KÖRFEZ SAVAŞINA DA KARŞI ÇIKAN ABD’Lİ ESKİ ASKER: İSLAMLA İLGİSİ OLMAYAN KAFA KESME ÇILGINLIĞI İSRAİL’E HİZMET EDİYOR.
NURSEZA OKUR - İSTANBUL
IŞİD: İsrail gizli servisi
ESKİABD deniz komandosu ve savaş karşıtı aktivist O’Keefe: “IŞİD’in (İngilizce ISIS) açılımı İsrail Gizli İstihbarat Servisi (Israel Secret Intelligence Service) olabilir. Mezhepçi nefret ve şiddet, Büyük İsrail Projesine hizmet ediyor. Irak üçe bölündü, şimdi sıra Suriye’de”.
Müslüman olamaz
“Sözde İslam devletinin İslamla ilgisi yok. Hiçbir Müslüman, din değiştirmiyorlar diye erkek, kadın ve çocukları infaz etmeyi meşru görmez. Bunu yapan insanlar Müslüman olamaz. İslam, birini zorla Müslüman yapmayı veya öldürmeyi yüzde yüz yasaklar.”
***
IŞİD’in gayesi İsrail’e hizmet İslam’ı tahrip
2003 yılında Irak savaşını önlemek için “canlı kalkan” olarak Bağdat’a da gitmiş olan savaş karşıtı aktivist Kenneth O’Keefe, “Komik gelebilir, ama IŞİD’in (İngilizce ISIS) açılımı İsrail Gizli İstihbarat Servisi (Israel Secret Intelligence Service) olabilir” diyor.
Kenneth O’Keefe, eski Amerikan deniz komandosu ve savaş karşıtı bir aktivist. Birinci Körfez Savaşı’na donanma komandosu olarak katıldı. Daha sonra savaş karşıtı bir aktivist olarak eylemlerde bulundu. 2003 yılında Irak savaşını önlemek için “canlı kalkan” olarak Bağdat’a gitti.

Kenneth O’Keefe, Rus devlet destekli televizyon ağı olan RT Televizyonuna yaptığı bir açıklamada IŞİD, Amerika, İsrail, Irak ve Suriye savaşı ile ilgili dikkat çekici açıklamalarda bulunmuştu. Bu açıklamaların bir özeti şöyle: Mücahitlere yatırım yapan bu sözde savaşın asıl amacının terörle mücadele ya da dünyayı daha iyi bir yer haline getirmek olduğu varsayımını reddediyorum. Ortadoğu politikasının aslında ne olduğunu gerçekten anlamak istiyorsanız, Oded Yinon’un “1980’lerde İsrail’in Stratejisi”ni okumanız gerektiğini savunuyorum. Bu belgedekiler, şimdiye kadar harfiyen gerçekleşti. Uzun yıllardır İsrail’in ciddî hedefleri vardı. İsrail’in temel hedefleri, “Büyük İsrail Projesi” doğrultusunda genişlemek ve büyümekti. Bunun için genişlemesini meşrûlaştıracak bir mazerete ihtiyacı vardı. Bunun için de bölgede mezhepçi nefret ve şiddetin tohumlarını ekmemiz gerekirdi. Bu planın bir numaralı hedefi Irak’tı. Bunu başardık, hayır Irak bir başarısızlık değil aslına bakılırsa bir başarıdır. Irak büyük ölçüde batmış bir devlettir. Mutlak surette bunalımdadır, mezhepçi nefret tamamen kontrolden çıkmış durumda. İnsanların başlarının kesildiği, bütün bu çılgınlığı görüyoruz. Ve bunun bir felaket olduğunu düşünüyoruz. Hayır, hiç de değil, hepsi planın bir parçası. Irak’ı üç ayrı devlete bölme planının bir parçası. Suriye’ye baktığımızda da amacın yine aynı olduğunu görüyoruz. Mezhepçi nefretin tohumlarını ek ve ülkeyi umutsuz bir duruma düşür ki bu da planlandığı gibi oluyor.
Komik gelebilir ama IŞİD’in (İngilizce ISIS) açılımı İsrail Gizli İstihbarat Servisi (Israel Secret Intelligence Service) olabilir. Birçok kişi çevresindeki ülkelerin parçalanmasının ve Balkanlaşmasının İsrail devletine sağladığı büyük yararı görüyor. Bu sebeple size söylenenlere inanıyorsanız yani herhangi biri, Obama, Bush ya da diğerleri olsun herhangi Batılı bir liderin ağzından çıkacak sözlere neden inansınlar bilmiyorum. Tüm bu insanlar gerçek yalancılardan başka bir şey değil. Söyledikleri her şey gerçeğin tam tersi. Ve onların söylediği hiçbir şeyi kabul etmiyorum.
İSRAİLLE İLİŞKİLER KESİLMELİ
Netanyahu birkaç yıl önce Kongre’ye girdiğinde korkak, tavşan yürekli 29 hain tarafından ayakta alkışlandı. Yani Amerikalı yurtseverler ayağa kalkıp cesaretini toplamalı eninde sonunda birlik içinde bu hainlerden kurtulmalı. İkincisi İsrail’in bütün finansmanının kesilmesi. İsrail, Black’in hukuki terimleri sözlüğüne göre, kelimenin yasal anlamıyla sözlük anlamıyla aktif soykırım politikaları izleyen korsan bir devlet, suçlu devlettir. Bu ülkeyle ilişkiler derhal kesilmeli.
BU İNSANLAR MÜSLÜMAN OLAMAZ
Dikkat çekilmesi gereken bir diğer husus da İslam devleti ile uzaktan yakından ilgisi olmayan sözde İslam Devleti. Evet, İslam’a yönelik bir savaş var. Dünyada çoğu Müslüman’ın idrak ettiği haliyle İslam, birini zorla Müslüman yapmayı veya onu öldürmeyi mutlak anlamda, yüzde yüz yasaklıyor. Ortaçağ’da Müslüman imparatorluklar döneminde yönetimdeki Müslümanlar arasındaki kesin anlayış ve politika kim hangi dine inanıyorsa dinini yaşamasına izin verilmesiydi ve hatta Müslüman imparatorluklara vergi vermeye bile zorlanmıyorlardı. Bununla birlikte insanların kendi dinlerini sürdürmeleri halinde vergi ve benzeri nimetlerden faydalanmalarının önünde engel yoktu. Uzun lafın kısası hiçbir Müslüman, sadece din değiştirmiyorlar (Müslüman olmuyorlar) diye erkekleri, kadınları ve çocukları infaz etmeyi meşru görmez. Bu insanlar Müslüman olamaz. Onlar, Birleşik Devletler canavarı ve onun yardakçıları İsrail, İngiltere ve diğerlerinin ortaya çıkardığı canavarlar. Bu canavarlar, ABD’nin özünü oluşturan asla bitmeyen savaş politikasını ve devam eden cinnet halini meşrulaştırmak için bilinçli olarak meydana getirildiler. İşte tam olarak bu sebeple ben de ABD vatandaşlığından çıktım. Bu delilik, dünya için büyük bir tehdit olmak dışında başka bir şey olarak düşünülemez.
Irak parçalandı, Suriye de parçalanır
Irak’ı parçalamaya yönelik politikalar ile Suriye’yi bölmeyi amaçlayanlar arasında kati bir süreklilik var. IŞİD’in üzerinde ABD’nin parmak izlerinin olmadığı söylemek saflıktan da ötedir. Bana şu sorunun cevabını verin: Neden IŞİD olsun, el Nursa olsun ya da el Kaide bir kez olsun İsrail’e saldırmadı? Bırakın saldırmayı IŞİD militanları Golan Tepelerine ve hatta İsrail’de tıbbi tedavi görüyorlar. Sizce bu ne anlama geliyor? Tam bir süreklilik var; gerçek politika açıkça tasarlanan “Yeni Amerikan Yüzyıl Projesi”nde gibi. Şöyle deniyor orada; “Bu küresel tam hakimiyet hedefine ulaşmak için yeni bir Pearl Harbour’a ihtiyaç var.” Bu olmadan ne Amerikan halkına ne de dünya milletine anlatamazsınız. Biz dünya genelinde savaşlar açacağız, istilâve işgal yürüteceğiz; bunun için, tam hakimiyet hedefi için denizde, havada, karada, uzayda ve siber uzayda tam kontrol sağlamak için milyarlar ve belki de trilyonlar harcayacağız. Amerika halkı bunu kabul etmez. Onlara bunu anlatamazsınız. Bunun için onlara birçok yalan söylemeniz lâzım. İşte gün be gün gördüğümüz ve yaşadığımız şey tam da bu. Daima bir öcüye ihtiyaç olduğu meselesine gelirsek, 50 yıldan uzun süre verdiğimiz Soğuk Savaş daha en başından saçmalıktı. Aslında bir Sovyet işgali tehdidi hiçbir zaman olmadı. Ama yıllarca nükleer silahlar geliştirmek için çılgınca paralar harcadık. Bu gerçek anlamda tamamen bir kolektif deliliğe dönüştü. Bugün yine oturmuş burada Suriye’yi açıkça yok etmeyi amaçlayan bir politikayla dünyayı tehdit eden üçüncü dünya savaşı tehlikesinden bahsediyoruz. Azıcık aklı olan biri, Beşşar Esad’ı devre dışı bıraktığımızda ortaya çıkan güç boşluğunun en güçlü çıkar odakları tarafından doldurulacağını bilir. O odaklar kim şu anda? Bizim dostlarımız ve müttefiklerimiz; bizim meydana getirdiğimiz küçük Frankensteinlar, buna ister el Kaide deyin, ister el Nusra, isterseniz de IŞİD, bunlar bu boşluğu dolduracaklar. Aynen Oded Yinon’un 1980’lerde İsrail için öngördüğü stratejideki gibi.