Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 13 Ağustos 2007

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Şaban DÖĞEN

Birlikte yaşamanın gereği



Birlikte yaşamanın bir kısım gerekleri vardır. İnsanların kimi zengin kimi fakir, kimi bilgili kimi cahildir. İmkânı olanlar yoksullara, bilgisi olanlar bilgisi olmayanlara yardımcı olacaklardır. ki toplumda denge sağlansın, huzur bulunsun.

Zenginlere zekâtın farziyeti sebepsiz değildir. Bilgilinin de zekâtı vardır. Kişi bildiklerini şu veya bu şekilde bilmeyenlere öğretmekle yükümlüdür.

Bir gün İslâmı bilen bir kabilenin ondan habersiz yaşayan komşusuna ilgisiz kaldığını görünce, o nezaketli üslûbuyla isim vermeden, birisini öğretmediği, diğerini de öğrenme gayreti göstermediği için kınamışlardı. "Komşularını dinde anlayışlı yapmayanlara, onlara dini öğretmeyenlere, anlatmayanlara, Allah'ın emirlerini bildirip yasaklarından sakındırmayanlara, öte yandan o komşularından da dini öğrenmeyenlere, anlayıp değerlendirme yapmayanlara ne oluyor?" diye başlayan sözlerinde komşularına dini anlatmaları, öğretmeleri, derin bir anlayışa kavuşturmaları, Allah'ın emirlerini öğretip yasaklarından sakındırmaları gerektiğini bildiriyor, komşularının da öğrenmede çaba harcamaları gerektiğini hatırlatıyor. Aksi halde cezalandırılacağına dikkat çekiyordu.

Kimdi bu bilgili olup da bildiklerini anlatmayan kabile? Mesaj hemen yerine ulaşmış, uyarılan kabile kendinden bahsedildiğini anlamış, doğruca Resûlullaha koşmuşlardı. Âlim olan Ebû Musâ-Eş'arî'nin de mensup olduğu Eş'arî kabilesiydi bu. Başkaları hayırla yad edilirlerken kötü yad edildiklerini anladıklarını ifade ettiler. Yukarıdaki sözlerini yine isim vermeden zikretti Allah Resûlü (asm) Onlar, "Başkalarına dini biz mi öğreteceğiz ya Resûlallah?" dediler. Efendimiz (asm) Mâide Sûresinin 78 ve 79. âyetlerini okudu. Bu âyetlerde meâlen şöyle buyuruluyordu. "İsrailoğullarından inkâr edenler, Davud'un ve Meryem oğlu İsa'nın diliyle lânetlendiler. Çünkü onlar isyan etmiş ve hadlerini aşmışlardır. Onlar işledikleri kötülükten birbirlerini vazgeçirmeye çalışmazlardı. And olsun, o yaptıkları pek kötü bir şeydi!?

Mutlu ve huzurlu bir toplumda yaşamanın gereği demek güzellikleri paylaşmaktan geçiyor. Bunun da temeli ilim.

13.08.2007

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (12.08.2007) - Resûlullah’ın (asm) mirası

  (11.08.2007) - Asrın cihadı

  (10.08.2007) - Mi'rac’la yükselmek

  (09.08.2007) - Kalbi nurlanan insan

  (08.08.2007) - Namaz sevgisi

  (07.08.2007) - İlk sorgulama

  (06.08.2007) - "Bunlar insan değil, İfrit"

  (05.08.2007) - Zordan korkmamak

  (04.08.2007) - Zordan korkmamak

  (03.08.2007) - Cennetin anahtarı

 

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdurrahman ŞEN

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Davut ŞAHİN

  Faruk ÇAKIR

  Gökçe OK

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hülya KARTAL

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Hüseyin YILMAZ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  Kemal BENEK

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mahmut NEDİM

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Murat ÇİFTKAYA

  Mustafa ÖZCAN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Raşit YÜCEL

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet Bayri FİDAN

  Sami CEBECİ

  Sena DEMİR

  Serdar MURAT

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin Uçal ABDULLAH

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Zeynep GÜVENÇ

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  Şaban DÖĞEN


 Son Dakika Haberleri