"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Bediüzzaman hürriyet ve adalet kahramanıdır

02 Aralık 2025, Salı 09:23
BEDİÜZZAMAN SAİD NURSÎ VE VEFAT YIL DÖNÜMÜNDE RAHMETLE YÂD ETTİĞİMİZ NAMIK KEMAL İSTİBDATA KARŞI SES YÜKSELTMİŞ, HÜRRİYET VE ADALET İÇİN BEDEL ÖDEMİŞLERDİR.

İSTİBDADA KARŞI ORTAK SES

Namık Kemal’in hürriyet ve adalet için yükselttiği ses ile, Bediüzzaman’ın Risale-i Nur’da anlattığı "adalet-i mahza," "meşveret," "kanun hâkimiyeti" ve "fıtrî hürriyet" tabirleri arasında benzerlik vardır. Namık Kemal: "Kuvvet değil, hak yaşatır milleti" derken, Bediüzzaman Hazretleri'nin ifadesi daha tamamlayıcıdır: "Kuvvet haktadır, fakat hak kuvvette değildir."

“KEMAL'İN RÜYASIYLA UYANDIM”

Namık Kemal de, Bediüzzaman gibi hürriyeti savunmanın bedelini sürgünlerle, hapislerle ödeyenlerdendir. Her ikisi de istibdat rejimlerine muhaliftir. Said Nursî, 15-16 yaşlarında iken Namık Kemal’in “Rüya” isimli makalesini okur ve "Hem, tâ o vakitte, meşhûr Kemal’in ‘Rüya’sıyla uyandım" der. Makale hürriyetin ve gayretin önemini anlatmakta, istibdada karşı hak ve hürriyetleri müdafaa ve İttihad-ı İslâm düşüncesini ifade etmektedir.

DEĞERİ BİLİNMEYEN BİR ÂLİM

Eyüp Sultan'da gerçekleştirilen "Huzurlu toplumun temeli ahlâk ve adalet" konulu panelde konuşmacılar, Bediüzzaman'ın “Padişah, Peygamberimizin (asm) emrine itaat etse ve yoluna gitse halifedir; biz de ona itaat edeceğiz. Yoksa, Peygambere (asm) tâbi olmayıp zulmedenler, padişah da olsalar, haydutturlar” sözüyle Bediüzzaman'ın adalet kahramanı olduğunu ortaya koyduğuna işaret ettiler.

***

Hürriyetin edebî sesi: NAMIK KEMAL

 “Vatan şairi” ve “hürriyet âşığı” olarak tanınan Namık Kemal’i vefatının 137. yılında rahmetle anıyoruz. 

Türk Edebiyatı ve siyasî hayatın önemli isimlerinden, şair ve yazar Namık Kemal’in vefatının üzerinden tam 137 yıl geçti. Hürriyetlere bağlılığı ve bu doğrultuda kaleme aldığı şiir, yazı ve tiyatro oyunları gibi unutulmaz onlarca eser bıraktı. Namık Kemal, Osmanlı’nın son dönemlerinde hürriyet, adalet, meşveret ve meşrûtiyet kavramlarını en yüksek sesle dile getiren isimlerden biri olarak bilinir. Onun hürriyet anlayışı, Batı hayranlığı değil de insanın fıtratından gelen hakların savunulmasıdır.

Namık Kemal kimdir?

“Vatan Şairi” ve “Hürriyet Şairi” olarak anılan Namık Kemal 1840 yılında Tekirdağ’da dünyaya geldi. 18 yaşına kadar dedesi Abdüllâtif Paşa’nın yanında, Rumeli ve Anadolu’nun çeşitli şehirlerinde yaşadı. Arapça ve Farsça öğrendi. 18 yaşında geldiği İstanbul’daki Bâb-ı Âli Tercüme Odasında kâtip olarak çalışmaya başladı. “Tasvir-i Efkâr” gazetesinde hükûmeti eleştiren yazılar yazdığı için tutuklanmak istenildiğini öğrenince Paris’e kaçtı. Genç Osmanlılar hareketine katılan Namık Kemal ardından Londra’ya geçti, “Muhbir” gazetesinde yazmaya başladı. Ardından ve “Hürriyet” isimli bir gazete çıkardı. Dönemin Zaptiye Nazırı Hüsnü Paşa’nın çağrısı üzerine İstanbul’a döndü. “İbret” gazetesinde yazdığı yazı sebebiyle İstanbul’dan uzaklaştırılmak için Gelibolu mutasarrıflığına atandı. Orada yazmaya başladığı “Vatan Yahut Silistre” oyunu, İstanbul’da Gedikpaşa Tiyatrosu’nda sahnelendiğinde izleyicileri ayaklandıran olaylara sebep oldu. Oyunu yasaklandı. İstanbul’a dönüp “İbret” gazetesinde yaşananları kaleme alınca gazeteyi çıkaran arkadaşlarıyla birlikte Magosa’ya sürüldü. I. Meşrutiyet’in ilanından sonra İstanbul’a döndü. Şûra-yı Devlet (Danıştay) üyesi oldu. Kanun-u Esasi’yi (Anayasa) hazırlayan heyette görev aldı. 1877 Osmanlı-Rus Savaşı çıkınca II. Abdülhamid’in Meclis-i Mebusan’ı kapatması üzerine tutuklandı. Beş ay kadar tutuklu kaldıktan sonra mutasarrıf olarak Midilli, Rodos, Sakız adalarına gönderildi. Henüz 48 yaşında iken, 2 Aralık 1888’de Sakız Adası’nda vefat etti.

Hürriyeti savundu

En meşhur Hürriyet Kasîdesi’nde, “Ne efsunkâr imişsin âh ey didâr-ı hürriyet/Esîr-i aşkın olduk gerçi kurtulduk esaretden” diye seslenirken hürriyetin uğrunda esir olunabilecek bir değer olduğunu haykırmaktadır. Eserlerinde işlediği hürriyet, meşveret, anayasa ve adalet gibi kavramlar sadece siyasî talepler değil, toplumsal bir dirilişin ruhu haline gelmiştir. Yazılarında devletin keyfî idaresini eleştirmiş, milletin iradesine dayalı bir yönetim anlayışını savunmuştur. 

Samimî bir Müslümandır

Gazetecilik, devlet görevi, edebiyat ve siyaset alanlarını bir araya getiren çok yönlü kimliğiyle Namık Kemal, dönemin toplumsal uyanışına ilham vermiştir. Hürriyet ve vatan âşığı Namık Kemal, aynı zamanda samimî ve mütedeyyin bir Müslüman’dır. Tanzimat ricalini milletin İslâmî kimliğinin korunarak Avrupa’dan alınacak fenlerle takviye edilmesi konusunda sık sık uyarmıştır. Ona göre Avrupa körü körüne taklit edilmemeli, kendi kanun, inanç ve geleneklerimiz terk edilmemeliydi. 

Eserleri

Ölümünden sonra şiirleri bir kitapta toplanmıştır. Vatan yahut Silistre, Zavallı Çocuk, Akif Bey, Gülnihal, Celâleddin-i Harzemşah ve Kara Bela adlı tiyatro oyunlarını yazmıştır. İntibah ve Cezmi adlı iki de romanı mevcuttur. Osmanlı tarihini yazma çalışmalarının yanında Fatih, Yavuz ve Selahaddin-i Eyyubî gibi ünlü simaları işleyen Evrak-ı Perişan, Kanije Savunması gibi tarihî eserler de vermiştir.

2 Aralık 1888’de vefat eden Namık Kemal, bugün de fikir ve edebiyat dünyamızda “hürriyetin sesi” olarak fikirleriyle yaşamaya devam ediyor. Hâlâ ihtiyacımız olan hak, adalet, meşveret, hürriyet gibi meselelerin müdafîi olarak hatırlanıyor. 

İstanbul - Mehtap Yıldırım Yükselten

***

Bediüzzaman ve Namık Kemal

“Kemal’in rüyasıyla uyandım”

Namık Kemal’in hürriyet ve adalet için yükselttiği ses ile, Bediüzzaman’ın Risale-i Nur’da anlattığı “adalet-i mahza,” “meşveret,” “kanun hâkimiyeti” ve “fıtrî hürriyet” tabirleri arasında benzerlik vardır. Namık Kemal: “Kuvvet değil, hak yaşatır milleti” derken, Bediüzzaman Hazretleri’nin ifadesi daha tamamlayıcıdır: “Kuvvet haktadır, fakat hak kuvvette değildir.” Namık Kemal de, Bediüzzaman gibi hürriyeti savunmanın bedelini sürgünlerle, hapislerle ödeyenlerdendir. Her ikisi de istibdat rejimlerine muhaliftir. 1888’de Namık Kemal öldüğü zaman Bediüzzaman 10 yaşlarındadır.

Said Nursî, 15-16 yaşlarında iken Namık Kemal’in “Rüya” isimli makalesini okuduğunu, şöyle ifade eder: “İnkılâptan (1908’den) on altı sene evvel (1892), Mardin cihetlerinde, beni hakka irşad eden bir zâta rast geldim. Siyasetteki muktesit mesleği bana gösterdi. Hem, tâ o vakitte, meşhûr Kemal’in ‘Rüya’sıyla uyandım.” 1 “Siyasetteki muktesit mesleğin” istibdada karşı hak ve hürriyetleri müdafaa ve İttihad-ı İslâm düşüncesi olduğunu ifade etmektedir. Çünkü “Rüya” makalesi hürriyetin ve gayretin önemini anlatmaktadır. Namık Kemal Abdülhamid döneminde Birinci Meşrûtiyet’in ilânını rüyasının gerçekleşmesi olarak görür ve bu gelişmeyi hürriyet açısından çok sevindirici bulur. 

Bediüzzaman da, Namık Kemal’in Hürriyet Kasidesi’nden yaklaşık otuz yıl sonra İkinci Meşrûtiyet günlerinde Hürriyete Hitab’ında şöyle sesleniyor: “Ey hürriyet-i şer’î! Öyle müthiş ve fakat güzel ve müjdeli bir sadâ ile çağırıyorsun, benim gibi bir şarklıyı tabakat-ı gaflet altında yatmışken uyandırıyorsun. Sen olmasaydın, ben ve umum millet, zindan-ı esarette kalacaktık. Seni ömr-ü ebedî ile tebşir ediyorum.” 2

Dipnotlar:

1-ESDE, s. 288. 2-Beyanat ve Tenvirler, s. 29-34.

Okunma Sayısı: 183
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı