Daha önce edebiyat atölyesi hocamız, verdiği ödev doğrultusunda bir anafor seçmemizi ve anlatmamızı istemişti.
Ben de yuvarlak masayı seçmiş ve anlamını anlatmaya çalışmıştım. Hatta bu yazım Yuvarlak Masa adıyla Yeni Asya’da (11 Temmuz 2020) da yayımlanmıştı. O zamanlar ‘Altılı Masa’ kavramı henüz literatürümüze girmemişti ama bu yazıdan iki yıl sonra altı siyasi parti biraraya geldi ve Altılı Masa kuruldu. Peki neden yuvarlak masada toplandılar ve bu buluşmanın diğer adı neden yuvarlak masa olarak kaldı?
Beden dilinde her masanın bir dili vardır. Kare ve dikdörtgen masaların köşeleri vardır mesela. Böyle masalarda muhakkak bir baş ve son vardır. Bir kişi masanın başındadır, diğerleri hep kenardadır, kenardır. Sivri köşeler muhteşem bir ayraçtır, keskin bir dille herkesin yerini tarif ederler. Asla o sınırı geçemezsin. Yoksa masanın köşesi mutlaka sizi durdurur, ayağınıza, bacağınıza batar. Bu yüzden makam masaları, geniş protokol gerektiren masalar hep dikdörtgendir. Okul ve dershane etüt masaları da karedir.
Oval masalar da tek lider anlayışlarından taviz vermezler. Tek şahıs yine muhakkak vardır, ama köşeleri artık çok sivri değildir. Liderin kendi kadrosunu oluşturduğu ve biraz da kendi yerini sağlamlaştırdığı yerlerde bu tarz masalar vardır. Şirket toplantı masaları, yönetim kadrosunun yemek masası mesela.
Ama yuvarlak masa öyle mi!? Katılımcı, özgürlükçü, hürriyetperver ve eşitlikçidir yuvarlak masa. Dışardan gelecek her türlü insana, fikre açıktır. Bir lider etrafında kümelenmeye ihtiyacı yoktur. Herkes liderdir, eşittir, eşit söz hakkı vardır. İnsan hak ve hürriyetleri bir numaralı gündem maddesidir. Hatta denilebilir ki her şey bu gündem maddesine göre şekillenir. Makam mansıp derdi yoktur. Kişisel egolarını bir kenara bırakmıştır. Kimseye kendini ispat etmeye ihtiyaç duymaz. Kimseye keskin hatlarla sınırlarını dikte etmez. Her türlü insana ve fikrine açıktır. Sonradan gelmiş, önden gitmiş farketmez. Çat kapı misafire açıktır. Kaç kişi gelirse gelsin, herkes kendine bir yer bulabilir. Kim nereye oturursa otursun, masadaki herkesi en küçük ayrıntısına kadar görebilir. Yemek masaları ve bahçe masaları genelde yuvarlaktır. Samimi ve sıcaktır çünkü. Hiçbir tarafının bir önceliği, üstünlüğü yoktur.
Altılı Masa işte bu yüzden yuvarlak masayı seçti ve çok da anlamlı bir mesaj vermiş oldu. Zira yuvarlak masanın karşısında yer alan erk, tamamen lider kültüne dayanan, tek şahıs düzeni, bütün yetkilerin tek elde toplandığı bir organizma, en küçüğünden en büyüğüne bütün emirlerin tek kişinin iki dudağı arasında olduğu bir yapılanmadır. Güç odaklı, dominant, baskın bu yapıya karşı, tek kişinin değil herkesin güçlü olduğu, katılımcı ve eşitlikçi, hürriyetçi bir oluşum oluşturmak, meşveret ve istişare düzeniyle hareket etmek, liberal demokrasiyi geri getirmek üzerine programını yapmak, şahsi gücünü arttırmak yerine başka liderlerle birarada olmayı seçmek bana çok anlamlı geliyor. Düşünsenize.. Karşınızda her şeyiyle her şeye hakim olmayı marifet sayan bir yapı var. Demokrasiye zıt ne kadar şey varsa ortaya koymaktan adeta zevk alıyor. Siz ise bunun karşısına lider olarak çıkmak yerine, hepsi farklı farklı fikirlerden, oluşumlardan gelen liderlerle bir araya gelmeyi, beraber çözüm yoluna gitmeyi, birlikte kararlar almayı ve en önemlisi liberal demokratik sistemi yeniden sistem olarak getirmeyi hedefliyorsunuz. Bu sizce de alkışlanası bir hareket değil mi?
Muhalefet olma adına sadece böyle bir oluşumu biraraya getirselerdi bile, her türlü takdiri ve alkışı haketmiş olurlardı.
Bence Altılı Masaya destek verecek olanlar, onu bunu değil, falan partiyi, filan şahsı değil, direkt bu oluşumun ruhuna oy vermiş olacaklar. Birliğe ve beraberliğe, birarada yaşama kültürüne, fikir aykırılıklarına rağmen biraraya gelebilmeye oy verecekler. Demokrasinin özü de bu değil midir?