Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 10 Ağustos 2006

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Murat ÇETİN

Yangın var



Bir yangın varsa bir şehirde, bir mahallede; banane diyemezsin.

Kuru olman yetmez, sırılsıklam olman da.

Bencil de olabilirsin, diğergam da. Ama ne yangını söndürmeye çalışman için diğergam olman gerekir, ne de bencil olman arkanı dönüp gitmeni gerektirir.

Bir yangını benciller de söndürür; dünyanın kendi etrafında döndüğünü zannetmek bile engellemez, bir kova su alıp yangına dökmeyi.

Yangın, hele içinde bulunduğun şehirde, köyde, mahallede olan yangın, durup seyredilesi bir manzara değildir. Kapı komşundaki yangın ise asla bir televizyon şovu değildir. Yanı başında yangın varken, ne akşam yemeğini, ne hiç kaçırmadığın diziyi, ne anlatacağın o çok önemli olayı düşünebilirsin.

Bir yangın varsa, söndürülmelidir. Vakit geçirmeden, en azından kendi evine sıçramadan, kendi tenini acıtmadan, kendi yüzünü yakmadan, kendi evladını içine almadan.

Çeşit çeşittir yangınlar. Kimi evleri yakar, kimi kalpleri kavurur.

Kimi dünyadan eder, kimi ahiretten.

Kimi dayanılamayacak kadar olsa da, canını alıp kurtarır; kimi “ateşe dayanabileceğin kadar günah işle”deki kadar dayanılmaz.

Onların “zaten öyle insanlar” olması da, senin “zaten bazı şeyleri aşmış” olman da kurtarmaz ateşin sana sıçramasına.

Kaldı ki, bencil olmak da bir çeşit yangındır; bencilsen, “ben”se merkezindeki, yanmaya başlamıştır merkez üssün.

Kova kova su taşımalısın, önce komşuya, sonra kendi “ben”ine. “Ben yanmıyorum, sen asıl kendine bak” diyenlere cevaben, belki önce kendine. Önce kendin kurtulmalısın içindeki ateşlerden. Kendi odunuyla beraber, kendi ateşini götürenlerden olmamalısın.

Farkında olmalısın. Pişmekle yanmak arasındaki farkı anlamak için kül olmayı beklememelisin.

Sönmeli ve söndürmelisin.

Sönmek ve söndürmek için “ben” olmaktan kurtulup, “biz” olmalısın. Bir mahalle yangınında kül olmak yerine, bir “biz” havuzunda erimeyi tercih etmelisin.

Yangın var. Ne seyretmeli, ne de yangına bir “körük” olarak gitmelisin.

Bir yangının külünü yeniden yakıp gitmemelisin.

10.08.2006

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (07.08.2006) - Bölünmüşlüklerimiz

  (03.08.2006) - A-politik olmayan yazı

  (31.07.2006) - Günahı kadar sevmek

  (27.07.2006) - Büyümek ve büyütmek

  (25.07.2006) - Kurtarma operasyonları

  (24.07.2006) - San’atçı hassasiyeti

  (20.07.2006) - Söz ola kese savaşı

  (17.07.2006) - Güzel sözlere ihtiyacımız var

  (13.07.2006) - Bir şehri sevmek

  (11.07.2006) - Bu hayatta sanal reklâm uygulaması vardır

 

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdurrahman ŞEN

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Davut ŞAHİN

  Faruk ÇAKIR

  Gökçe OK

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hülya KARTAL

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Hüseyin YILMAZ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mahmut NEDİM

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Metin KARABAŞOĞLU

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Murat ÇİFTKAYA

  Mustafa ÖZCAN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Raşit YÜCEL

  S. Bahaddin YAŞAR

  Sami CEBECİ

  Sena DEMİR

  Serdar MURAT

  Süleyman KÖSMENE

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin Uçal ABDULLAH

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Zeynep GÜVENÇ

  Ümit ŞİMŞEK

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  Şaban DÖĞEN

 Son Dakika Haberleri
Kadın ve Aile Dergisi Çocuk Dergisi Gençlik Dergisi Fikir Dergisi
Ana Sayfa | Dünya | Haberler | Görüş | Lahika | Basından Seçmeler | Yazarlar
Copyright YeniAsya 2004