Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 13 Ağustos 2007

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Murat ÇETİN

Gri



Ben griyi severim. Sanki kirlenmiş beyaz gibidir yahut solmuş bir siyah gibi.

Siyahlıktan beyazlığa mı, beyazlıktan siyahlığa doğru mudur gidişi, yoksa hep gri miydi; bilemezsiniz.

Üstüne yazılan siyah yazıları da gösterir, beyazları da. Siyah bir zemine yazılsa da okunur, beyaza da.

Ne geceleyin görünmez olur, ne de parlak ışıklar altında fark edilmez hale gelir.

Beyaz kadar kir tutmaz, siyah kadar da toz göstermez.

Her şey siyah ve beyaz olduğunda, cıvıl cıvıl bir renk gibi görünür.

Maviyi severim evet, yeşili de. Kırmızının da, sarının da güzel tonları vardır.

Diğerleriyle gri yan yana gelse, yüzüne bile bakmam; çünkü soluktur, daha “resmî”dir, İstanbul’dan çok Ankara, düğünden çok geçit resmidir, TRT’varidir.

Ama bir tarafta siyah, diğer tarafta beyaz varsa, griyi tercih ederim.

Çünkü gri, bir duruştur: Siyahın güneşin bütün renklerini hapsederken, beyazın tümünü yansıtışına karşı bir duruş.

Ne kapkaradır insan, ne de bembeyazdır: Ne tamamen masum, ne de güzelliklerden, iyiliklerden tamamen masun.

Bundandır ki, gri insanîdir. Zaaflar kadar, iyilikler de barındırır. Doğruları olduğu gibi, yanlışları da vardır.

Siyaha bir damla beyaz, beyaza bir damla siyah damlatsanız kolayca ulaşırsınız griye. Evet soluk bir renktir, ama tamamen beyazdan, tamamen siyaha kadar milyonlarca tonu olan bir “renk”tir.

“Ben siyahım” deyince artık söylenecek söz kalmamıştır. Çünkü siyahın ne olduğu bellidir. “Nasıl bir siyah?”, “Ne kadar siyah?” diye soramazsınız.

“Ben beyazım” derseniz, en küçük bir lekenin, karaltının, gölgenin olmadığı, deterjan reklâmlarından çıkma bir renk olarak bilinirsiniz. “Beyaz” ile “bembeyaz” dışında bir tonunuz yoktur artık.

Griyi severim. Evet, çok sevdiğim bir renk değildir. Beyazın masumiyetine, siyahın asaletine de hayranım. Ama siyah-beyaz bir filmdeysem, gri olmayı isterim. Siyah ile beyaz geriliminde, gri bir ton olarak yer alırım. Siyah-beyaz bir fotoğrafta, “Ben aslında bir rengim, ama senin makinen beni böyle çekti” diye haykıran gıpgriyim.

İfratla tefrit arasında durduğu için. Beyazın da, siyahın da hakkını verdiği için. Tarafsız olduğu için değil, aksine, taraf olduğu için, griyi severim.

13.08.2007

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (09.08.2007) - Yağmur damlasından mektup var

  (06.08.2007) - Milletvekillerine ikinci yemin

  (30.07.2007) - İnsansız

  (24.07.2007) - Seçim boyası

  (23.07.2007) - Seçim sonuçlarını bilmeden yazılmış bir yazı

  (14.07.2007) - İmlâ kılavuzu

  (05.07.2007) - Bitişler ve kalışlar

  (02.07.2007) - Seni anlıyorum

  (21.06.2007) - Kampanyalı hayat

  (19.06.2007) - Susuz günlerden hatırda kalanlar

 

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdurrahman ŞEN

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Davut ŞAHİN

  Faruk ÇAKIR

  Gökçe OK

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hülya KARTAL

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Hüseyin YILMAZ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  Kemal BENEK

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mahmut NEDİM

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Murat ÇİFTKAYA

  Mustafa ÖZCAN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Raşit YÜCEL

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet Bayri FİDAN

  Sami CEBECİ

  Sena DEMİR

  Serdar MURAT

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin Uçal ABDULLAH

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Zeynep GÜVENÇ

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  Şaban DÖĞEN


 Son Dakika Haberleri