"Gerçekten" haber verir 02 Ağustos 2008
Anasayfam Yap | Sık Kullanılanlara Ekle | Reklam | Künye | Abone Formu | İletişim
ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET ve ŞÛRÂDIR

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Süleyman KÖSMENE

Kalbin teslimiyeti



İsim vermeyen okuyucumuz: “Mesnevî-i Nuriye’de mârifetullahın şahitlerinin ve burhanlarının beyan edildiği Zühre’nin Onuncu Nota’sını izah eder misiniz?”

Cenâb-ı Hakk’ın mevcudiyeti, mahiyeti ve varlığı hiç şüphesiz kâinat veya kâinatta var olan hiçbir şeyin cinsinden ve mahiyetinden değildir. O’nun Mukaddes Zatı tektir, benzersizdir, yegânedir. İsimleri ve sıfatları daima kemal haldedir; her türlü noksanlıklardan, eksikliklerden ve kusurlardan berîdir, münezzehtir, muallâdır, yücedir. Varlığının mahiyeti Kendine mahsustur, hiçbir mahiyete benzemez, hiçbir şey O’na denk değildir.

Biz, eserleriyle ve kavrayabildiğimiz isim ve sıfatlarıyla Cenâb-ı Hakk’ı tanımaya çalışırız. Ama O bizim için yine meçhuldür. O meçhul bir mevcuttur.1 O’nu gerçekten kavradığımızı iddia edemeyiz. Bu bizim beşerî gücümüzün kaldıracağı bir yük değildir. Nitekim Kur’ân, “Gözler O’nu idrak edemez. O gözleri görür. O Latîf’tir, Habîr’dir.”2 buyurmaktadır.

Üstad Bedîüzzaman Hazretleri, Onuncu Nota’da Cenâb-ı Hakk’ın mârifet nûruna yetişmenin, bakmanın ve âyet ve şâhitlerin aynalarında cilvelerini izlemenin altın prensiplerini verir. Buna göre insan gaflet veren sebeplerden mümkün mertebe sıyrılmalı, uzak durmalı, kalbini Allah’ın feyzine açmalı ve bu vaziyetini muhafaza etmelidir. Başka bir ifâdeyle, mümkün mertebe hem öğrenmeye, hem de öğrendiğini yaşamaya gayret etmelidir. Yoksa insan, üstünden geçen, kalbine gelen ve aklına görünen her bir marifet nurunu, tereddüt ve tenkitle karşılaması halinde kaçırabileceği gibi; ışıklanan ve yaklaşan her bir nuru yakalamak için elini uzatması halinde yine bu nurları kaçıracaktır. Çünkü marifet nurlarını sahiplenmek mümkün değildir. Onlar Cenâb-ı Hakk’a aittirler.

Üstad Saîd Nursî Hazretlerine göre, mârifetullahın şahitleri ve burhanları üç çeşittir:

1- Bir kısmı su gibidir. Görünebilir ve hissedilebilir. Bu kısmı idrak etmek için hayallerden ve evhamlardan sıyrılarak, bütünüyle ve bütün hulûs-u kalple O’na yönelmek gerektir. Bu kısım parmaklarla yakalanmaz, tutulmaz, tenkit edilmez. Tenkit parmakları uzatılsa, su gibi akar ve kaybolur. Çünkü o hayat kaynağı marifet nurları, parmakları mekân olarak benimsemez. Onların mekânı evhamlardan safi, şüphelerden ve tereddütlerden uzak ve günah kirlerinden arınmış kalptir.

2- Marifet nurlarından ikinci kısmı hava gibidir. Hissedilebilir; fakat görünmez ve tutulmaz. Bu rahmet nesimine karşı insan yüzüyle, ağzıyla ve ruhuyla teveccüh etmeli, kendini ona mukabil tutmalıdır. Ruhuyla teneffüs etmeli, tenkit elini uzatmamalıdır. Tereddüt eliyle bakması veya tenkit ile el atması halinde, bu kısım rahmet nesimi buna razı olmaz, yürür, gider. Eli mesken olarak kabul etmez.

3- Üçüncü kısım ise nur gibidir. Görünür, fakat hissedilmez ve tutulmaz. Bu kısım rahmet nesîmine karşı insan kalbinin gözüyle ve rûhunun nazarıyla kendini ona mukâbil tutmalı, gözünü ona tevcih etmeli ve onun kendi kendine gelmesini beklemelidir. Çünkü Nur el ile tutulmaz, parmaklarla avlanmaz. Nur ancak basîret nuru ile avlanabilir. Eğer hırs dolu ve maddeden ibâret olan eli uzatsan ve maddî mîzanlarla tartmaya kalksan, sönmese de gizlenir. Çünkü Nur maddede hapse râzı olmadığı gibi, kayda da girmez. Kesif olan maddeyi kendine mâlik ve seyyid kabul etmez.3

Hiç şüphesiz bu hususlar, mücerret ve soyut meselelerdir. Şu kadar söylenebilir ki, meselâ, Peygamber Efendimiz’in (asm) “İmanınızı ‘Lâ ilâhe illallah’ ile tazeleyiniz.” Emri mûcibince çok sık tekrarlamamız gereken kelime-i tevhidde veya çok tekrarlarla okunan Kur’ân âyetlerinde veya zikirlerde, ya da günün beş vaktinde aynı zikir ve tekbirlerle tekrar tekrar kılınan namazlarda, namazları müteâkip otuz üçer adet çekilen tesbih, tekbir ve tehlillerde, yüksek feyzi bulunan metinlerde, Cevşenü’l-Kebîr’de ve Risâle-i Nûr metinlerinde böyle mânevî mârifet nurlarını akıl, kalp, rûh, sır, nefis ve sâir lâtîfe ve hislerle; kimi zaman bunların biriyle veya bir kısmıyla, kimi zaman da hepsiyle duymak ve hissetmek mümkündür. Burada ehemmiyetle altı çizilen husus: Allah’a yönelirken ve Allah’ı bilmeye çalışırken kalp tam teslim olmalı; şüphe, tereddüt ve tenkit gibi bir takım fevrî ve yersiz endişeler taşımamalıdır.

Dipnotlar:

1- Mesnevî-i Nûriye, s. 111

2- En’am Sûresi, 6/103

3- Mesnevî-i Nûriye, s. 141, 142

02.08.2008

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (01.08.2008) - Duâlarımızı ihmal etmeyelim

  (30.07.2008) - Boşanmak mı, sabır mı?

  (29.07.2008) - Mi’râcınıza binler tebrikler

  (27.07.2008) - Kısa cevaplara devam

  (26.07.2008) - Kısa cevaplar

  (25.07.2008) - Şeair üzerine

  (24.07.2008) - Hikmetleriyle kısaca Hane-i saadet

  (23.07.2008) - Sadaka üzerine

  (22.07.2008) - İsm-i azam üzerine

  (21.07.2008) - Kader ameliyatlarının şifreleri (2)

 
GAZETE 1.SAYFA

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Ahmet ARICAN

  Ahmet DURSUN

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Atike ÖZER

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Davut ŞAHİN

  Elmira AKHMETOVA

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Fatma Nur ZENGİN

  Gökçe OK

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Kadir AKBAŞ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  Kemal BENEK

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mahmut NEDİM

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Mustafa ÖZCAN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Osman GÖKMEN

  Raşit YÜCEL

  Rifat OKYAY

  Robert MİRANDA

  Ruhan ASYA

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet Bayri FİDAN

  Saadet TOPUZ

  Sami CEBECİ

  Selim GÜNDÜZALP

  Semra ULAŞ

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Ümit KIZILTEPE

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT

Site yöneticisi | Editör
Yeni Asya Gazetesi Gülbahar Cd. Günay Sk. No.4 Güneşli-İSTANBUL T:0212 655 88 59 F:0212 515 67 62 | © Copyright YeniAsya 2008.Tüm hakları Saklıdır