24 Ağustos 2010 ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET VE ŞÛRÂDIR İletişim Künye Abonelik Reklam Bugünkü YeniAsya!

Eski tarihli sayılar

Günün Karikatürü
Gün Gün Tarih
Dergilerimiz

H.İbrahim CAN

İran nükleer enerjiye geçti, peki biz?


A+ | A-

İran nihayet Buşehr nükleer enerji santralini resmen açtı. Petrol ve doğalgaz zengini İran, 1000 megavatlık bu santral ile elektrik enerjisi de satmaya başlayabilecek.

İşin içinde Rusya olunca, Batı da fazla sesini çıkaramadı. Zaten çıkarması için bir sebep de yoktu.

Biz bu açılışı buruk bir duygu içinde takip ettik. Elbette İran’ın Pakistan ve Endonezya’dan sonra İslâm dünyasında nükleer enerji üretebilen üçüncü ülke olması önemli. Tabiî kaynakların gittikçe azaldığı dünyamızda nükleer enerji üretir hale gelebilmek, ülkelerin enerji geleceğini teminat altına almaları anlamına geliyor.

Burukluğumuzun sebebi; İran’dan daha önce nükleer enerji konusunda çalışmaya başlayan ülkemizde, hâlâ bu işi başaramamış olmamız. Bir yandan demiryolu ve deniz yolu gibi daha yeşil, daha ekonomik ve daha sürdürülebilir ulaşım yollarını yeterince değerlendirmeyerek, petrole bağımlılığımızı sürdürüyoruz. Öbür taraftan da doğal gaz çevrim santrallerinin sayılarının hızla artarak, pahalı ve dışa bağımlı enerji üretiminin yapılmasına göz yumuyoruz. Daha da vahimi, dışa bağımlılığının yanı sıra çevreyi kirletmesi açısından çok zararlı olan ithal kömüre dayalı enerji santralleri kurduruyoruz.

Bütün bunların alternatifi olabilecek nükleer enerji santrali kurma işinde ise İran bile bizi geride bıraktı. Bizi dışa bağımlı kaynaklara mahkûm etmek isteyenler, yoğun bir propaganda ile kamuoyunun zihnini de kirletiyorlar. Çernobil kazası bahane edilerek, sanki nükleer enerji santralleri her an patlayabilecek, etrafını müthiş kirleten santraller gibi lanse ediliyor. Halbuki modern teknolojilerde gerek santrallerin güvenliği gerekse kullanılan yakıt atıklarının güvenli bir şekilde depolanmasında, riski sıfıra yakın düzeye indiren tedbirler alınabiliyor.

Bu sözlerimizden Rusya ile yapılan anlaşma sonucu Rusların kuracağı nükleer enerji santralinin sorunsuz olduğu anlamı çıkarılmamalıdır. Anlaşmaya göre şirketin tamamen Rusların kontrolünde olması (yüzde 51’i doğrudan Ruslara ait olup geriye kalan yüzde 49’u istediği şirkete satabilecektir), onbeş yıl boyunca 12,35 sent ortalama fiyattan üretilen bütün elektriğin satın alınması şartının konulması (döviz fiyatlarının bu süre içindeki seyri nasıl kontrol edilecek?), atıkların muhafazasında öngörülen sistem gibi bir çok sakıncalı hüküm bulunmaktadır. En önemlisi de Rus teknolojilerinde santral ve atıkmaddelerin güvenliğine, diğer teknolojiler kadar önem verilmiyor olmasıdır. Meselâ; artık dünyada kimsenin nükleer atıkları kendi topraklarına kabul etmeyeceği dikkate alınarak, atıkların santralde güvenli bir şekilde depolanması teknolojisine yer verilmemesi bunun göstergesidir.

Ancak defalarca ihaleye çıkılmasına rağmen, mahkemelerin devreye girmesi, siyasal istikrarsızlık vs sebeplerle şimdiye kadar bu imkândan yoksun kalan Türkiye’de bu konuda adım atılması ve ilk kez bu aşamaya kadar gelinmesi önemlidir.

Elbette Türkiye’nin gerek hidroelektrik enerji kaynaklarını, gerekse rüzgâr ve güneş enerjisi gibi yenilenebilir enerji kaynaklarını sonuna kadar kullanması şarttır. Ancak hızla sanayileşen ülkemizde, artan enerji ihtiyacının bu kaynaklarla karşılanması uzun vadede imkânsızdır. Bu açıdan eksik de olsa, anlaşmada çeşitli açılardan sakıncalar da bulunsa, enerji santralinin kurulması ve çalıştırılması önemli bir adım olacaktır. Bu yüzden komşumuzun başarısını takdir ediyor, kendi adımıza bunca yılı ve kaynağı kaybetmiş olmaktan dolayı üzülüyoruz.

24.08.2010

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (23.08.2010) - Medvedev Gümrü Üssünü kime karşı kullanacak?

  (20.08.2010) - ABD ordusu neden Türkiye yolunu kullanmıyor?

  (19.08.2010) - Azerbaycan cephesinde yeni bir şey yok!

  (18.08.2010) - Terör örgütünün eylemsizlik kararı

  (17.08.2010) - Obama’nın cami sınavı

  (16.08.2010) - Pakistan boğulurken!

  (12.08.2010) - Afganistan’da çocuklar vuruluyor!

  (11.08.2010) - Netanyahu: Kuzu suyumu bulandırdı!

  (10.08.2010) - Amazon ormanlarını kim besliyor?

  (09.08.2010) - Bir millet sürgünde, ahıskalıların geleceği nerede?


Son Dakika Haberleri

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdullah ERAÇIKBAŞ

  Abdullah ŞAHİN

  Ahmet ARICAN

  Ahmet BATTAL

  Ahmet DURSUN

  Ahmet ÖZDEMİR

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Ali Rıza AYDIN

  Atike ÖZER

  Baki ÇİMİÇ

  Banu YAŞAR

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Elmira AKHMETOVA

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Fatma Nur ZENGİN

  Gökçe OK

  Gültekin AVCI

  H. Hüseyin KEMAL

  H.İbrahim CAN

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Hakan YILMAZ

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Kadir AKBAŞ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Mehmet YAŞAR

  Mehtap YILDIRIM

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Muzaffer KARAHİSAR

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Osman GÖKMEN

  Osman ZENGİN

  Raşit YÜCEL

  Recep TAŞCI

  Rifat OKYAY

  Robert MİRANDA

  Ruhan ASYA

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet BAYRİ

  Saadet TOPUZ

  Said HAFIZOĞLU

  Saliha FERŞADOĞLU

  Sami CEBECİ

  Selim GÜNDÜZALP

  Semra ULAŞ

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Umut YAVUZ

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin YAŞAR

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Ümit KIZILTEPE

  İbrahim KAYGUSUZ

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT

Dergilerimize abone olmak için tıklayın.
Hava Durumu
Yeni Asya Gazetesi, Yeni Asya Medya Grubu Yayın Organıdır.