Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 01 Temmuz 2006

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Nejat EREN

Doğruluk ve yalanın sahaları ve neticeleri



“Doğruluk” ve “yalancılık” insanlık tarihiyle var olagelen ve “insan olma” profilinin hakikî ölçeği olan iki önemli kavramdır.

Bu gün bilhassa siyaset ve ticaret hayatı başta olmak üzere, insanlığın toplum hayatında dönen bütün menfî dolapların, hilelerin ve yanlışlıkların başında yalancılık gelmektedir.

Zalimlerin elinde “yalancılık”, mazlûmların dilinde “sıdk ve doğruluk” geniş bir alanda kullanılmaktadır.

Ama itiraf etmek gerekir ki, görünürde ve bu dünya işlerinde hayat gemisi yüzmek için hep “yalan rotasında” ve “yalan limanlarında” yol almakta ve mekân tutmaktadır.

“İmtihan sırrını” anlayamayanlar için bu oldukça muğlak bir konudur. Ama şu hüküm her şeyi ortaya koyuyor: “İyilikle kötülüğün birbirinden tefrik edilemeyecek derecede muhtelit ve karışık olmaları lâzımdır ki, insanların dereceleri tezahür etsin.” (İ.İ’câz)

“Sıdkın”, yani doğruluğun, o büyük haslet ve özelliğini; “kizbin,” yani yalancılığın da o dehşetli rezalet ve kötülüğünü en güzel şekilde tarif eden asrın tabibinin sunduğu, bilhassa İşârâtü’l-İ’câz tefsirinde geçen bazı tarif ve reçetelerine birlikte bir bakalım:

“Ahlâk-ı âliyenin hayatı, sıdktır.” (Yüksek ahlâkın esası doğruluktur.)

“Âlem-i İslâmın nizamı, sıdktır.” (İslâm Âlemin düzen ve nizamı doğruluktur.)

“Bütün kemalata isal edici, sıdktır.” (Bütün mükemmelliklere ulaştırıcı, doğruluktur.)

“İmanın hassası, sıdktır.” (İmanın özelliği doğruluktur.)

“Terakkiyatın mihveri sıdktır.” Gelişme ve ilerlemenin temel unsuru doğruluktur.

“Ahlâk-ı âliyeyi tahrip eden, kizbdir.” Yüksek ahlâkı mahveden yalancılıktır.

“Âlem-i beşerin ahvalini fesada veren, kizbdir.” (İnsanlığın kimyasına bozan yalancılıktır.)

“Âlem-i İslâmı zehirlendiren, ancak kizbdir.” (İslâm âlemini zehirlendiren ancak yalancılıktır.)

Eğer sıdk (doğruluk) kalkıp, araya kizb (yalan) girerse, rüzgârlara oyuncak olan yapraklar gibi, o adam da insanlara oyuncak olur.

“Fıskın sebebi ise kisbleridir.” Dalâlet ve günahların sebebi yalancılıktır.

“Kizb, hikmet-i Rabbaniyeye zıttır.” Yalancılık, Cenâb-ı Hakkın hikmetine zıttır.

“Kizb, kudret-i İlahiyeye bir iftiradır.” Yalancılık, Allah’ın kudretine bir iftiradır.

“Kizb, nifakın birinci alâmetidir.” Yalancılık, fesat, fitne ve nifakın en birinci belirtisi ve göstergesidir.

“Kizb, küfrün esasıdır.” Yalancılık, küfrün esasıdır.

Yalancılık, bir zehirdir.

Yalancılıktan; fitne ve hıyanet doğar. Hıyanet ise zayıflığı gerektirir.

Bir fazilet sahibinin, bin faziletsize mukabil geldiğini bilerek fazilete talip olmaktır.

Sırat-ı müstakimde olmak aslında, kahramanlık, iffet, hikmetin birlikteliğinden doğan ve adalete işaret eden çok önemli bir hadisedir.

Doğudan-batıya, ezelden-ebede giden bu uzun ince yolda, bu iki kavramın savaşı ve mücadelesi vardır. Doğruluk ve yalancılık!

Makul ve meşrû olanı ve ben “Müslüman’ım” diyen herkese yakışanı; her işinde, her halinde ve her ânında doğruluktan ayrılmamak, yalanın da--her ne şekilde olursa olsun, şakayla bile olsa--asla ve asla yakınına bile uğramamaktır.

İzzet-i nefsi olan, başkalarına kendisini zelil göstermeye tenezzül etmez. Dolayısıyla da doğruluktan ayrılıp yalana tenezzül etmez.

Netice olarak, iman, izzet-i nefsi netice verdiği gibi, nifak da onun aksine zilleti netice verir.

İyi bir insan ve mükemmel bir kulda toplanan yüksek ahlâk; yalan, hile gibi alçak halleri reddeder.

Dalâlet, nefisleri nefret ettiren ve ruhları inciten bir elem olduğundan, Kur'ân-ı Kerim, ve İslâmiyet insanlığa hidayet, doğruluk ve güzelliği hediye etmiştir.

Doğru ve güzel ahlâklı bir hayat yaşama ve yaşatma dilek ve temennisiyle.

01.07.2006

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (24.06.2006) - Torunlarımız, sevgileri, gelecekleri ve biz

  (17.06.2006) - Afyon'da okumalar, Zonguldak'ta konuşmalar

  (10.06.2006) - Nimetler ve değerleri

  (03.06.2006) - Yaz gafleti ve bazı düşünceler

  (27.05.2006) - Hizmette tatlı dil ve güleryüz

  (20.05.2006) - Risâle-i Nurlara karşı olan vefa borcumuz

  (16.05.2006) - Avrupa İslâmla müşerref olmaya hazırlanıyor

  (06.05.2006) - Yeni köprüler kurmak

  (30.04.2006) - Fransa’da Nur hizmetleri - 2

  (29.04.2006) - Fransa’da Nur hizmetleri - 1

 

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdurrahman ŞEN

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Davut ŞAHİN

  Faruk ÇAKIR

  Gökçe OK

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hülya KARTAL

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Hüseyin YILMAZ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mahmut NEDİM

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Metin KARABAŞOĞLU

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Murat ÇİFTKAYA

  Mustafa ÖZCAN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Raşit YÜCEL

  S. Bahaddin YAŞAR

  Sami CEBECİ

  Sena DEMİR

  Serdar MURAT

  Süleyman KÖSMENE

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin Uçal ABDULLAH

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Zeynep GÜVENÇ

  Ümit ŞİMŞEK

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  Şaban DÖĞEN

 Son Dakika Haberleri
Kadın ve Aile Dergisi Çocuk Dergisi Gençlik Dergisi Fikir Dergisi
Ana Sayfa | Dünya | Haberler | Görüş | Lahika | Basından Seçmeler | Yazarlar
Copyright YeniAsya 2004