05 Haziran 2009 ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET VE ŞÛRÂDIR İletişim Künye Abonelik Reklam Bugünkü YeniAsya!

Eski tarihli sayılar

Günün Karikatürü
Dergilerimiz

Şaban DÖĞEN

Fedakârlığın böylesi


A+ | A-

Balı tatmayana balın tadını anlatamazsınız. Çünkü tatmayan bilmez. İslâmın, imanın tadını bilmeyenlere de onun sağladığı manevî huzur ve zevki anlatmanız imkânsızdır.

Günlerce karanlıkta kalan bir insanın bir anda aydınlığa, yokluk içinde kıvranan bir insanın bir anda zenginliğe, düşmanlar içerisinde bulunan bir insanın oradan kurtulup dostlarına kavuştuğunu farz edin!

İşte imanın aydınlığına kavuşmak da böylesine bir mutluluktur. İmanının nuruyla hayata bakan insan bütün sıkıntılardan kurtulur, rahata, huzura kavuşur. Onların yaşayış, söz ve hareketlerinden ne kadar mutlu olduklarını bir ölçüde anlamak da mümkündür.

İman hayatın bin bir türlü güçlük, musîbet, sıkıntı, üzüntü ve kederlerine karşı en mukavemetli bir dayanak noktasıdır. Arzu ve emellerine ulaşmada en etkili bir kuvvettir. İmansız hayat zindana döner, kişi geçici mutlu olsa da sıkıntı ve streslerden kurtulamaz. Nasıl kurtulabilir ki?

İman bunca faydaları yanında ahireti olduğu gibi dünyayı da Cennete çevirir. Bu dünyadan bin kere daha güzel, ebedî Cennet ancak imanla elde edilir. İman diploması olmaksızın Cennete girmek mümkün değildir. İşte yapılabilecek en büyük hizmet, insanların imanlarının kurtulması için yapılan hizmettir.

Bediüzzaman Said Nursî Hazretlerinin de en büyük gayesi buydu. Fakat günün idarecileri onu anlayamadılar. Bir gerici, mürteci diye sürgünlerden sürgünlere, zindanlardan zindanlara sürüklediler.

Fakat o kendisine kötülük edenlere dahi iyilik yapacak büyüklükteydi. Diyor du ki: “Bu gözümüz önünde ve bizi bekleyen ölümün idam-ı ebedîsinden ve karşımızda kapısını açan ve bizi cebr-i kat’î ile çağıran kabrin daimî karanlık haps-i münferidinden kurtulmaya çalışıyoruz. Hem sizin de o dehşetli ve çaresiz musîbetten kurtulmanıza yardım ediyoruz.”

Onlara göre en büyük mesele olarak görülen dünyevî ve siyasî meselelerin nazarında ve hakikat itibariyle kıymetinin pek az olduğunu ve bilfiil görevi olmayanlar için mâlâyanî, ehemmiyetsiz ve kıymeti olmadığını söyler ve “Fakat bizim iştigal ettiğimiz vazife-i zarurîye-i insanîye [insanın en zarurî vazifesi] ise, herkese her zaman ciddî alâkası var. Bu vazifemizi beğenmeyenler ve kaldıranlar, ölümü kaldırmalı ve kabri kapamalı!”1 der.

Başka bir yerde de, “Eğer ölümü öldürüp, zevali dünyadan izale etmek ve aczi ve fakrı beşerden kaldırıp kabir kapısını kapamak çaresi varsa, söyle dinleyelim. Yoksa sus! Kâinat mescid-i kebirinde [büyük mescidinde], Kur’ân, kâinatı okuyor. Onu dinleyelim. O Nur ile nurlanalım. Hidayetiyle amel edelim”2 der.

O, Kur’ân eczanesinden sunduğu ihya edici hakikatlerle ölümün idam-ı ebedîsini terhis tezkeresine çeviriyor, sadece muhtaç gönüllerin değil, kendisine düşmanlık ve zulmedenlerin dahi yokluğa gitmelerine tahammül edemiyor. Öylesine merhametlidir ki onların imanlarının kurtulup ebedî saadete ermeleri için duâ etmekten dahi geri kalmıyor. Diyor ki: “Cenâb-ı Hakka hadsiz şükür olsun ki, benim gibi kabir kapısında, alâkasız, dünyadan usanmış, hürmetten, teveccüh-ü ammeden kaçmış ve şan ve şeref ve hodfuruşluk gibi riyakârlıklara hiçbir meyli kalmamış bir vaziyette iken, bunların bana karşı kanunsuz ihanetlerinin hiçbir ehemmiyeti kalmadı; Cenâb-ı Hakka havale ediyorum. Bana lüzumsuz evham yüzünden eziyet edenlerin yakında ölümle idam-ı ebediyeye giriftar olacaklarını düşünüp, hakikaten acıyorum. Ya Rabbi, onların imanını Risâle-i Nurla kurtar! İdam-ı ebediden, sırr-ı Kur’ân’la terhis tezkeresine çevir! Ben de onlara hakkımı helâl ediyorum.”3

İşte Said Nursî böyle insanlık için didinen bir insandı. Gün gelecek anlamayan, anlamak istemeyenler de onu anlayacak.

Dipnotlar:

1. Şuâlar, s. 299-300.

2. Sözler, s. 37.

3. Emirdağ Lâhikası, s. 30.

05.06.2009

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (04.06.2009) - Toplumun ıslâhı için

  (03.06.2009) - Vicdanlar ölürse

  (02.06.2009) - Ölümün idam-ı ebedîsinden kurtulmak

  (01.06.2009) - En büyük hedef: Tahkikî imanî

  (31.05.2009) - Neden ilerleyemiyoruz?

  (30.05.2009) - Askıda kahve

  (29.05.2009) - Büyük dâvâlar büyük omuzlarda yükselir

  (28.05.2009) - Bir kutup gibi olmak

  (27.05.2009) - Tahkikî iman musîbetlere karşı korur

  (26.05.2009) - Tahkikî iman kalbe girince

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdullah ERAÇIKBAŞ

  Ahmet ARICAN

  Ahmet DURSUN

  Ahmet ÖZDEMİR

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Atike ÖZER

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Elmira AKHMETOVA

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Fatma Nur ZENGİN

  Gökçe OK

  Gültekin AVCI

  H. Hüseyin KEMAL

  H. İbrahim CAN

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Kadir AKBAŞ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Mehtap YILDIRIM

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Osman GÖKMEN

  Osman ZENGİN

  Raşit YÜCEL

  Recep TAŞCI

  Rifat OKYAY

  Robert MİRANDA

  Ruhan ASYA

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet BAYRİ

  Saadet TOPUZ

  Said HAFIZOĞLU

  Sami CEBECİ

  Selim GÜNDÜZALP

  Semra ULAŞ

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Umut YAVUZ

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Ümit KIZILTEPE

  İbrahim KAYGUSUZ

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT

Hava Durumu
Yeni Asya Gazetesi, Yeni Asya Medya Grubu Yayın Organıdır.
Kurumsal Linkler: Risale-i Nur Kongresi - Bediüzzaman Haftası - Risale-i Nur Enstitüsü - Yeni Asya Vakfı - Demokrasi100 - Yeni Asya Gazetesi - YASEM - Bizim Radyo
Sentez Haber - Yeni Asya Neşriyat - Yeni Asya Takvim - Köprü Dergisi - Bizim Aile - Can Kardeş - Genç Yaklaşım - Yeni Asya 40. Yıl
Reklam Linkleri: Risale Yorum- Risale Çocuk- Yemek Tarifleri - Euro Nur - Fıkıh İnfo- Satılık Tekne- Cevşen - Yeni Asya Barla - Makdis