Ahirzaman ya! İyiler var bir de sahte iyiler var. İbn-i Sina’ya sormuşlar: “Dünyada devası olmayan dert var mıdır?.” Cevaben: “Derdin devasızı, iyinin kötüye muhtaç olmasıdır” demiş.
Eh artık düşünmeye bile gerek yok, ömürlerimizin şu son zamanlarında şahit olduk ki; iyiler çoklukla ve peşi sıra kanatlı beyaz atlara binerek öbür âleme göçtüler. Allah geride kalan muhtaç olduğumuz “iyilere” muhtaç etmesin inşallah. Rabbim cümlemizi gönlümüzü bilen ve gönülden mukabelede bulunan merhameti ve şefkati geniş ve çok olan insanlarla karşılaştırsın inşallah.
Ne diyor muhteşem Kur’an tefsiri Risale-i Nurlar’ın müellifi ve gönüller, kalpler sultanı Bediüzzaman Said Nursî: “Hissiyat güzel olursa, efkârda müstakim olur.”
Elini kesersin bir yara bandı veya bulamadığın için sigara tütünü basarsın. Yaranı bağlarsın acısını dindirmeye bakarsın.
İnsana en çok acı veren işte bu fizikî, vücudî ağrılar, acılar, elemler değildir! İmkânsızlığın, haksızlığın, mantıksızlığın ve körü körüne sahip olunan mütemerrid inatların verdiği acılar, ıztırap ve elemlerdir. Allah iyiyi kötüye muhtaç etmesin inşallah.
Şimdi bütün acılar bedenî, fizikî değildir. Hatta bunların sebebi ve kaynağı bile, ruhîdir, kalbidir, aklî olmayan; mantıksızlıklar zinciridir.
Rabbim bu zamanın insanına çok kuvvetli bir iman ve bu imanın; ilmen, aklen, ruhen, bedenen açılımlarını ve tesirlerini halk etsin, versin ve berdevam eylesin; hem dünyada hem ahirette sevinçleri, sürurları, iyilikleri, güzellikleri ihsan ve ikram etsin inşallah.