22 Temmuz 2010 ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET VE ŞÛRÂDIR İletişim Künye Abonelik Reklam Bugünkü YeniAsya!

Eski tarihli sayılar

Günün Karikatürü
Gün Gün Tarih
Dergilerimiz

Umut YAVUZ

Darbe anayasası tarihe mi gömülüyor?


A+ | A-

Anayasalar, bir toplumda yaşayan bireylerin temel hak ve özgürlüklerini güvence altına alan ve devletin yönetim şeklini, yapısını ve işleyişini belirleyen genel kabul görmüş metinlerdir. Anayasalar bir nevî toplumsal sözleşmedir. Genellikle yazılı olur, ama yazılı olmadığı durumları da mevcuttur. (Sözgelimi İngiltere…) Anayasalar, toplumları bir arada çatışmasız tutmanın teminatıdır. Bu bakımdan Anayasalar toplumlar için hayatî önem taşımaktadır. Zira toplum eğer bir beden ise, anayasalar onun ruhudur. Bu yüzden anayasaların özgürlükçü bir yapıya sahip olması beklenir. Zira bağımsızlık ve özgürlük, toplumların barış içinde varlığını sürdürmesinin teminatıdır.

Bu bakımdan Türkiye Cumhuriyeti, uzun yıllardır gerçek anlamda bir anayasaya sahip olamamıştır. Zira Anayasamız, bir Anayasa’da olması gereken hayatî bir takım temel özelliklere sahip olmayan, olağanüstü şartlarda hazırlanmış ve aynı şartlarda oylanmış bir anayasadır. Evet halkın büyük bir çoğunluğu ile kabul görmüştür, ama sadece bu özelliği 82 Anayasası’nı ideal bir anayasa yapmamaktadır.

Sahip olduğumuz Anayasa, kazuistik, katı ve sert bir anayasadır. Zira değiştirilemeyecek maddeler içerir, bazı maddelerinin değiştirilmesi için özel çoğunluk aranır, gerektiği yerde halkoylaması gibi usullere yer verir ve uzun, ayrıntılı kurallardan oluşan, kesin kuralların belirlendiği bir anayasadır. Bunlar sahip olduğumuz anayasanın “darbeci ruhunun” özniteliklerini yansıtan özelliklerdir.

Anayasaların toplumların ruhu olduğunu belirtmiştik. Bu bakımdan bizim toplumumuzun ruhunun da darbeci ve antidemokratik bir yapıya sahip olduğu iddia edilebilir. Yine toplumda demokrasi bilinci geliştikçe anayasanın da buna göre değiştirilebileceği ve pek tabiî ki demokratikleştirilebileceğini söylemek de mümkündür.

Toplumlar pek tabiî ki, olağanüstü şartlarda kendilerine sunulan ve bir akıl tutulması yaşayarak kabul ettiği bir anayasadan kurtulmanın yollarını arayacaktır. Nihayetinde Anayasayı değiştirmek de toplumların en tabiî hakkıdır. Ancak en başta belirttiğimiz gibi, Anayasalar toplumsal ve genel kabul gören sözleşmeler olduğundan, mutlak surette belirlenecek ve ikame edilecek anayasaların toplumsal bir uzlaşma ve konsensüs ile belirlenmesi şarttır. Aksi halde “darbe anayasasının” yerine ikame edilen yeni anayasanın da öncekinden bir farkı olmayacaktır.

Öte yandan, sahip olduğumuz anayasanın “darbeci bir ruha” sahip olduğunu söylerken, bu ruhun, bir takım yama düzenlemeler ve değişikliklerle yok edilemeyeceğini de hatırlamak gerekir. Mevcut anayasamızın “antidemokratikliği”, öncelikle “değiştirilemez, değiştirilmesi teklif dahi edilemez” maddelerinde gizlidir ve aynı ruh bütün maddelerine de işlemiştir. Mevcut anayasamızda ve dahi birçok yasalarımızda da “antidemokratiklik”, “resmî ideoloji”, “ilkeler” gibi hastalıklar varlığını sürdürmektedir. Dolayısıyla Başbakan Erdoğan’ın, “Darbe Anayasasını tarihe gömeceğiz” propagandasının gerçek anlamda mesnetsiz bir iddiadan öteye geçmediğini rahatlıkla söyleyebiliriz. Nitekim herkes söz konusu anayasa paketinin “darbe anayasasını yok etmeyeceği” konusunda hem fikir.

Hükümete sormak gerekiyor. Yani bundan sonra bu “darbe anayasası” ile işiniz bitmiş midir? Darbe anayasası tarihe gömülüyor ise, mevcut anayasada hâlâ sağlam bir kale gibi duran resmî ideoloji ve antidemokratik ruh ne anlama gelmektedir?

12 Eylül’de milletin önüne getirilecek referandum sandığının başına gidip, oy kullanmadan önce, yukarıda zikrettiğimiz tehlikeleri ve handikapları göz önünde bulundurmak gerekiyor. Daha referanduma kadar yeterli zaman varken, bu soruların cevaplarının verilmesi şarttır…

22.07.2010

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (02.07.2010) - Kaçamak siyaset

  (25.06.2010) - Ayıyla yatağa girilmez

  (17.06.2010) - Umut tacirleri

  (10.06.2010) - Siyaset nedir, ne değildir?

  (02.06.2010) - Başbakan sert çıktı!

  (01.06.2010) - İsrail’e karşılık vermenin zamanı değil mi?

  (30.05.2010) - Beyaz at ve deve kuşu

  (20.05.2010) - Zırva tevil götürmez!

  (11.05.2010) - Ahlâksız savaş

  (08.05.2010) - Açılım neyi açıyor?


Son Dakika Haberleri

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdullah ERAÇIKBAŞ

  Abdullah ŞAHİN

  Ahmet ARICAN

  Ahmet BATTAL

  Ahmet DURSUN

  Ahmet ÖZDEMİR

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Ali Rıza AYDIN

  Atike ÖZER

  Baki ÇİMİÇ

  Banu YAŞAR

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Elmira AKHMETOVA

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Fatma Nur ZENGİN

  Gökçe OK

  Gültekin AVCI

  H. Hüseyin KEMAL

  H.İbrahim CAN

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Hakan YILMAZ

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Kadir AKBAŞ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Mehmet YAŞAR

  Mehtap YILDIRIM

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Muzaffer KARAHİSAR

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Osman GÖKMEN

  Osman ZENGİN

  Raşit YÜCEL

  Recep TAŞCI

  Rifat OKYAY

  Robert MİRANDA

  Ruhan ASYA

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet BAYRİ

  Saadet TOPUZ

  Said HAFIZOĞLU

  Saliha FERŞADOĞLU

  Sami CEBECİ

  Selim GÜNDÜZALP

  Semra ULAŞ

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Umut YAVUZ

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin YAŞAR

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Ümit KIZILTEPE

  İbrahim KAYGUSUZ

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT

Dergilerimize abone olmak için tıklayın.
Hava Durumu
Yeni Asya Gazetesi, Yeni Asya Medya Grubu Yayın Organıdır.