"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Risale-i Nur, istidadımın yüz derece fevkinde

Risale-i Nur'dan
16 Kasım 2020, Pazartesi 00:20
(Dünden devam)

İkincisi: Nasıl ki âciz, zaif bir adam, bir batmanı kaldıramadığı halde on batman yük üstüne yığılmış bulunsa ve dostları onu çok kuvvetli bilip ona gizli zaafına yardımdan ziyade ondan yardım istedikleri halde, o bîçare de onların hüsn-ü zannını kırmamak veyahut kendini çok aşağı göstermemek için gayet ağır ve soğuk olan gösteriş ve tekellüflerle kendini yüksek ve kuvvetli göstermeye çalışmak çok elîm ve zevksiz olması gibi; aynen öyle de, ey kör hissiyatın içine giren nefs-i emmare, bu âdî şahsiyetimin ve bir çekirdek kadar ehemmiyeti olmayan istidadımın yüz derece fevkinde ve sırf bir inayet-i Rabbaniye olarak bu karanlıklı ve çok hastalıklı asırda Kur’ân’ın eczahane-i kudsiyesinden çıkan ve rahmet-i İlâhiye ile elimize verilen Risale-i Nur’daki hakikatlere o şahıs masdar ve menba ve medar olamaz. Belki yalnız çok bîçare ve muhtaç ve Kur’ân kapısında bir sâil ve muhtaçlara yetiştirmeye bir vesile olduğum halde, Nur’un muhlis ve hâlis, sıddık ve sadık, sâfi ve fedakâr şakirdleri, o bîçare şahsiyetim hakkında yüz derece ziyade hüsn-ü zanlarını kırmamak ve hissiyatlarını incitmemek ve Nurlara karşı şevklerine ilişmemek ve Üstad namı verdikleri o bîçare şahsı, onların hatırı için çok aşağı olduğunu göstermemek ve ağır ve elemli tekellüflere ve tasannulara mecbur olmamak için ve yirmi sene tecrîdatın verdiği tevahhuş için, hatta dostlarla dahi –hizmet-i Nuriye olmazsa– görüşmeyi terk ediyorum ve etmeye ruhen mecbur oluyorum. Ve tekellüfe ve kıymetten ziyade kendimi göstermeye ve ziyade hüsn-ü zan edenlere karşı hoş görünmek için kendimi makam sahibi göstermek ve sırr-ı ihlâsa tam münâfî kendini büyük göstermek ve vakar perdesi altında benliğin zararlı ve fânî zevkini aramak haletleri ise, ey nefsim, meftun olduğun o zevkleri hiçe indirirler.

Ey nefis! Ey zevke mübtelâ bedbaht kör hissiyat! Binler dünyevî zevki alsan, şu vaziyette yine bozulur; o zevk ayn-ı elem olur. Madem yüzde doksan mazideki ahbab âdeta, güya beni berzaha çağırıyorlar. Bu hazır zamandaki on dosttan ben kaçmaya mecbur oluyorum. Elbette bu ihtiyarlık ve yalnızlık hayata, berzah hayat-ı maneviyesi bin derece müreccahtır diye, bu iki hakikatle, hadsiz şükürler olsun, o ikinci nefs-i emmare tam susturuldu, kalp ve ruhtan gelen zevke razı oldu. Şeytan dahi sustu, hatta damarlarımdaki maddî hastalık da gayet hafifleşti.

Elhasıl: Ölsem, vazife-i Nuriye daha ziyade ihlâs ile rekabetsiz, ittihamsız inkişaf eder.

Hem bu zamanda aramadığım cüz’î, muvakkat zevk ve bu hayat ve dünya gözüyle fütuhat-ı Nuriyeden gelen lezzet bedeline, çok ağır, soğuk ve nahoş tekellüf elemlerinden ve hodfüruşluk zahmetlerinden ve tasannu zararlarından kurtulmak vardır.

Hem bu senede bir defa, ey nefis, ruh ve kalple beraber çok müştak olduklarınız eski, zevkli ve hayatımdaki yaşadığım memleketleri ve ünsiyet ettiğim ahbabları ve müfarakatlarından çok mahzun olduğum kardeşleri görmek için, beraber, kısmen hakikaten, kısmen hayalen o geçmiş mazide gezdin. Sen de gördün ki, o sevimli, müteaddit vatanlarımda, yüzde ancak bir iki ahbabı bulabildin. Ötekiler, bütün berzah âlemine göçmüşler ve o sevimli hayat levhaları değişmiş, elîm ve hazin bir vaziyet almış. Daha o ahbabsız yerleri görmek istenilmez. Onun için, bu hayat ve bu dünya bizi kovmadan evvel ve “Haydi dışarıya!” demeden, biz kemal-i izzetle, Allahaısmarladık deyip izzetimizle bu fânî zevklerimizi bırakmalıyız.

El-Bâkî Hüve’l-Bâkî

Umum kardeşlerimize binler selâm ve duâ eden hasta, fakat tam mesrur kardeşiniz

Said Nursî

Emirdağ Lâhikası, 

148. mektup, s. 235.

Okunma Sayısı: 1929
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Cenk çalık

    21.12.2020 23:55:10

    Her zevkin bir sonu var. Sonuna gelindiğinde elem başlıyor. Dolayısıyla her son yeni bir başlangıç. Hakiki ve kalıcı zevki istiyorsak geçici ve elemli zevki terk etmemiz icap ediyor. Bu durumu tarlayı ekmek olarak da düşünebiliriz. Bu ekim işide bu zamanda Risale-i Nur etrafında oluşturulan bir şahsı manevide en güzel bir şekilde tecelli ediyor.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı