23 Mayıs 2010 ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET VE ŞÛRÂDIR İletişim Künye Abonelik Reklam Bugünkü YeniAsya!

Eski tarihli sayılar

Günün Karikatürü
Gün Gün Tarih
Dergilerimiz

Selim GÜNDÜZALP

Bir anlamı yoksa hayatın...


A+ | A-

Yeni günün getirdiği ışıklar için insan heyecan duymalı. Yataktan kalkmasının bir anlamı olmalı. Uyanmasının, yaşamasının ve konuşmasının bir anlamı olmalı. Bir tüy, bir yaprak, bir kelebek kadar hafif olmalı. Korka korka değil sadece, ümitle ve çığlık çığlığa, sevinçle yaşayabilmeli hayatı ve kendini. Sadece kendini değil, herkesten bir parça taşımalı üstünde.

Bir gece yarısı kalkıp ıssız sokakları arşınlamalı. “Çocukluğum, gençliğim bu sokaklarda geçti. Bu evler, bu insanlar üzerimde hakları var” demeli. Işık yanan evleri ve içindekileri selâmlamalı, duâlamalı. Hele de çocukları, hastaları, ihtiyarları hiç unutmamalı. Bir helâl lokma için gün boyu didinen babaları ve anneleri de hatırlamalı. Hele de gençler, kim bilir, hangi derdi, hangi sevinci vardır paylaşılmayı bekleyen. Onları da duâlarına almalı. Kalbi ve dili bir olmalı. Kalbin fezası geniş. Her birine yer var orada. Sevebildiği kadar sevmeli. Hayır ve saadetler dilemeli. Kalbini, dilini temiz tutmalı. Belli mi olur, hangi duânın Allah katına ulaşacağı.

Sadece kendimiz için yaşamıyoruz dünyada. Hayatımızı süsleyen ne çiçekler, ne yıldızlar var. Gözlerimizin görmediği nice güneşler var. Allah bize hafızayı niye vermiş? Bu nimetlerin kimden olduğunu bilip, hatırlayalım diye.

Ayaklarını götüren, bedenini yürüten ruhuna bir not düşmeli: “Yanlış yolda değilsin, çizginde gidiyorsun. Hiç kimse olmasa da bu yolda, tek başına çoğunluksun…” Aklının, kalbinin ve ruhunun güzelliğini derinde hissetmeli insan. Bazen diplerde yaşamayı bırakıp, biraz da yüzeye çıkmalı. Dünyanın üstünde dolaşmalı. Hasta, garip dostlarını aramalı, kapılarını çalıp onları kucaklamalı. Yıllardır ihmal ettiği dostlarını; hatalarını ve vefasızlığını affedeceklerini umarak bir bir arayıp bulmalı. Bulamadıklarını kabrinde ziyaret edip duâlaşmalı, helâlleşmeli.

Hayatın bir mânâsı olmalı. Lüzumsuz şeyler huzurunu bozmamalı. İnandığı yolda tek başına da kalsa yürümeli insan. Sadece kendi başarısını değil, başkalarının başarılarını da görmeli, en az kendi başarısı kadar onlar için de sevinmeli. Hayatı geriye alma şansı yok insanın. Ama hayata yeniden başlaması mümkündür her zaman. Geçmişin hatalarından ders alıp, yeniden hayatın anlamına tutunmalıdır insan. Nereye gittiğini bilene, kararlı yürüyene kâinat yol verir. Elhak, bu böyledir.

Hayatın anlamı küçücük bir karede gizlidir. Ufacık bir an parçasında… Günlük güneşlik işlerimizin ve heyecan dolu çabalarımızın arasında unuttuğumuz o küçücük bir anda gizlidir her şey. Muhteşem bir hayatın içine doğru yürüdüğümüzü belki o anda anlamamız zordur, ama bizi hedefe götüren yol budur.

Hayatın bir anlamı yoksa niye yaşıyoruz ki hayatı, niye? Hayat, tüketilmek için ya da buruşturulup bir kenara atılmak için verilmiş değildir. Hayat öylesine yaşanmak için verilmiş bir nimet de değildir. Anlamlı kılmak ve Allah adına yaşamak için verilmiştir. Gönlünü, yüreğini bu yola koyanın mağlûp ve mahcup olduğu nerede görülmüştür?

Yusuf'un (as) yaşadıklarını bir hatırlayalım... Büyük aşkların olduğu yerde büyük imanlar, büyük imtihanlar ve büyük mu'cizeler vardır daima. Peygamberler bu yolun zirvesindeki örneklerdir. Söylediklerini yaşamışlar, ellerindekini paylaşmışlardır. Mutluluk, paylaşmakla azalmaz. Bunu biliyor, bunu yaşıyordu onlar. “Bir mum, diğer bir mumu tutuşturmakla ışığından bir şey kaybetmez” diyordu Mevlânâ. Belki de bu gerçeğe işaret ediyordu.

Bir anlamı olmalı hayatın. Hayat kısa olabilir, ama onu anlamlı kılma çabası, en kısa hayatı bile uzun ve ebedî yapmaya yeter.

Belki de önemsiz birçok şeyi dert ettiğimizden hayatın anlamını yitiriyoruz. Yeri ve zamanı geldiğinde önemli olana da gerçek değerini veremiyoruz. Öyle değil mi?

Hayatı derinden ve anlamlı yaşayan insanlar, ölümden de korkmazlar. Çünkü her korkunun içinde bir ümit vardır. Ümidin kaynağı da güçlü bir imandır.

Bir öykü anlatılır. Tanınmış bir trapez ustası öğrencilerinden hünerlerini göstermelerini ister. İçlerinden birinin yüreği korkuyla kaplıdır. Yere çakılacağını düşünür. Korkudan her tarafı buz kesmiştir. Kasları gerili ve hiçbirini hareket ettiremez hâldedir. “Yapamayacağım, başaramayacağım” diye söylenir durur. Trapez ustası, öğrencisinin o anda başarılı olmazsa bir daha aynı cesareti asla gösteremeyeceğini düşünür. Onu kucaklar ve şunları söyler: “Yüreğini trapez çubuğuna at; vücudun mutlaka onu takip edecektir” der. Öğrenci, ustasının dediğini yapar ve başarır.

Hayatın bir anlamı varsa, işte budur. Ayağını götürdüğün yere gönlünü ve yüreğini koymaktır. Bir anlamı yoksa hayatın, niye bu dünyadayız, niye yaşıyoruz? Hayatın anlamı hayatın kendisinden daha kıymetlidir.

Trapez ustasının öğrencisine söylediğini bir de biz düşünmeliyiz.

İnandığımız yolda, tek başına da kalsak yüreğimizle beraber yürümeliyiz.

(Genç Yaklaşım, Mayıs-2010 sayısından alınmıştır.)

23.05.2010

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (16.05.2010) - KÜÇÜK ŞEY YOKTUR

  (09.05.2010) - Anneler ve gemiler

  (02.05.2010) - Ölüler konuşuyor

  (25.04.2010) - NASIL YAŞARSAK ÖYLE ÖLÜRÜZ

  (18.04.2010) - Bahar bahçelerinden geçtik bu sabah...

  (28.03.2010) - Sevmek yürek ister (2)

  (21.03.2010) - Sevmek yürek ister

  (14.03.2010) - Azdan çoğa gidilir

  (07.03.2010) - Sen vazifeni yaptın, sıra bizde ya Resulallah!

  (28.02.2010) - İnsan eğer insan olmazsa, şeytan bir hayvana inkılâp eder


Son Dakika Haberleri

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdullah ERAÇIKBAŞ

  Abdullah ŞAHİN

  Ahmet ARICAN

  Ahmet BATTAL

  Ahmet DURSUN

  Ahmet ÖZDEMİR

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Ali Rıza AYDIN

  Atike ÖZER

  Baki ÇİMİÇ

  Banu YAŞAR

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Elmira AKHMETOVA

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Fatma Nur ZENGİN

  Gökçe OK

  Gültekin AVCI

  H. Hüseyin KEMAL

  H.İbrahim CAN

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Hakan YILMAZ

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Kadir AKBAŞ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Mehmet YAŞAR

  Mehtap YILDIRIM

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Muzaffer KARAHİSAR

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Osman GÖKMEN

  Osman ZENGİN

  Raşit YÜCEL

  Recep TAŞCI

  Rifat OKYAY

  Robert MİRANDA

  Ruhan ASYA

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet BAYRİ

  Saadet TOPUZ

  Said HAFIZOĞLU

  Saliha FERŞADOĞLU

  Sami CEBECİ

  Selim GÜNDÜZALP

  Semra ULAŞ

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Umut YAVUZ

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin YAŞAR

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Ümit KIZILTEPE

  İbrahim KAYGUSUZ

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT

Dergilerimize abone olmak için tıklayın.
Hava Durumu
Yeni Asya Gazetesi, Yeni Asya Medya Grubu Yayın Organıdır.