Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 17 Nisan 2007

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Serdar MURAT

Yeni bir başlangıç yapabiliriz



Tandoğan Meydanı ile Kocatepe arası 5 bilemediniz 6 kilometre...

14 Nisan’da Tandoğan’da Tayyip Erdoğan’ın 11.Cumhurbaşkanı olmasını istemeyenlerin eylemi vardı.

15 Nisan’da ise Kocatepe Camiinde Türkiye Cumhuriyeti’nin 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal için okutulan Mevlid-i Şerif.

Birine yüz binler toplandı.

Demokratik tepkilerini ortaya koydular.

Diğerinde ise onbinler doldurdu Kocatepe Camii’nin avlusunu.

Türkiye’nin ikinci sivil Cumhurbaşkanını rahmetle andılar.

Hem Anıtkabir’deki eylem, hem Kocatepe’deki anma bir şekliyle cumhurbaşkanlığı seçim sürecine ilişkin işaret taşıyordu.

Siyaset biraz da böyle semboller üzerinden verilen mesajlarla yapılıyor.

Ancak her ikisinde de Türkiye’nin aradığı bir şeyin tahakkuku söz konusu oldu.

Hoşgörü vardı.

Erdoğan’a tepki ya da Özal’ı anmanın ötesinde birbirine tahammülün iksiri de gizliydi.

Buna çok ihtiyacımız var.

Cumhurbaşkanı seçimiyle ilgili takvim işlemeye başladı.

Dünyanın sonu değil.

Ne ilk kez, ne de son kez cumhurbaşkanı seçeceğiz.

Ancak bunu yaparken, tahrip etmek niye…

Artık hoşgörüyü pratiğe indirmenin zamanı geldi. Madem medeniyetler arası çatışmada Türkiye modelini öneriyoruz. Madem medeniyetler arası diyalog gibi iddialı bir teze sahibiz. Ve dünyada bunun bayraktarlığını yapıyoruz.

O zaman bu diyaloğu önce Tandoğan Meydanı ile Kocatepe arasında başlatmak zorundayız. Cumartesi ve Pazar günleri onbinlerin, yüzbinlerin katılımı ise “sessiz milyonlar” bunun güzel bir örneğini verdi.

Kırıp dökmeden de bu işin yapılabileceğini gösterdik.

Bu sürecin geliştirilmeye ihtiyacı var.

Şimdiye kadar hoşgörüyü hep sempozyumlarda sunulan bir tebliğ, yurt dışında Türkiye’nin anlatacağı bir model ya da bir Mevlânâ Haftası etkinliği olarak anladık.

Günlük hayatımızda birbirimizin boğazına sarıldık.

Maalesef ki siyaset bu topraklarda hep gerginliklerle beslendi. Sonu kurşunlara, ölümlere kadar uzanan bir hoşgörüsüzlük iklimiydi bu.

Sağ-sol, Kürt-Türk, Alevi-Sünnî, laik-antilaik diye saymaya başlarız hemen.

Hoşgörüyü bir türlü günlük hayatımıza, siyaset pratiğimize indiremedik. Zirvede bunu yakaladığımız zamanlar da oldu, ama bir türlü sokağa yansıtamadık.

Bu açıdan bakınca 14-15 Nisan tarihleri bir dönüm noktası olabilir mi? Öyle umut etmek istiyorum, ama bunun için biraz zamana ihtiyaç olduğunu düşünüyorum. Bu süreçlerin desteklenmesi ve geliştirilmeye ihtiyacı olduğunun farkındayım.

Hoşgörüyü sadece tarihe ait hoş bir duygu olmaktan çıkaralım derken, günümüzü aydınlatacak örnekleri de yine tarihimizden taşımak zorunda kalıyorum. Ne yazık ki cumhuriyet tarihi ve yaşanan günümüz bu konuda bize zengin örnekler sunmuyor.

“Gök kubbe altında birlikte yaşamak” devlet arşivleri taranarak İngilizce ve Türkçe olarak hazırlanmış bir eser.

Sultan Abdülmecit Han’a ait olan ve “Yenişehri Fener’de öteden berü beher hafta Pazar ve Çarşamba ve Cuma günlerinde bazar ikamesiyle” diye başlayan mektup da Hıristiyanların kutsal ibadet günü olan Pazar günü kurulan Yenişehir-i Fener pazarının bir başka gün kurulması ferman ediliyor.

Sultan Abdülhamid Han ise Marunîlerin Roma’da yaptırmayı düşündükleri okul inşaatına 10 bin frank yardım yapılmasını emir buyuruyor.

Darülaceze’de bir sinagog yapılması için Sultan Abdülhamid tarafından padişah buyruğu yayınlanırken, sinagog yapılıncaya kadar bir odanın tahsis edildiği, buranın hahamlar tarafından Tevrad okunarak açıldığı, bir haham, hademe ve aşçı tayin edilmesiyle birlikte Musevilerin özel günleri ve yiyecekleri hususunda gerekli titizliğin gösterildiği Fi 11 Mayıs 319 yani 24 Mayıs 1903 tarihli belgede yer almakta.

Maddî sıkıntı içinde bulunan Ermeni Katolik Patrikhanesine yardım yapılması yine padişah fermanıyla buyurulurken, Kudüs’te üç din tarafından kutsal sayılan mekânların temizliği ve edebe uyulması hakkında Kanunî Sultan Süleyman tarafından hem ferman edilmiş hem de “Sen ki kadısın bu emrimi sicile kaydet ki senden sonra gelen kadılar da bu emrime uysunlar” demiştir.

Şimdi, hayat tarzlarımıza saygı sınırlarını muhafaza ederek, bu hoşgörü tablosuna günümüzden örnekler eklemek durumundayız.

Özgürlükçü demokrasi bize bu iklimi sunuyor.

17.04.2007

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (16.04.2007) - Mitinge evet, baskına hayır

  (13.04.2007) - Sıcak günden önemli mesajlar

  (12.04.2007) - Çankaya'ya değil seçime bakın

  (11.04.2007) - Çankaya fısıltıları

  (20.02.2007) - Büyükanıt’dan farklı roller bekleyenler

  (19.02.2007) - Hangi büyük oyun

  (16.02.2007) - Olmert'in temasları

  (15.02.2007) - Kadir şehit oldu duyan var mı?

  (14.02.2007) - Baykal'ın barış adımı

  (12.02.2007) - İttihatçıdan ihtilâlciye aynı zihniyet

 

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdurrahman ŞEN

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Davut ŞAHİN

  Faruk ÇAKIR

  Gökçe OK

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hülya KARTAL

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Hüseyin YILMAZ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mahmut NEDİM

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Metin KARABAŞOĞLU

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Murat ÇİFTKAYA

  Mustafa ÖZCAN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Raşit YÜCEL

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet Bayri FİDAN

  Sami CEBECİ

  Sena DEMİR

  Serdar MURAT

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin Uçal ABDULLAH

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Zeynep GÜVENÇ

  Ümit ŞİMŞEK

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  Şaban DÖĞEN


 Son Dakika Haberleri
Kadın ve Aile Dergisi Çocuk Dergisi Gençlik Dergisi Fikir Dergisi
Ana Sayfa | Dünya | Haberler | Görüş | Lahika | Basından Seçmeler | Yazarlar
Copyright YeniAsya 2004