Ekim 2006

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Haberler

 

En zengin yüzde 5, en fakiri 25’e katladı

Türkiye’de toplam gelirden, en yoksul kesim binde 8, en zengin kesim ise yüzde 20,9 pay alıyor. Devlet Bakanı Beşir Atalay, DYP Hatay Milletvekili Mehmet Eraslan’ın soru önergesine verdiği yazılı cevapta, 2004 Hanehalkı Bütçe Anketinden elde edilen gelir dağılımı sonuçlarıyla ilgili bilgi verdi. Buna göre, gelirden en az pay alan birinci yüzde 5’lik dilimde ortalama hanehalkı geliri 2 bin 172 YTL iken, gelirden en fazla pay alan dilimde ise ortalama hanehalkı geliri 53 bin 536 YTL’ye ulaştı.

Gelirden en az pay alan dilimde ortalama kişi başı gelir 556 YTL düzeyinde bulunurken, en üst dilimde yer alan kişi başı ortalama gelir 13 bin 444 YTL olarak belirlendi. Söz konusu iki grup arasında 25 kat hanehalkı gelir farkı oluştu. Gelirden en az pay alan birinci yüzde 5’lik dilimde toplam hanehalkı geliri 1 milyar 856 milyon 633 bin 692 YTL. Gelirden en fazla pay alan yirminci yüzde 5’lik dilimde toplam hanehalkı geliri ise 45 milyar 763 milyon 808 bin 290 YTL.

09.10.2006


 

GÜÇLÜ TÜRKİYE BARIŞA YARAR

Türklerin İslâm âleminde büyük bir yeri olduğunu, İslâm medeniyetine önemli katkıları bulunduğunu ve İslâm tarihinde her zaman yapıcı bir rol oynadıklarını belirten Prof. Dr. Burhaneddin Rabbani, “Osmanlı her zaman mazlumun elini tutmuştur. Umuyorum ki, Türkiye de aynı fonksiyonları icra eder” dedi. Rabbani “Türkiye devletinin yükselmesini, kendi halkımızın ve devletimizin yükselmesi olarak görüyorum. Türkiye’nin güçlü olmasını dünyadaki barışın menfaatine görüyorum” diye konuştu.

TALİBAN'A DA, KARZAİ'YE DE HAYIR

Ülkesinde, Rus işgalini takiben kurulan mücahitler hükümetini devirmek için dış güçlerce kullanılan Taliban’ın, daha sonra onların başına da belâ olduğunu anlatan Rabbani, aynı Taliban’ın son dönemde “ABD’ye karşı savaşıyor” göründüğü için tekrar güçlenmeye başladığını söyledi. Dışarıdan ithal edilen toplama kadrolarla Afganistan’ın kaostan çıkmasının mümkün olmadığını belirterek Karzai’yi eleştiren Rabbani, Afganistan’ın ülke gerçeklerine uygun çözümlerle düze çıkabileceğini vurguladı.

DEVAMI RÖPORTAJ SAYFASINDA

Faruk ÇAKIR

09.10.2006


 

Kardaş: Asker denetlenemiyor, AKP yalpalıyor

Emekli askerî hakim Ümit Kardaş, “Ordu güç kullanmaya alıştı, denetlenmek istemiyor. Ordu özellikle son 25 yıldır siyasî parti gibi çalışıyor. Ve bu hükümranlığını kaybetmek istemiyor” dedi. Hadiseler karşısında AKP’nin de yalpaladığını söyleyen Kardaş, “AKP iktidarda muktedir değil, yalpalıyor” şeklinde konuştu.

DEVAMI MEDYA BASINDAN SEÇMELER’DE

09.10.2006


 

Erdoğan: Onlar konuşuyor, biz Amerika'da iş yapıyoruz

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, geçtiğimiz günlerde ‘’kararsızların oyları arttı’’ dediğini ve hemen ‘’AK Parti oyları düştü’’ başlıkları atıldığını belirterek, ‘’Yani, ‘acaba nereden ne çıkarırız’, dertleri o. Aradığınızı bulamayacaksınız evelallah’’ diye konuştu.

Erdoğan, partisinin İstanbul İl başkanlığınca verilen iftar yemeğinde yaptığı konuşmada,’’Son zamanlarda değişik değişik konular gündeme getiriliyor. Hiç mi hiç cevap yok, hiç gerek yok. Fazla gündemde tutmaya gerek yok. Biz işimize bakacağız. Onlar konu üretirken biz Amerika’da iş yapıyoruz, burada görüşmeler yapıyoruz, bize kulp takmaya gayret edenler olmuş’’ diye konuştu. Salondaki partililere de seslenen Erdoğan, kapı kapı dolaşmanın ve gönülleri çalmanın çok önemli olduğunu ifade etti.İftara Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin, Devlet Bakanları Ali Babacan ve Nimet Çubukçu, İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu, Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş ve AKP İstanbul İl Başkanı Mehmet Müezzinoğlu ve çok sayıda partili katıldı.

/ İSTANBUL

09.10.2006


 

Arınç: Halk 2007’de farklı karar verebilir

TBMM Başkanı Bülent Arınç, Türkiye’nin, bir yıl sonra seçimlere gideceğini belirterek, ‘’Ya 15 Ekim’de, ya 21 Ekim, ya da 28 Ekim’den sonra...

2007 Ekim ayının ikinci haftasını takiben seçimler var’’ dedi.Arınç, Manisa’da, AKP İl Danışma Meclisi’nce düzenlenen toplantıda yaptığı konuşmada, 1982 Anayasası’nda, milletvekili seçimlerinin 5 yılda bir yapılacağının öngörülmesine karşın, 1983 yılında gerçekleştirilen seçimlerin ardından erken seçimler döneminin yaşandığına dikkat çekti.

‘’İstikrarı hazmedemeyenler ve bu başarıları çekemeyenlerin bulunduğunu’’ söyleyen Arınç sözlerini şöyle tamamladı:’’Buna karşı hepimizin dikkatli olması lazım. Nasıl dikkatli olacağız? Sadece işimizi yapacağız. Herkes bulunduğu ortamın kıymetini en iyi şekilde bilecek. Elimizde bir tek şey var. O da demokrasi. Demokrasiye inanan bizler ve sizler şunu çok iyi biliyoruz ki, 2002’de o kararı veren halkımız, 2007’de farklı karar verebilir. Düşünün ki, yüzde 18.5’i yüzde 8.5’e, yüzde 22.5’i yüzde 1.5’e halkımız düşürmüşse bundan hepimizin ders alması gerekir. O imtihandan alnımızın akıyla çıkmak için hepimizin ülkemiz için çok çalışması lazım.’’

/ MANİSA

09.10.2006


 

Soykırım iddiaları kriter olamaz

Finlandiya Parlamento Başkanı Paavo Lipponen, Türkiye’nin çok önemli bir ülke olduğunu, AB üyeliğinin birliğe büyük bir yatırım olacağını söyledi.

Avrupa Sosyalist Partisi (PES) Türkiye Üst Düzey Danışma Grubu üyesi bazı parlamenterler İzmir’e geldi. Aralarında Finlandiya Parlamento Başkanı ve Türkiye Üst Düzey Danışmanlık Grubu (HLAG) Başkanı Paavo Lipponen ve Yunanistan’ın PASOK Lideri George Papandreu’nun da bulunduğu parlamenterler İzmir’in tarihi ve turistik yerlerini gezecek.

Finlandiya Parlamento Başkanı Paavo Lipponen’i Adnan Menderes Havalimanı’nda İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu karşıladı. Türkiye ziyaretine İzmir gibi tarihi bir kentten başlamaktan mutluluk duyduğunu belirten Lipponen, İzmir’in nüfusunun Finlandiya’nin nüfusundan biraz daha büyük olduğunu belirterek, sıcak karşılamadan dolayı teşekkür etti.

Avrupa Sosyalist Partisi üyesi parlamenterlerin Ankara’da üst düzey yöneticilerle görüşeceklerini belirten Lipponen, Türkiye hakkında çok şey öğrenmek istediklerini bildirdi. Türkiye’nin AB üyesi olması için kendi dönem başkanlığında önemli çalışmalar yaptıklarını ve yapmaya devam ettiklerini belirten Lipponen, ‘’Zor bir durum, çok çalışıyoruz. Pürüzleri yok etmek için çok çalışıyoruz’’ dedi.

Daha sonra gazetecilerin sorularını cevaplandıran Lipponen, Ermeni soykırım iddialarının bir kriter olamayacağını söyledi. Her ülkenin tarihi olduğunu, bunu reddetmenin mümkün olmadığını belirten Lipponen, soykırım iddialarının araştırılması için Türkiye’nin bir komisyon kurulmasını teklif ettiğini ifade ederek, bunun çok önemli olduğunu ve değerlendirilmesi gerektiğini bildirdi.

Kıbrıs sadece AB meselesi

değil, BM’nin de meselesi

Her ülkenin geçmişinde bu tarz ön yargılar, iddialar bulunabileceğini belirten Lipponen, bunun sadece Türkiye’nin meselesi olmadığını vurguladı. Finlandiya Parlamento Başkanı Paavo Lipponen, Kıbrıs sorunuyla ilgili şunları söyledi:’’Kıbrıs, ilgilenilmesi ve önlem alınması gereken bir problem. Rumlar ve Türkler bir arada yaşamaları için neler yapılabilir? Ankara’da bu konularda önemli çalışmalar yapılacak. Ama bu çalışmaların BM ile aynı paralelde sürdürülmesi gerekir. Bizim dönem başkanlığımız sırasında 25 üyenin katılımıyla ilgili bazı çalışmalar yapılıyor. Çok karışık bir durum. Türkiye’nin AB’ye katılımı için önemli ilerleme yapmamız lazım. Finlandiya büyük bir enerjiyle bu amaç için çalışıyor. Tarafların bu konuda başarılı olması lazım ve eğer başarılı olunmazsa taraflar kaybeder, Türkiye, AB, Kıbrıs, Rum tarafı, Türkler herkes kaybeder. Limanların serbestçe kullanımı hem Türklerin, hem Rumların yararına bir şekilde düzenlenebilir. Herkesin çok çalışması lazım. Kıbrıs sadece AB meselesi değil, BM meselesidir de. Önümüzdeki hafta Lefkoşe’ye Finlandiya Parlamenterler grubu olarak bir gezimiz olacak.’’

/ İZMİR

09.10.2006


 

1 milyon 300 bin gencin eğitim hakkı gasp edildi

Maltepe Üniversitesi Kurucusu ve İstanbul Marmara Eğitim Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Hüseyin Şimşek, ‘’Sokakta 1 milyon 300 bin gencimiz var. Onların eğitim hakkı gasp edilerek sokağa itilmişlerdir’’ dedi.

Üniversitenin Başıbüyük’teki Marmara Eğitim Köyü Kampüsünde düzenlenen törende konuşan Şimşek, anaokulundan üniversiteye kadar eğitim kurumlarının bir arada olduğu Marmara Eğitim Köyü’nde 8 fakültede 650’si burslu 3 bin öğrencinin, ilk ve orta öğretim bölümlerinde ise 1200 öğrencinin eğitim gördüğünü söyledi.

Maltepe Üniversitesinin 1997 yılında kurulduğunu ve 10. yıldaki hedeflerinin tüm yapılaşmasını tamamlayıp 3 bin 500’ü burslu 10 bin öğrenciye eğitim hizmeti vermek olduğunu hatırlatan Şimşek, ancak elde olmayan nedenlerden dolayı eğitim köyünün ancak yüzde 50’sini tamamlayabildiklerini belirtti.

Bu hedefe ulaştıklarında dünyanın seçkin eğitim kurumlarından biri olacaklarını bildiren Şimşek, bunun için çok çalıştıklarını kaydederek, ‘’Japonya gibi gelişmiş bir ülkede insanlar 18 saat çalışıyorsa, bizim gibi kalkınmakta olan ülkede insanların 8 saat çalışma ve uzun süre tatil yapma lüksü olamaz, olmamalıdır’’ dedi.

Üniversitelere öğrenci yerleştirme sistemini de eleştiren Şimşek, şöyle konuştu:’’Sokakta 1 milyon 300 bin gencimiz var. Onların eğitim hakkı gasp edilerek sokağa itilmişlerdir. Eğitim kutsal insani bir haktır. Bu gasp edilmektedir. Üniversite kapısında bekleyen bu gençlerimizin sorununun çözümünde merkezi sınav yerine, her üniversitenin kendi sınavını yaparak öğrencisini alması önemli ölçüde etkili olacaktır.’’

Devletin üniversitelere güvenmesi gerektiğini ifade eden Şimşek, ‘’Türkiye’nin özel üniversitelere ihtiyacı var. Kızıl Çin’de bile 600 özel üniversite var. Biz Kızıl Çin’den daha mı kızılız? Vakıf üniversitelerini daha doğarken öldürmenin hesabını yapıyoruz. Vakıf üniversiteleri için ‘hami üniversite’ şartı var. Devlet üniversiteleri denetler ama denetleme yıkıcı değil, yapıcı olmalı’’ dedi.

/ İSTANBUL

09.10.2006


 

Hollandalı turistler Nevşehir’de iftar yaptı

Tarihi ve turistik merkezleri ziyaret etmek amacıyla Türkiye’de bulunan Hollanda’nın Groningen şehri Emniyet Müdürlüğü personeli ve eşleri, Nevşehir’de Belediye’nin iftar çadırında Nevşehirliler ile birlikte iftar yemeği yedi.

Groningen Emniyet Amiri ve Türkiye’nin Hollanda’daki ilk polisi ünvanına sahip Nevşehirli Mahmut Kaptan’ın organizasyonu ile Kapadokya’ya gelen Hollandalı polis yetkilileri Kapadokya bölgesinin önemli turizm merkezlerini ziyaret ettiler.

Buradaki kültürel hayatı da bizzat yaşayarak öğrenen Hollanda’lı konuklar, Nevşehir Belediye Başkanı Hasan Ünver’in dâveti üzerine Nevşehir’e de geldiler. Nevşehir Belediyesi tarafından hayırsever vatandaşların katkıları ile oluşturulan İftar ve Kültür Çadırını ziyaret eden konuklar, iftarını açmak amacıyla gelen Nevşehirliler ile birlikte kuyruğa girip yemek aldı. Nevşehir Belediye Başkanı Hasan Ünver, Belediye Başkan Yardımcısı Atilla Seçen ile birlikte iftar yapan konuk Hollandalılar, birlikteliğin ve beraberliğin gereği olarak ortaya konulan iftar çadırında akşam yemeklerini yediler.

Cemil YÜZER / NEVŞEHİR

09.10.2006


 

Peygambere saygısızlık dünyaya barış getirmez

Devlet Bakanı Mehmet Aydın, ‘’1.5 milyar müminin en mukaddes abide şahsiyeti olan peygamberi rencide etmek dünyaya asla barış getirmez. Bunun mazereti yoktur’’ dedi.

Diyanet İşleri Başkanı Ali Bardakoğlu’nun İstanbul The President Hotel’de verdiği iftar a, Devlet Bakanı Mehmet Aydın ile semavî dinlerin temsilcileri katıldı. İftar yemeğinden sonra konuşan Aydın, din adamlığının her zaman duyarlılık ve sorumluluk istediğini, çünkü dinlerin hâlâ topluluklar üzerinde ciddi olarak etkili olduğunu söyledi.

Aydın, insan onuruna saygılı olmanın, insanın temel değerleriyle çatışmamak, kültürel farklarına, tarihî tecrübelerine ve inanç dünyalarına saygılı olmak anlamına geldiğini vurguladı.

İnsanların kutsal saydıkları şeylere karşı saygının sadece dindar olmanın değil, aynı zamanda medeni olmanın da vazgeçilmez bir şartı olduğunun altını çizen Bakan Aydın, şunları kaydetti: ‘’Bu bakımdan İslâm dünyası bu bir sene içinde birkaç kere ciddî mânâda üzüldü. Gönül arzu ediyor ki inançları ne olursa olsun din mensupları böyle incinmeler, incitmeler karşısında tek olsunlar ve bunun doğru olmadığını, yanlış olduğunu yüksek sesle haykırsınlar. Bedeli ne olursa olsun. Dindar olmanın bir özelliği de riski göze alabilmektedir. Söylenmesi gerekeni söylenmesi gereken zamanda, şartlarda ve ton içinde söylemektir. Bunu yapanlar var. Bu türden incinme ve incitmelerin ne dünya barışına katkısı olabilir, ne de medeniyetle ilgisi olabilir.’’

‘’ORTAK SESE İHTİYAÇ VAR’’

Konuşmasında dış dünyaya da mesaj veren Bakan Aydın, sözlerini şöyle sürdürdü: ‘’Benim mesajım size değil, dış dünyayadır. Kalkıp da 1.5 milyar mü'minin en mukaddes abide şahsiyeti olan Peygamber’i rencide etmek dünyaya asla barış getirmez. Bunun mazereti yoktur. Bunun mazereti basın özgürlüğü de düşünce özgürlüğü de değildir.’’

Toleranssız insanların, başkalarının kutsallarına saldıranların kendi kutsallarından emin olmayanlar olduğunu dile getiren Aydın, herkesin ‘’ağzından çıkanı kulağının duymak zorunda olduğunu’’ belirtti.

Devlet Bakanı Mehmet Aydın, dinlerin farklı olduğunu kimsenin inkâr edemeyeceğine işaret ederek, ‘’Gelecek yıllarda önce karikatür krizi, daha sonra da Papa’nın ifadeleri gibi zorluklarla karşılaşırsak ortak sese ihtiyaç vardır. Bunun yanlış olduğunu açık açık ifade etmek mecburiyeti vardır’’ diye konuştu.

FENER RUM PATRİĞİ

Yemeğe katılan diğer semavî dinlerin temsilcileri adına konuşan Fener Rum Patriği Bartholomeos da birçok siyasî ve ekonomik çatışmanın yaşandığı, dini bir perde veya farklılıklar ardına saklanmaya çalışıldığı günümüz dünyasında dini liderlerin karşılıklı gerçekleştirdikleri bu ziyaretlerin cemaatler açısında öneminin büyük olduğunu söyledi.

21. yüzyılın hiç de hoş olmayan gelişmelerle başlamış bulunduğunu anlatan Bartholomeos, tüm bu dalgalanmaların içinde sevgi, barış ve diyaloğu yaşatmak için sarf edilmesi gereken çabanın da arttığını kaydetti.

Bartholomeos, ‘’Cemaat ve mü'minlerimize dünya üzerinde diğer dinlerin mensuplarıyla barış içinde bir arada yaşamamız gerektiği yönünde telkinlerde bulunmakta ve din adamları olarak bunu yapmamızın bilhassa içinde bulunduğumuz dönemde öncelikli vazifelerimizden biri olduğuna inanmaktayız’’ şeklinde konuştu.

/ İSTANBUL

09.10.2006


 

RTÜK’ten yarışma programlarına uyarı

RTÜK Başkanı Zahid Akman, televizyonlarda kanunlara aykırı yarışma programı yapan çeşitli kuruluşlara 46 kez uyarı, iki kez 1’er program durdurma müeyyidesi uygulanmasına karar verildiğini bildirdi.

Devlet Bakanı Beşir Atalay, Anavatan Partisi Mersin Milletvekili Hüseyin Güler’in soru önergesini, RTÜK Başkanı Akman’ın bilgi notuyla cevapladı. Akman, televizyonlardaki programların denetiminin, Radyo Televizyon Kuruluş ve Yayınları Hakkında Kanuna göre yapıldığını, Milli Piyango İdaresinin denetimi konusunun RTÜK’ün dışında değerlendirildiğini kaydetti. Yayın içeriklerinin, yasada belirlenen çerçevede ve zaman diliminde yayınlamak zorunda olduğunu, bu durumun ihlalinde RTÜK tarafından denetimler yapılarak gerekli müeyyidelerin uygulandığını vurgulayan Akman, ‘’Bu tür programların izleyici istismarı yapılarak ve yasal ölçütler dışında gerçekleştirilmesinin tasvip edilmesi mümkün değildir ve gerekli müeyyideler uygulanmaktadır’’ dedi.

/ ANKARA

09.10.2006


 

Köydeki yangın korkuttu

Tosya ilçesi Sevinçören köyünde yalnız yaşayan 90 yaşındaki Mehmet Yumuk’un evinde sabah saatlerinde çıkan yangın kısa sürede çevre evlere sıçradı.

80 haneli köyde çıkan yangına Tosya itfaiye ekipleri, Ilgaz ve Ortalıca Beldesi söndürme ekipleri de katıldı. Kısa sürede etrafa yayılan yangında ilk belirlemele göre 5 ev, 3 samanlık ve iki ahır tamamen yanarken, birçok ev de hasar gördü.

Sevinçören Köyü Muhtarı Mustafa Yağlı “Sabah saatlerinde etraftan gelen yangın kokusu ile uyandık, itfaiyeyi aradık, itfaiye hızlı bir şekilde yangın yerine geldi, daha sonra söndürme çalışmalarımıza jandarmaya bağlı ekipler de katıldı. Yangında gerek insan ve gerekse canlı hayvan telef olmadı, ev eşyalarından birçoğu kurtarılamadı, mübarek Ramazan günü bu felâket bizi zor durumda bıraktı” dedi.

Kastamonu Valisi Mustafa Kara ve Kastamonu Vali Yardımcısı İl Özel İdaresi Genel sekreteri Mustafa Yiğit yangınzedelerin yaralarının sarılacağını kimsenin mağdur edilmeyeceğini açıkladı. Yangın mahalline çadır ve yiyecek yardımının en kısa zamanda ulaştırılacağını söyleyen Vali Kara köy halkına geçmiş olsun dileklerini iletti.

YENİ ASYA / TOSYA

09.10.2006


 

Pakistan depreminde ölenler anılıyor

Pakistan ve Hindistan’da 80 binden fazla kişinin ölümüne sebep olan, Richter ölçeğine göre 7.6 büyüklüğündeki depremin birinci yıldönümünde, depremde hayatını kaybedenler törenlerle anılıyor.

Pakistan’ın Keşmir eyaletinin Muzafferabad şehrinde düzenlenen anma törenine, Devlet Başkanı Pervez Müşerref de katıldı. Törende, sirenler çalındı ve 100 binden fazla kişinin yaralandığı, 3.5 milyon kişinin de evsiz kaldığı depremin meydana geldiği yerel saatle 08:52’de bir dakika saygı duruşunda bulunuldu.

/ MUZAFFERABAD

09.10.2006


 

Gribe yakın takip

Sağlık Bakanlığı, grip hastalığının yakın takibe alınması için bugünden itibaren 14 ilden vak'a bildirimleri toplamaya başlayacak.

Sağlık Bakanlığı geçen yıl olduğu gibi bu yıl da Adana, Ankara, Antalya, Bursa, Diyarbakır, Edirne, Erzurum, İstanbul, İzmir, Konya, Malatya, Samsun, Trabzon ve Van’da mevsimsel (kış) grip ile ilgili izleme çalışması yürütecek.

Bu illerdeki sağlık kuruluşlarından grip ve soğuk algınlığı tesbit edilen vak'alarla ilgili bilgiler derlenirken, vak'alardan alınan numuneler İstanbul ve Ankara’daki laboratuvarlarda incelenecek. Bakanlığa bu laboratuvarlardan aylık, söz konusu illerin sağlık müdürlüklerinden ise haftalık raporlar gönderilecek.

/ ANKARA

09.10.2006


 

Verimli topraklar çölleşiyor

Manisa’nın Akhisar ilçesi Sazoba köyünde, yıllar önce meydana gelen sel, bir zamanlar mısır, karpuz, pamuk ekilen ve üzüm bağlarıyla kaplı 10 bin dönümlük verimli araziyi, rüzgâr erozyonunun da etkisiyle Arabistan çöllerine dönüştürdü.

Sazoba Köyü Muhtarı Çetin Karabulut, yıllar önce, aşırı yağışların etkisiyle köy sınırları içinden geçen Kumçay’ın yatağının değiştiğini, dere sularının verimli arazinin bulunduğu alana aktığını söyledi. Yazın aşırı sıcaklar sebebiyle kuruyan dere yatağındaki kumların rüzgârın etkisiyle mısır, karpuz, pamuk ekilen ve üzüm bağlarıyla kaplı olan 10 bin dönümlük araziyi örttüğünü belirten Karabulut, şöyle konuştu: ‘’30 yıl önce meydana gelen sel afeti nedeniyle, rüzgâr erozyonunun da etkisiyle verimli topraklarımız kum tepelerine dönüştü. Köylülerimizin geçim kaynağı olan topraklarımız tarım arazisi olmaktan çıktı. Bazı köylüler buna karşı önlem almaya çalıştı. Üzüm bağları sahipleri 2 metre boyunda asma direkleri dikti. 3-4 yıl içinde bu bağ direkleri de kuma gömüldü.’’

Çaresiz kaldıkları için 1998 yılında dönemin TEMA Vakfı Başkanı Hayrettin Karaca’yı köylerine çağırdıklarını belirten Karabulut, Karaca’nın arazide incelemelerde bulunduğunu ve çölleşen arazinin etrafına akasya, çam ağaçları diktirdiğini anlattı. Bu sayede çölleşmenin ilerlemesini durdurabildiklerini dile getiren Karabulut, ‘’Ancak, yine de arazinin büyük bölümü çöl gibi ve eski haline dönebilmesi için 10-15 yıl daha geçmesi gerektiği söyleniyor’’ dedi.

Kum ocakları açıldı

Karabulut, verimli toprakların Arabistan’ı andıran çöllerdeki kumlara dönüşmesinin bazı çevrelerin iştahını kabarttığını anlatan Karabulut, bölgede kum ocakları açıldığını, dikilen ağaçlar sayesinde bölgenin eski verimli halini almasını beklerken, kum ocaklarının bu süreci olumsuz etkilediğini kaydetti. Karabulut, ‘’Ocaklardan kum alınırken rüzgâr sebebiyle savrulan kumlar, verimli toprağın ortaya çıkmasını engelliyor’’ dedi. Sazoba köyü, ortaya çıkan çölleşmenin duyulması üzerine, çöl sahnelerinin yer aldığı filmler için adeta tabiî plato haline geldi. Çöl görüntüsü sebebiyle ‘’Genç İndiana Jones’’ adlı filmin çöl sahnelerinin çekimleri, köyün söz konusu arazisinde gerçekleştirilmiş.

/ İZMİR

09.10.2006


 

Çevreyi kirleten fabrikaya son şans

Kocaeli Büyükşehir Belediyesi, çevreyi kirlettiği gerekçesiyle kapatma kararı aldığı Yıldız Sunta Fabrikasına çevre ile ilgili tedbirleri alması için son kez 2 ay süre tanıdı.

Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Çevre Koruma ve Kontrol Dairesi Başkanlığı, İtfaiye Daire Başkanlığı ile Zabıta ve Ruhsat Denetleme Şube Müdürlüğü ekipleri, çevreyi kirlettiği gerekçesiyle encümen kararıyla kapatılmasına karar verilen Yıldız Sunta Fabrikasını mühürlemek üzere Uzunçiftlik beldesindeki fabrikaya gittiler.

Fabrika yöneticileri, 530 işçinin çalıştığı fabrikanın kapatılmaması için yetkilileri ikna etmeye çalıştı. Çevre ve Kontrol Daire Başkanı Necmi Karaman, yaklaşık iki saat süren görüşmenin ardından gazetecilere yaptığı açıklamada, fabrika yöneticilerinin çevreyle ilgili tedbirleri alacakları yönünde Kocaeli Büyükşehir Belediyesine taahhütte bulunduğunu belirtti.

/ KOCAELİ

09.10.2006


 

Bartın ırmağında balık ölümü

Bartın Irmağı’nda ölü balıklar bulundu. Alınan bilgiye göre, vatandaşların Orduyeri mevkisinde ırmakta ölü balıkların bulunduğunu bildirmesi üzerine, Tarım İl Müdürlüğü ekipleri olay yerine geldi.

Su ürünleri ekibi tarafından ırmaktaki ölü balıklardan alınan numuneler incelenmek üzere laboratuvara gönderildi.

Bu arada vatandaşlar, ırmaktaki balıkları toplamamaları ve yememeleri konusunda anonslarla uyarılıyor. Tarım İl Müdürü Yusuf Alagöz, yaptığı açıklamada, geçen yıl ırmağın bazı bölgelerinde balık ölümlerinin yaşandığını ifade etti.

Ekiplerin yaptığı ilk incelemeye göre balık ölümlerinin ırmaktaki oksijen oranının yetersizliğinden kaynaklandığının tahmin edildiğini belirten Alagöz, laboratuvar sonucuna göre ölümlerin kesin sebebinin belirleneceğini kaydetti.

/ BARTIN

09.10.2006


 

Zehirli varillerin gönderilmesi vatandaşları sevindirdi

Yaklaşık 18 yıldır Türkiye gündemindeki yerini koruyan Samsun ve Sinop’taki depolarda muhafaza edilen zehirli varillerin bertaraf edilmek üzere yurtdışına çıkarılacak olması çevreci örgütlerin yanı sıra depoların bulunduğu bölgede yaşayan vatandaşlar tarafından da memnuniyetle karşılandı.

2 yıl önce İskenderun Körfezi’nde 2 bin 200 ton zehirli atıkla batan MV Ulla gemisindeki atıkların İspanya’ya geri gönderilmesi çalışmalarının ardından Samsun ve Sinop’taki depolarda muhafaza edilen İtalya’dan geldiği iddia edilen zehirli varillerin de bertaraf edilmek üzere yurtdışına gönderilecek olması, Türkiye’nin toksik atık konusundaki duyarlılığı açısından önemli gelişme olarak ortaya çıkıyor.

/ SAMSUN

09.10.2006


 

Akdeniz’de 350 fok kaldı

Roma Bilgi ve İletişim Bölgesel Eylem Merkezi Direktörü Sergio Illuminato, Akdeniz havzasında 350 Akdeniz fokunun kaldığını ve korunma tedbirleri için yıllık 5 milyon avro bütçeye ihtiyaç olduğunu bildirdi.

Akdeniz’e kıyısı olan 21 ülkenin, Akdeniz’i koruma taahhüdünü ihtiva eden Barcelona Sözleşmesi’nin kabul edilişinin 30. yılı kutlamaları çerçevesinde Antalya’nın Kemer ilçesine bağlı Göynük beldesinde ‘’Mavi Hafta ve Akdeniz Günü’’ faaliyetleri düzenlendi.

Roma Bilgi ve İletişim Bölgesel Eylem Merkezi Direktörü Sergio Illuminato, ‘’Akdeniz fokunun korunması için Akdeniz’e kıyısı olan bütün ülkelerin işbirliği gerekiyor. Akdeniz foku bir semboldür. Akdeniz foku kaybolduğu zaman, ‘Akdeniz kayboluyor’ anlamına gelir. Bu konuda bilincin artması çok gereklidir. Bugün bütün Akdeniz havzasında 350 Akdeniz foku kaldı. Akdeniz fokuna zarar veren en büyük tehlikelerin başında balıkçılık ve iklim değişikliği geliyor” dedi.

/ ANTALYA

09.10.2006


 

Antep’te erozyonla mücadele

Gaziantep’te uygulanan ‘’Bilek Erozyon Kontrolü Projesi’’yle 692 hektar alan erozyondan korunacak.

İl Çevre ve Orman Müdürü Mesut Niziplioğlu, uygulamasına önceki yıl başladıkları Bilek Erozyon Kontrolü projesi kapsamında, bu yıl 4 havzadaki 200 hektar alana 300 bin dolayında fidan dikeceklerini söyledi.

Bilek Erezyon Kontrolü Projesi uygulama alanının toplam 692 hektar olduğunu belirten Niziplioğlu, ‘’Gaziantep’te bu yıl, yalnızca bu projemiz ile Bilek ağaçlandırma alanında 750 bin fidanı toprakla buluşturacağız’’ dedi.

Niziplioğlu, Bilek Erozyon Kontrol Projesi’ne 2004 yılında başladıklarını ve bugüne kadar 315 hektar alanda çalışma yaptıklarını ifade ederek, çalışma yaptıkları alanlara 450 bin dolayında çam türü fidan diktiklerini vurguladı.

/ GAZİANTEP

09.10.2006


 

Türkiye’deki kuş türleri azalıyor

Türkiye’de, sulak alanların kurutulması, büyük ölçekli baraj projeleri, kumul, tuzlu çayır ve bataklıkların tarım alanına dönüştürülmesi sonucu, son yıllarda her 4 kuş türünden birinin neslinin tükendiği bildirildi.

Doğa Derneği Genel Müdürü Güven Eken, 7-8 Ekim tarihlerini kapsayan Dünya Kuş Gözlem Günü’nde, Ankara, Bursa, Çorum, Diyarbakır, Erzurum, İstanbul, İzmir, Malatya, Osmaniye ve Samsun’da faaliyet düzenleneceğini söyledi.

Bu faaliyetlerdeki amacın kuş türlerinin korunmasına dikkati çekmek olduğunu belirten Eken, 20 ilde 600’den fazla kuş gözlemcisinin türlerdeki sayıları güncelleştirmeye çalışacaklarını kaydetti.

/ ADANA

09.10.2006


 

Tabiata 15 bin sülün salınacak

‘’Sülün Diyarı’’ olarak bilinen Samsun’da Çevre ve Orman Bakanlığı Doğa Koruma ve Millî Parklar Genel Müdürlüğüne bağlı Sülün Üretme İstasyonunda yetiştirilen 16 bin 700 sülünden yaklaşık 15 bini, bu yıl Samsun’un yanı sıra Trabzon, Edirne, Çorum, Bartın, Kırşehir, Kastamonu ve Malatya’daki uygun ortamlarda ormanlara salınacak.

Çevre ve Orman İl Müdürü Kadir Kılıç, ‘’Doğal Yaşamı Sülünle Destekleme Programı’’nın yürütüldüğü üretme istasyonundan tabiata sülün bırakma çalışmalarına, sülünleri çevre illere de göndererek devam ettiklerini söyledi.

/ SAMSUN

09.10.2006


 

Mersin Körfezinde kirlilik arttı

Mersin Körfezi’nde, şehir merkezi ile tatil sitelerinden denize boşaltılan atıkların önemli derecede kirliliğe sebep olduğu, buna bağlı olarak deniz suyunda oksijen seviyesinin giderek düştüğü bildirildi.

Körfezde kirlilik üzerine araştırma gerçekleştiren Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) Erdemli Deniz Bilimleri Enstitüsü Müdürü Doç. Dr. Şükrü Beşiktepe, Mersin şehir merkezi ile tatil sitelerinden denize boşaltılan atıkların denize büyük yük getirdiğini, acil eylem planına ihtiyaç duyulduğunu vurguladı.

/ ERDEMLİ

09.10.2006


 

Sivas’ta atık su arıtma projesi

Sivas’ta yaşanan atık su problemi, belediyenin hayata geçirmeyi planladığı atık su arıtma projesiyle çözüme kavuşacak.

Sivas Belediyesi, şehirde yaşanan atık su problemine çözüm getirmek amacıyla, atık su arıtma projesi hazırladı. Projenin ihale aşaması öncesinde Belediye Başkanı Sami Aydın, atık su arıtma tesisinin yapımını üstlenmeye aday, aralarında yabancı ortaklı firmaların da bulunduğu 5 şirketin temsilcileriyle makamında bir araya geldi.

Aydın, burada yaptığı açıklamada, atık su arıtma projesinin Sivas’ın önemli ve büyük projelerinden biri olduğunu, bu projenin hayata geçirilmesiyle şehrin atık su ve yağmur suyu probleminin çözüme kavuşacağını söyledi.

/ SİVAS

09.10.2006

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 

Bütün haberler


 Son Dakika Haberleri
Kadın ve Aile Dergisi Çocuk Dergisi Gençlik Dergisi Fikir Dergisi
Ana Sayfa | Dünya | Haberler | Görüş | Lahika | Basından Seçmeler | Yazarlar
Copyright YeniAsya 2004