19 Şubat 2010 ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET VE ŞÛRÂDIR Mobil İletişim Künye Abonelik Reklam Bugünkü YeniAsya!

Eski tarihli sayılar

Günün Karikatürü
Gün Gün Tarih
Dergilerimiz

Kazım GÜLEÇYÜZ

Yargı krizi ve hükümet


A+ | A-

Erzincan’da hayli zamandır, belki cereyan ettiği yerlerde çok şiddetli ve hararetli bir şekilde süregelen, ama ülke genelindeki yansımaları “düşük profilli” bir seyir takip eden çekişme, son gelişmeler üzerine bir anda gündemin bir numaralı maddesi haline geliverdi.

Ergenekon tartışmalarıyla da irtibatlandırılan hadisenin içinde üst düzey komutanlar, MİT görevlileri ve tabiî ki yargı mensupları var. Gözaltılar, sorgulamalar ve tutuklamalar sürüyor.

Bu girift ve karmaşık zincirin son halkası Erzincan’daki Başsavcının, Erzurum özel yetkili Savcısı tarafından, eviyle makamında yapılan aramaların ardından önce gözaltına alınarak, bilâhare mahkemenin kararıyla tutuklanması oldu.

Avukatının verdiği bilgiye göre, Başsavcı “Ergenekon terör örgütüne üye olmak, evrakta sahtecilik, tehdit ve iftira” gibi ithamlara muhatap.

İşin arkaplanında ise, Başsavcının “AKP ve Gülen’i bitirme planı” olarak kamuoyuna yansıyan plan kapsamında, bazı cemaatlere yönelik geniş bir operasyon için harekete geçtiği, ama önce hükümetin perde gerisi müdahaleleri ile engellendiği, sonra Erzurum adliyesi üzerinden yargı kanalının devreye sokulduğu belirtiliyor.

Sonuçta, Başsavcının gözaltına alınıp tutuklanması ile, cumhuriyet tarihinde bir ilk yaşanıyor. Bu durum bir yönüyle “Yargıda iç savaş” gibisinden yorumlara konu olurken, Yargıtay, Danıştay, HSYK gibi kurumları da ayağa kaldırıyor.

Aslında Ergenekon süreci başta olmak üzere son dönemde olup bitenleri, her alanda devam eden demokrasi-statüko mücadelesinin yargıdaki yansımaları olarak değerlendirmek mümkün.

Askerî-sivil yargı ikilemindeki yetki çatışmaları, bunun tezahürlerinden biri. Ama olay bu tasnife sığdırılamayacak kadar derin. Çünkü sivil yargıda da statükonun dayanakları çok kuvvetli.

İlâveten, Türkiye’de 27 Mayıs’tan beri zaten var olagelen yargı vesayeti, AKP hakkındaki kapatma dâvâsında verilen kararla iyice koyulaştı.

Onun için, eğer statüko ile mücadelede başarı isteniyorsa, bunun son derece sağlam bir altyapıya dayandırılması ve çok iyi hazırlanıp dikkatle uygulanan bir strateji ile götürülmesi lâzım.

Ve maalesef eksik olan şey de bu.

Askere sivil yargı düzenlemesi AYM’den niye döndü? Çünkü anayasaya aykırıydı. Anayasanın ilgili maddesini düzeltmeden kanun çıkarmaya kalkışıldı, sonuç bu oldu. Meclis yine yara aldı.

Bütün mesele, bu da dahil olmak üzere gündemde olan veya alttan alta işlemeye devam eden kriz konularının esaslı çözümlerini içine alacak kapsamlı bir yargı reformunun, AB’nin de ısrarlı çağrılarına rağmen bir türlü yapılamayışı.

Aylardır devam eden HSYK krizinde de aynı durum söz konusu. İşleyişin iyice tıkandığı noktalarda varılan geçici uzlaşmalarla bir süreliğine vaziyet idare ediliyor, ama temeldeki sorunlar birikerek gelip patlama noktasına doğru gidiyor.

O tür hallerde de hükümet “dik duruş” görüntüsünden “diklenmeme” pozisyonuna geçiyor.

Şemdinli iddianamesini hazırlayıp hışım çeken Savcı Sarıkaya’nın harcanmasında olduğu gibi.

Şimdi benzer bir âkıbetin, Erzincan Başsavcısını gözaltına alıp tutuklattıran Erzurum savcılarının başına gelmesinden endişe ediliyor. Savcıların yetkisini kaldırıp haklarında suç duyurusunda bulunan HSYK’da bu kararın alındığı toplantıya Adalet Bakanı Müsteşarının da katılmış olması ise, hükümetin kamuoyuna verdiği farklı mesajlarla çelişen bir durum olarak görülüyor.

İlgili kanun gereği, Müsteşar katılmasa ne o toplantı yapılabilecek, ne de bu karar alınabilecek. Ama katılıyor ve karşı oy kullansa da, kararın alınmasına dolaylı katkı sağlıyor. Sonra da Bakan çıkıp, hadise için “ikinci Şemdinli” diyor!

Sonuç: Beş yılı aşkındır AB reformlarını savsaklayan hükümetin değişken, zikzaklı, çelişkili, sağlam duramayan, gayri samimî tavrı, yakındığı statükonun elini güçlendiriyor. Ve demokratikleşmenin önünü tıkıyor, en azından geciktiriyor.

19.02.2010

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Geri


Önceki Yazıları

  (18.02.2010) - TSK ve değişim

  (17.02.2010) - “Kurumsal uyum” ve başörtüsü

  (16.02.2010) - “Kurumsal olgunluk”

  (14.02.2010) - Cahiliye vahşeti

  (13.02.2010) - Demokratik olgunluk mu?

  (12.02.2010) - Gül ve gizli anayasa

  (11.02.2010) - Hükümet ve gizli anayasa

  (10.02.2010) - EMASYA ve katsayı

  (09.02.2010) - Asker ve yetki

  (07.02.2010) - Tutuklanmak

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdullah ERAÇIKBAŞ

  Ahmet ARICAN

  Ahmet DURSUN

  Ahmet ÖZDEMİR

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Ali Rıza AYDIN

  Atike ÖZER

  Baki ÇİMİÇ

  Banu YAŞAR

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Elmira AKHMETOVA

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Fatma Nur ZENGİN

  Gökçe OK

  Gültekin AVCI

  H. Hüseyin KEMAL

  H. İbrahim CAN

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Kadir AKBAŞ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Mehtap YILDIRIM

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Muzaffer KARAHİSAR

  Nejat EREN

  Nurullah AKAY

  Osman GÖKMEN

  Osman ZENGİN

  Raşit YÜCEL

  Recep TAŞCI

  Rifat OKYAY

  Robert MİRANDA

  Ruhan ASYA

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet BAYRİ

  Saadet TOPUZ

  Said HAFIZOĞLU

  Sami CEBECİ

  Selim GÜNDÜZALP

  Semra ULAŞ

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Umut YAVUZ

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin YAŞAR

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Ümit KIZILTEPE

  İbrahim KAYGUSUZ

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT

Dergilerimize abone olmak için tıklayın.
Hava Durumu

Yeni Asya Gazetesi, Yeni Asya Medya Grubu Yayın Organıdır.
Kurumsal Linkler: Risale-i Nur Kongresi - Bediüzzaman Haftası - Risale-i Nur Enstitüsü - Yeni Asya Vakfı - Demokrasi100 - Yeni Asya Gazetesi - YASEM - Bizim Radyo
Sentez Haber - Yeni Asya Neşriyat - Yeni Asya Takvim oktay usta yemek tarifleri Köprü Dergisi - Bizim Aile - Can Kardeş - Genç Yaklaşım - Yeni Asya 40. Yıl