"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Kâinat bütün âyâtıyla haşre şehadet ediyor

Risale-i Nur'dan
21 Kasım 2021, Pazar
Ve keza görüyoruz ki Sâni-i Sermedî, Sultan-ı Ebedî şu inhidama meyyal menzillerde ve zevale mahkûm meydanlarda öyle bir hikmet-i bâhirenin ve bir inayet-i zâhirenin ve bir adalet-i âliyenin ve bir merhamet-i camianın âsârını izhar ediyor ki, kalbi paslanmamış, gözü kör olmamış bir insan, ayne’l-yakîn ile anlar ki, o hikmetten daha ekmel bir hikmet olamaz.

Ve o âsârı görünen inayetten daha ecmel bir inayet kabil değil. Ve o emârâtı görünen adaletten daha ecell bir adalet yoktur. Ve o semeratı görünen merhametten daha eşmel bir merhamet tasavvur edilemez. 

Öyle ise o Sultanın memleketinde daimî mekânlar, sabit meskenler, daimî ve mukim sâkinler bulunmazsa, şu görünen hikmet, inayet, merhamet ve adaletin, kalp ve fikir sahiplerince inkârları lâzım gelir. Ve aynı zamanda o ef’al-i hakîme Sahibi’nin –hâşâ– sefih, zalim olmasını istilzam eder. Bu ise hakikati zıddına kalbeden bir muhaldir.

Ey sözlerimi dinleyen arkadaş!

Haşrin vücuduna ve vukuuna dair delillerin şu zikredilen kısma, emarelere münhasır olduğunu zannetme. 

Kur’ân-ı Kerîm’in gösterdiği gayr-i mütenâhî emarelerden istihrac edilen hakikat şudur ki:

Hâlık’ımız, şu muvakkat dünya meşherlerinde daimî olan rububiyetinin sabit karargâhına bizleri nakledecektir ve bu seyyal memleketi sermedî bir memlekete tebdil edecektir.

Ve yine zannetme ki haşir ve ahireti iktiza eden, Esma-i Hüsnadan yalnız Hakîm, Kerîm, Rahîm, Âdil, Hafîz isimleridir. Belki kâinatın tedbiriyle alâkadar olan her bir isim, ahiret ve haşri iktiza eder.

Hülâsa: Haşir meselesi öyle bir hakikattir ki, celâliyle, cemaliyle, esmasıyla Hâlık-ı Zîşan, bütün kütüb-ü semaviye ile enbiya ve evliya ve asfiyanın icmalarını tazammun eden Kur’ân-ı Mu’cizü’l-Beyan ve Fahr-i Kâinat Hazret-i Muhammed (asm), ekmelü’l-halk ve eşrefü’l-insan, haşrin geleceğine ittifakla hükmettikleri gibi; şu kâinat dahi, bütün âyâtıyla ve kelimatıyla haşrin vücud ve icadına şehadet ediyor. Hatta her bir cüz’ün, cüz’î olsun küllî olsun, cüz olsun küll olsun, iki vechi vardır. 

Bir vecihle Hâlık’a bakar, vahdaniyete delâlet eder. Diğer vecihle de ahirete nâzırdır ki, haşrin, ahiretin vücutlarını ister.

Meselâ, bir insan kendi vücuduyla, hüsn-ü sanatıyla Sâni’in vücub-u vücuduna ve vahdetine delâlet ettiği gibi; âmâl ve istidadları ebede kadar uzandığı halde pek sür’atle ölüm ve zevali, ahiretin vücuduna delâlet eder. Bütün mevcudatta görünen intizam-ı hikmet, tezyin-i inayet, taltif-i rahmet, tevzin-i adalet, Sâni-i Hakîm’in vücud ve vahdetine şahit oldukları gibi, ahiretin ve saadet-i ebediyenin de icad ve vücudlarına delâlet ederler.

“Allah’ım, bizleri saadet ehlinden eyle, saidler zümresinde haşreyle ve saidlerle beraber Nebî-i Muhtarının şefaatiyle bahtiyar kullarınla beraber Cennete koy. Senin rahmetine ve onun şânına yakışır şekilde ona ve Âline salât ve selâm eyle. Âmin, âmin, âmin.”

Mesnevî-i Nuriye, s. 61

LÛ­GAT­ÇE:

âsâr: Eserler, izler, nişanlar.

âyât: Âyetler, deliller.

ecell: Daha haşmetli, daha büyük, 

daha yüce.

ecmel: Daha güzel.

Ef’al-i Hakîme Sahibi: Hikmetli, 

maksatlı işlerin sahibi olan Allah.

hikmet-i bâhire: Apaçık hikmet, 

fayda ve gaye.

inayet-i zâhire: Açık ve aşikâr olan 

yardım.

inhidam: Çökme, yıkılma, harap olma.

zeval: Sona erme, yok olma, ölme.

Okunma Sayısı: 1506
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Cenk Çalık

    22.11.2021 20:56:20

    "Öyle ise o Sultanın memleketinde daimî mekânlar, sabit meskenler, daimî ve mukim sâkinler bulunmazsa, şu görünen hikmet, inayet, merhamet ve adaletin, kalp ve fikir sahiplerince inkârları lâzım gelir. Ve aynı zamanda o ef’al-i hakîme Sahibi’nin –hâşâ– sefih, zalim olmasını istilzam eder. Bu ise hakikati zıddına kalbeden bir muhaldir." Mantıklı olmak şartıyla hangi açıdan bakılırsa bakılsın haşir elzemdir. Adalet, hikmet, inayet gibi onlarca hadsiz sıfat bu hakikati iktiza eder. Sonsuz merhamet sahibi yüce Rabbimiz merhametiyle biz aciz kullarına cenneti ikram edeceğini ümit ediyoruz. Bunun içinde çalışmak lazım. Geri durmak hatadır...

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı