29 Mayıs 2010 ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET VE ŞÛRÂDIR İletişim Künye Abonelik Reklam Bugünkü YeniAsya!

Eski tarihli sayılar

Günün Karikatürü
Gün Gün Tarih
Dergilerimiz

Cevher İLHAN

27 Mayıs ve Demokrasi mânâsı... (2)


A+ | A-

Üzerinden yarım asır geçtiği halde tıpkı hâlâ “emir ve komuta zinciri içinde olmayan bir cunta” olduğu gerekçesiyle 27 Mayıs’ın “darbe” değil, “devrim” olduğunu söyleyecek kadar gerçekleri tersyüz eden nâdânlar var…

Hâlâ millet irâdesinin temsilcisi Meclisi ve meşru hükûmeti uyduruk bahanelerle alaşağı eden “darbenin gereği”nden dem vuran iflâholmaz menhus darbeci zihniyetin kırıntıları duruyor. Kılıçdaroğlu’nun “Utanıyorlar!” sözüne karşı, bütün belgeleriyle “CHP-ordu el ele” sloganıyla dayatılan kanlı ihtilâlde İnönü’nün idamlara karşı olduğu yalanına sarılanlar var.

“Bir hakikatin bir harman yalanı yakması” misali bütün bunlara karşı, bu konudaki gerçek, dönemin İçişleri Bakanı Namık Gedik’in oğlu Arda Gedik’in sorduğu “İnönü gerçekten idamları istemiyor idiyse, neden çıkıp ‘Bunlar benim hasmım ama idama karşıyım’ diye bir basın toplantısı düzenlemedi ve açıkça ilân etmedi?” çarpıcı sorusunda okunuyor.

İnönü, Başvekil Adnan Menderes’e, “Ben dahi sizi kurtaramam!” diye tehdit etmişti. Öyle de oldu; İnönü açık açık bir demokrasi kıtaline karşı bir şey yapmadı; sözünü tuttu, “kendisi (bile) kurtarmadı. Görünürde idamlara karşı olduğu propagandası yapıldı, ama alttan alta ellerini kana bulayan darbecilerle ortak olup darbe sürecini yönetti…

DARBELERİN HEDEFİ DP’Yİ TASFİYE VE DAĞITMA…

“Bebek davası”-“köpek davası” benzeri komediler ortada. Örtülü ödenek harcamalarına karşı her şeyi tek tek kaydeden ve ülkeyi on yıl içinde maddî kalkınmanın şâhikasına ulaştıran Başbakan Menderes ve Mâliye Bakanı Hasan Polatkan’ın yanısıra, Dışişleri Bakanı Fatin Rüştü Zorlu’nun idam edilmesi, darbenin topyekûn Demokratları katletmeyi ve dağıtmayı hedeflediğini bâriz bir biçimde gösteriyor.

Tıpkı 12 Eylül darbesinde olduğu gibi yabancıların “bizim çocuklar” dediği yerli işbirlikçilerle kotardığı 27 Mayıs’ın da peşinden gelen darbeler gibi bir “ecnebî projesi” olduğunu deşifre ediyor.

Bu hususta, fevkalâde özellikleri olan, basiretli öngörüsü ve belağatıyla BM’de ve uluslararası zeminlerde ülkenin haklarını savunan, Londra ve Zürih anlaşmalarıyla Kıbrıs’ı İngiltere’nin kursağından çekip alarak Türkiye’ye “garantörlük” hakkını sağlayan, Bağdat Paktı’yla İslâm âlemine yakınlaşmanın ardından NATO’da müttefik Amerika’nın tavrına karşı başta ekonomik anlaşmaların yapıldığı Rusya olmak üzere dünyaya açılan dış politikadan sözde “stratejik ortaklar” İngiltere ve ABD’nin rahatsızlığı, şüphesiz en baş etkenlerden. Tespit şu ki dış politikadaki asil ve tâvizsiz duruşu, basiretli ve başarılı hizmetleriyle birlikte Gedik’in ifâdesiyle, “Zorlu’yu, -darbe sonrası- Demokrat Parti’yi devam ettirecek bir güç olarak gördükleri için idam ettiler.”

Keza Bediüzzaman’ın “İslâmiyetin kahramanı” olarak vasıflandırdığı Menderes ve “İslâmiyete ciddî taraftar Nâmık Gedik”le birlikte “mühim zatlar”dan saydığı “Tevfik İleri’den de ileride Demokratları derleyip toparlayacağı için korktular. Ancak ağır hasta olduğu için idam etmeyip ismini “müebbetler” arasına alıp hasta haliyle hapishanede ölüme terk ettiler…” (Emirdağ Lâhikası, 449)

YÜZBİNLERE CEZA VE YASAK…

27 Mayıs gecesinden itibaren Yassıada ve Kayseri cezaevlerinde sürdürülen bühtanlar, amansız işkenceler, baskılar, zulümler; DP yöneticilerine “kuyruk” ve “düşük” hakaretleri...

Bakanlardan ilçe başkanlarına, milletvekillerinden yurdun en ücra köşesindeki mahallî yöneticilere kadar bütün DP’lilerin evlerinin didik didik aranıp kaşık, çanak ve tabağa kadar bütün eşyalarının tek sayılmasına, mallarının, paralarının bloke edilmesine rağmen tek kuruş bir yolsuzluk ve usûlsuzluk bulamadıkları halde, vicdansızca atılan resmî iftira şâyiaları…

14 Ekim 1960’ta başlayan ve 15 Eylül 1961’de sona eren “Yassıada komedisi”nde onbir ayda içinde ölüm ve müebbet ceza davalarının bulunduğu yüzlerce Demokrat Partili hakkında “kararlar” verilmesi! Üçü iki gün içinde bekletmeden infaz edilen ve aralarında dönemin Cumhurbaşkanı’ndan Genelkurmay Başkanına kadar 14 “idamlığın” cezâsının müebbet hapis cezasına çevrilmesine ilâveten, 30 DP’li müebbet hapse mahkûm edilmesi…

Ayrıca biri 20 yıl, üçü 15 yıl, onyedisi 10 yıl, ikisi 8 yıl, altısı 7 yıl, onbeşi 6 yıl, 117’si 5 yıl ve 143’ü 4 yıl 2 ay olmak üzere yüzlerce Demokrat Partiliye cezalar yağdırılması. Halk Partililerin ve darbe işbirlikçilerinin jurnalleriyle DP’nin mahalle temsilcilerine kadar topyekûn bir tenkil ve kovuşturma hareketi başlatılması. Ülke çapında 150 bini aşan Demokrat Parti mensubunun tutuklanması, soruşturmaya tabi tutulması, tartaklanması…

Olup bitenler, millet irâdesini hançerleyen darbelerin sadece hükûmetleri silâh zoruyla devirmekle ve Meclis’in kapısına kilit vurmakla kalmadığını, asıl amacın milletin duasını ve teveccühünü kazanan DP ve devamı partileri tasfiye etmek olduğunu göstermekte.

27 Mayıs’tan sonra 12 Mart muhtırasının, 12 Eylül darbesinin, tanklarla sokaklarda “demokrasiye balans ayarı veren” 28 Şubat postmodern darbesinin DP’nin devamı AP ve DYP’ye karşı yapılması, hep oyunun ilk perdesi olarak karşımıza çıkmakta.

Peşinden “ikinci perde”de, DP-AP-DYP iktidarlarını alaşağı eden demokrasi inkıtaının akabinde yüzbinlere getirilen siyasî yasaklar, Demokratların siyasî tapulu arsasında darbe ve ara dönem ürünü “izinli”, “transformasyon”cu ve “yenilikçi”, nevzuhur muvazaa partilerin kurulup-kurdurulması, “sahte demokratlar”ın sahneye sürülüp kısa zamanda iktidara getirilmesi, darbelerin asıl amacını deşifre ediyor.

Ve Demokratlık mânâsını bâriz bir biçimde ortaya koyuyor.

29.05.2010

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (28.05.2010) - 27 Mayıs ve Demokratlık mânâsı… (1)

  (26.05.2010) - Irak iç savaşın eşiğinde!

  (25.05.2010) - “Açılım”a ne oldu?

  (24.05.2010) - Siyasetin ıslâhı…

  (21.05.2010) - Zorlama te’villerle…

  (20.05.2010) - Nutuklarla kalınmamalı…

  (19.05.2010) - “Gençlik bayramı!”

  (18.05.2010) - “AKP’nin ilkleri” e-listesi… (2)

  (17.05.2010) - “AKP’nin ilkleri” e-listesi… (1)

  (16.05.2010) - 12 Eylül’de “12 Eylül”!


Son Dakika Haberleri

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdullah ERAÇIKBAŞ

  Abdullah ŞAHİN

  Ahmet ARICAN

  Ahmet BATTAL

  Ahmet DURSUN

  Ahmet ÖZDEMİR

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Ali Rıza AYDIN

  Atike ÖZER

  Baki ÇİMİÇ

  Banu YAŞAR

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Elmira AKHMETOVA

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Fatma Nur ZENGİN

  Gökçe OK

  Gültekin AVCI

  H. Hüseyin KEMAL

  H.İbrahim CAN

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Hakan YILMAZ

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Kadir AKBAŞ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Mehmet YAŞAR

  Mehtap YILDIRIM

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Muzaffer KARAHİSAR

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Osman GÖKMEN

  Osman ZENGİN

  Raşit YÜCEL

  Recep TAŞCI

  Rifat OKYAY

  Robert MİRANDA

  Ruhan ASYA

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet BAYRİ

  Saadet TOPUZ

  Said HAFIZOĞLU

  Saliha FERŞADOĞLU

  Sami CEBECİ

  Selim GÜNDÜZALP

  Semra ULAŞ

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Umut YAVUZ

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin YAŞAR

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Ümit KIZILTEPE

  İbrahim KAYGUSUZ

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT

Dergilerimize abone olmak için tıklayın.
Hava Durumu
Yeni Asya Gazetesi, Yeni Asya Medya Grubu Yayın Organıdır.