23 Şubat 2010 ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET VE ŞÛRÂDIR Mobil İletişim Künye Abonelik Reklam Bugünkü YeniAsya!

Eski tarihli sayılar

Günün Karikatürü
Gün Gün Tarih
Dergilerimiz

M. Latif SALİHOĞLU

Çelişkiler yumağı


A+ | A-

Bir kimse aynı anda hem Kemalist, hem şeriatçı olabilir mi? Ya da, bir kimse hem Atatürk meddahlığı yapıp, hem de Cumhuriyet'in ilk yıllarını yerin dibine sokacak şekilde fikir beyan edebilir mi?

Biliyorum, suâlin şekli dahi tuhaf gelmiştir size. Suâlleri okuyunca "Böyle şey olmaz" dediğinize, diyeceğinize eminim.

Evet, hakikat–i halde böyle şey olmaz ve olmamalı. Ama, burası Türkiye...

Dünyanın hiçbir yerinde olmayan, hiçbir ülkede rastlanılmayan aciplikler, gariplikler, burada sıradan, yani adiyattan sayılır hale gelmiş.

Tıpkı, yazının girişindeki soru cümlelerinde nazara verdiğimiz aciplikler, tuhaflıklar gibi...

İşte size inanılması zor, ama medyaya yansımış tomar tomar vukuattan sadece iki örnek...

* * *

Halen Radikal gazetesinde yazan eski politikacılardan Hasan Celal Güzel, 21 Şubat 2010 (Pazar) tarihli yazısında, hem Atatürk'ü medhedip ona en yüksek payeyi veriyor, hem de M. Kemal'in doğrudan inisiyatifi ile şekillenen "Cumhuriyet’in ilk dönemi"nin icraatlerini yerden yere vuran ifadeler kullanıyor.

İşte tuhaf, ama köşe yazısına yansıyan bu yaman çelişkinin bir fotoğrafı:

"Değerli okuyucular, bu Pazar efkârlıyım. Hâl–i pürmelâlimi sizinle paylaşmak istiyorum. Eğer millî iradeyi önemseyenlerdenseniz, lûtfen şikâyetlerime kulak veriniz.

"Bu mazlum ve mağdur millet tam 100 yıldan beri, kendisini hor gören, aşağılayan ve câhil sayan yarı aydınların tahakkümü altında eziliyor. Yeni Osmanlılar, Jöntürkler, İttihatçılar derken genç nesiller, halkına yabancılaşmış bu cühelâ tâifesi tarafından hebâ edildi. Koskoca bir Cihan İmparatorluğu, bu basiretsiz ve ferasetsiz jakoben elitler yüzünden tarih sahnesinden silindi.

"Millî Mücadele’nin önderi Mustafa Kemal Paşa (Atatürk), bu kutsal mücadelesini ‘irade–i milliye’ye dayanarak gerçekleştirdi. ‘Hâkimiyet bilâ kayd ü şart milletindir’ düsturu O’na aittir ve millet iradesinin önemini en güzel şekilde ifade eder.

"Lâkin, Cumhuriyet’in ilk döneminden itibaren, hâkimiyet millete değil, bir avuç oligarşik azınlığa ait olmuştur...."

* * *

Yazının devamı, tahmin edileceği gibi, "Cumhuriyet’in ilk dönemi"nden başlayarak, tek parti zihniyeti ve onun zakkum meyvesi olan darbelere karşı reddiyeler sıralanıyor.

Söz konusu yazıda, dikkat çeken daha başka çelişkiler de var. Hepsini burada sıralamaya hacet yok.

Bu durumda, biz tutup sayın Hasan Celâl Beye neyin izahını yapalım?

Keza, yapacağımız izahların bir faydası olur mu?

Bilemiyoruz, kestiremiyoruz...

İyisi mi, yazının başlığına uygun bazı suâlleri sıralayarak meramımızı anlatmaya çalışalım.

1) Övdüğünüz M. Kemal, kötüsünün de kötüsü olarak gösterdiğiniz İttihatçıların içinde değil miydi?

2) M. Kemal, Osmanlı'ya içerden en yıkıcı darbeyi vuran Hareket Ordusuna mensup değil miydi? Hatta bu ordunun kurmay kadrosunun başı değil miydi?

3) Hem Saltanatı, hem de Hilafet makamını lağvederek tarihe gömen ekibin lideri M. Kemal'den başkası mıdır?

4) Millî Mücadelenin ilk kadrosunu teşkil edenlerden K. Karabekir, Cafer Tayyar, Refet Bele, Rauf Orbay, Ali Fuat Paşaları niçin yok saymaktasınız? Millî iradenin şahlanışında bunların hiç mi hissesi yok? Neden bütün şerefi bir tek şahsa mal etme cihetine gidiyorsunuz?

* * *

Yarın da, benzer bir başka çelişki örneği üzerinde durmaya çalışalım.

"Acikistihbarat.com" isimli web sitesinde sergilenen akla ziyan çelişkiler yumağına...

Said Nursî düşmanlığı adı altında sergilenen cehaletin nasıl aynı anda "Hem şeriatçı, hem Kemalist" göründüğüne, aynı anda hem "Sultan Abdulhamid hayranlığı, hem de M. Kemal meddahlığı" arasında zigzaglar çizdiğine kısaca temas edelim, bir sonraki yazıda...

Tarihin yorumu 23 Şubat 1966

Suriye'de Nusayrî darbesi

Güney komşumuz Suriye'nin yakın tarihi, ardı ardına yaşanan darbelerde doludur.

Özellikle 1946–66 yılları arasında vuku bulan askerî darbeler, bugünkü "Esed Hanedanı"nın ülkedeki hakimiyetini pekiştirip katılaştırmaya netice vermiştir.

Hafız Esad'ı Suriye'nin tek rakipsiz diktatörü haline getiren son darbe, 23 Şubat (bugün) 1966'da gerçekleştirildi.

Esed/Esat Hanedanı, Şiî/Batınî fırkasından olup, Hz. Ali'ye (kv) kutsiyet izafe eden, hatta onu Hz. Muhammmed'den (asm) üstün tutan rijid bir mezhebe bağlıdır.

Günümüzde "Numeyrî" de denilen Nuseyrî mezhebinin bağlıları, sayı itibariyle Suriye'de azınlık (nüfusun 1/4'ü) durumunda.

Ne var ki, bu azgın azınlık, dış dünyadan (ecnebilerden) da almış olduğu siyasî ve askerî destek sayesinde, çoğunluğu teşkil eden Sünnilere galebe çalarak iktidara geldi.

Zaman içinde Dürzîlerin desteğini de alan Esad iktidarı, yaklaşık 55 yıldır kesintisiz şekilde sürdürdükleri iktidarları döneminde, ayrıca darbeler devrinde bile nadir görülen dehşetli katliâmlara imza attı.

Bu katliâmın en zalimane olanı, Suriye'nin Hama şehrinde yaşandı.

2 Şubat 1982'de şehirdeki Sünnî Müslüman Kardeşlerin üzerine havadan ve karadan bomba yağdırıldı. Ayrıca, yakalananlar anında idam edildi.

Günlerce süren mezalim neticesinde, yaklışık 25 bin Müslüman katledildi. Üstelik, bunların tamamı kendi vatandaşlarıydı.

* * *

1517'de Osmanlı devletinin hakimiyeti altına girmiş olan Suriye, 400 sene sonra (I. Dünya Savaşında) elden çıktı ve Fransızların hükmü altına girdi.

1946'daki bağımsızlık hareketini ise, tam 20 sene müddetle peşpeşe gelen darbeler takip etti.


Gündemin nabzını tutmak için tıklayın!
www.sentezhaber.com

23.02.2010

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Geri


Önceki Yazıları

  (22.02.2010) - Uzak tutun çocukları, başkent haberlerinden

  (18.02.2010) - Medyada güç dengesi

  (17.02.2010) - Padişahları karalama inadı

  (16.02.2010) - Cinayet cuntası

  (15.02.2010) - Kızılordu’ya karşı direndiler; dahilî ittifakı sağlayamadılar

  (11.02.2010) - Ortaylı, şaşırttı mı ki?

  (10.02.2010) - Şefkat kahramanları harekete geçti

  (09.02.2010) - Kaçırılan fırsatlar

  (08.02.2010) - İsmi darbelerle anılan Madanoğlu

  (04.02.2010) - Lozan görüşmeleri neden kesildi?

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdullah ERAÇIKBAŞ

  Ahmet ARICAN

  Ahmet DURSUN

  Ahmet ÖZDEMİR

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Ali Rıza AYDIN

  Atike ÖZER

  Baki ÇİMİÇ

  Banu YAŞAR

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Elmira AKHMETOVA

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Fatma Nur ZENGİN

  Gökçe OK

  Gültekin AVCI

  H. Hüseyin KEMAL

  H. İbrahim CAN

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Kadir AKBAŞ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Mehtap YILDIRIM

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Muzaffer KARAHİSAR

  Nejat EREN

  Nurullah AKAY

  Osman GÖKMEN

  Osman ZENGİN

  Raşit YÜCEL

  Recep TAŞCI

  Rifat OKYAY

  Robert MİRANDA

  Ruhan ASYA

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet BAYRİ

  Saadet TOPUZ

  Said HAFIZOĞLU

  Sami CEBECİ

  Selim GÜNDÜZALP

  Semra ULAŞ

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Umut YAVUZ

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin YAŞAR

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Ümit KIZILTEPE

  İbrahim KAYGUSUZ

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT

Dergilerimize abone olmak için tıklayın.
Hava Durumu

Yeni Asya Gazetesi, Yeni Asya Medya Grubu Yayın Organıdır.
Kurumsal Linkler: Risale-i Nur Kongresi - Bediüzzaman Haftası - Risale-i Nur Enstitüsü - Yeni Asya Vakfı - Demokrasi100 - Yeni Asya Gazetesi - YASEM - Bizim Radyo
Sentez Haber - Yeni Asya Neşriyat - Yeni Asya Takvim oktay usta yemek tarifleri Köprü Dergisi - Bizim Aile - Can Kardeş - Genç Yaklaşım - Yeni Asya 40. Yıl