16 Mayıs 2009 ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET VE ŞÛRÂDIR İletişim Künye Abonelik Reklam Bugünkü YeniAsya!

Eski tarihli sayılar

Günün Karikatürü
Dergilerimiz

Ali FERŞADOĞLU

Sevgi ve aşk nasıl oluşur?


A+ | A-

Sevgi, aşk ve şefkat güçlü duygularımızdandır. 80 yaşındaki bir annenin, yağmurlu ve soğuk havada dışarı çıkmaya hazırlanan 60 yaşındaki sakallı çocuğuna “Aman yavrum; paltonu giy, üşütürsün; şemsiyeni al, ıslanırsın; karşıdan karşıya geçerken dikkat et!” diye nasihat edecek kadar…

Dağları bile deldiren sevgi, aşk nedir ve nasıl oluşur? Kalpten çıkan elektrik, elektromanyetik dalga ve duygu enerjilerinin etkileri pozitif veya negatif yönden işlettirilir. İnsan, zihin/beyin ve zekâ dalgalarını birleştirip odaklaştırdığı şeyi sever.

Duygu yoğunluğuna göre bir şeye meylederiz. Bu meyil sevgidir. Ve basamak basamak yükselir, şiddet peyda eder, tutku hâlini alırsa o aşktır. Yani, sevginin kaynama derecesidir. Şöyle de târif edilmiştir: Meylin iki katı ihtiyaç; ihtiyacın iki katı aşktır. Aşkın iki katı ise incizap; cezbeye (çekim alanına) kapılmaktır. Eğer çekim, Hakk’a yönlendirilirse, İlahî aşk olur.1

Kişi niyetini, duygularını değiştirdiğinde, otomatik olarak kalpten beyine giden sinir uyarılarının durumu, kalitesi ve aktivitesi de buna paralel olarak değişir. Yani, eğer psikofizyolojik durumumuz, olumlu ve dengeli ise, kalbin HRV ritimleri de, buna paralel olarak âhenkli olur. Sonuçta beyindeki elektrik, biyoelektromanyetik faaliyetler, kalpte oluşan bu uyum ve dengeye tabi (senkronize) olmakta; olumsuz ise, sonuç da negatif çıkmaktadır. Niyet ve faaliyetlerimizi akıl, kalp ve vicdan gibi duygularımızın kontrolüne verebilir, şuurumuzu onlar üzerinde yoğunlaştırdığımız nispette duygularımızı geliştiririz. Sevgi de bunların başında gelir.

Elbette sonsuz sevgi potansiyeline sahip olan kalp, fani, basit, solan, yok olmaya mahkûm nesnelere razı olmaz. Bütün gücüyle “sonsuzluk” isteyen kalbimizi sonlu ve tükenici olan yiyecek, içecek, mal-mülk, şan-şöhret, para, dünyevî makamlar ve mecâzî aşklar (sevgililere Allah hesabına olmayan sevgi) gibi şeylerle doyurup tatmin edemeyiz.

Bütün sevgimizi, yalnızca fani bir sevgiliye yönlendiremeyiz. Başta ruhumuzu, kendimizi, anne babamızı, eşimizi, çoluk çocuğumuzu, akrabalarımızı ve sâir insanları severiz. Güzel şeyleri, hayvanları, türlü yiyecek-içecek, bitki ve giyecekleri, manzaraları, diğer bütün varlıkları severiz. Sevgi aynı zamanda bizi birbirimizle kaynaştırır.

Gayrimeşrû bir sevgi kalp kırıklıklarına, kalpte fay hatlarının oluşmasına, bu da ruhî depremlere yol açar. Çünkü sevdiğimiz şey, ya bizi tanımaz, Allahaısmarladık demeyip gider (gençliğin ve malın gibi); ya da sevgimiz için bizi tahkir eder, aşağılar. Mecâzî aşklarda sevgililerin aşklarından şikâyet etmelerinin sebebi; sevdikleri şeyler ya onları tanımıyor, ya tahkir ediyor veya refakat etmiyor, ayrılıyor.

Eğer kalbinizdeki fırtınaları dindiremezseniz, toplumun kalbi olan aile yuvasındaki fırtınalar zamanla kasırgalara dönüşür. Huzurlu ve mutlu bir aile hayatı kurup sürmek isteyen; kalp, akıl ve hayal kuvvetlerini ibadetle meşgul etmeli.2 Çünkü kalbî amellerin güneşi de imandır.3

Sevginin aynı zamanda psikososyal bir güç kaynağı, bir kaynaştırıcı olduğu şöyle beyan edilir:

Allah’a iman edenler, Allah’a olan sevgileri cihetiyle daha kuvvetlidir.4

Dipnotlar: 1. Sünûhât, s. 35.; 2. Mesnevîi Nuriye, s. 291-292.; 3. İşârâtü’l İ’câz, s. 32.; 4. Kur’ân, Bakara, 165.

16.05.2009

E-Posta: [email protected] [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (15.05.2009) - Sevgi ve aşk üretim merkezi kalbin keşif yolculuğu -2

  (13.05.2009) - Sevgi ve aşk üretim merkezi kalbin keşfi yolculuğu-1

  (12.05.2009) - Kalbinize denk bir eş için

  (11.05.2009) - Kendini keşfetmeyen, eşini keşfedebilir mi?

  (10.05.2009) - Aşkın için ne öl, ne öldür, Allahaşkına!

  (09.05.2009) - “Aşık oldum, hemen evlenmeliyim!” mi?

  (08.05.2009) - “Seviyorsun, ama, niçin?”

  (07.05.2009) - En sağlam kale

  (06.05.2009) - Mutluluk ne evlilikte, ne bekârlıkta…

  (04.05.2009) - Din, dinsizlik ve Risâle-i Nur tefsiri

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdullah ERAÇIKBAŞ

  Ahmet ARICAN

  Ahmet DURSUN

  Ahmet ÖZDEMİR

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Atike ÖZER

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Elmira AKHMETOVA

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Fatma Nur ZENGİN

  Gökçe OK

  Gültekin AVCI

  H. Hüseyin KEMAL

  H. İbrahim CAN

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Kadir AKBAŞ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Mehtap YILDIRIM

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Osman GÖKMEN

  Osman ZENGİN

  Raşit YÜCEL

  Recep TAŞCI

  Rifat OKYAY

  Robert MİRANDA

  Ruhan ASYA

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet BAYRİ

  Saadet TOPUZ

  Said HAFIZOĞLU

  Sami CEBECİ

  Selim GÜNDÜZALP

  Semra ULAŞ

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Umut YAVUZ

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Ümit KIZILTEPE

  İbrahim KAYGUSUZ

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT

Hava Durumu
Yeni Asya Gazetesi, Yeni Asya Medya Grubu Yayın Organıdır.
Kurumsal Linkler: Risale-i Nur Kongresi - Bediüzzaman Haftası - Risale-i Nur Enstitüsü - Yeni Asya Vakfı - Demokrasi100 - Yeni Asya Gazetesi - YASEM - Bizim Radyo
Sentez Haber - Yeni Asya Neşriyat - Yeni Asya Takvim - Köprü Dergisi - Bizim Aile - Can Kardeş - Genç Yaklaşım - Yeni Asya 40. Yıl
Reklam Linkleri: Risale Yorum- Risale Çocuk- Oktay Usta - Euro Nur - Fıkıh İnfo- Ahmet Maranki- Cevşen - Yeni Asya Barla - Makdis