Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 05 Eylül 2006

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Davut ŞAHİN

Televizyonsuz hayat



Ilgaz’ın (Çankırı) bir köyündeyiz… Televizyonsuz bir hayatı yaşıyoruz burada.

Müthiş bir sessizlik.

Daha doğrusu, sessizliğin sesini dinliyoruz burada.

Dağ başı değil kaldığımız yer. Ama dağların arasına sıkışmış...

Radyo frekanslarının pas geçtiği, cep telefonları sinyallerinin es geçtiği, hatta; tek bir hanede televizyonun olduğu bir köy…

Dağlar gökyüzüne yükselen gökdelen gibi. Bu mağrur tepeleri çamların yeşilliği süslüyor. Dallarıyla gökyüzüne duâya açılan ceviz ağacları dört bir yanımızda.…

Yaradan, özenle yaratmış.

Burada ne televizyon, ne radyo, ne de internet var…

Dizüstü bilgisayarımı bu ortama yakışmayacağı için getirmedim.

İnsanlar bilgisayarsız da yaşıyordu önceleri.

Belki de teknolojinin gelmemesi bu güzelliğe güzellik katıyor.

Oyalanmak için internet yerine, burada kır, bağ ve bahçe var. Oraları geziyoruz. Buz gibi kaynak sularının şırıltıları arasında piknik yapıyoruz. Kuş sesleri kâinatı süslü-yor. Böcekler bu şenliğe ortak oluyor.

Dağlara çıkıyoruz. Nefis çam ağaçların kokusunu burnumuza çekiyoruz. Müthiş bir güzellik.. İnternetin mekanik ortamından öylesine çok uzağız ki.

***

Ancak;

Tüm ülkede yaşanan kuraklık burada da kendini gösterdi. Hele, baharda vuran “dolu” yüzünden, her yıl beklenen “hasat” bu sene yok… Kim bilir belki de, “şükürsüzlüğün” neticesi…

Sadece bağ ve bahçelerde fasulye ekilmiş. Kısıtlı imkânlar neticesi, bahçe sulamaları yüzünden kırgınlıklar yaşanmıyor değil. Dikkat çeken nokta, “eski toprak”lar toprağına sahip çıkarken, genç nüfus bir o kadar kayıtsız. Ne toprağını biliyor, ne atasını. Kazara gelen gençler ise, Alman-ya’dan gelmiş yerli turist gibi… Yabancı… Köyde bulunan ihtiyar heyetinin acilen gençlere yönelik bir proje geliştirmesi elzem… Onları bu beldelere teşvik etmek için cazip teklifler getirmeli. Ne bileyim, o bölgenin en çok sevilen sembolleri öne çıkarılarak “festival” adı altında (meşrû dairede) gençleri teşvik edilebilir.

Ve:

Bir ay sonra…

Şimdi bilgisayarın başındayım.

Klavyenin tuşlarında geziniyorum. Bir şeyler yazmak için oyalanıyorum…

Sahi;

Bu gün ne yazsam?

05.09.2006

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (03.08.2006) - Cenazede feminizm!

  (02.08.2006) - Direniş

  (30.07.2006) - Murdock

  (29.07.2006) - Televole kültürü

  (28.07.2006) - Sağduyu

  (26.07.2006) - Basın ve sansür

  (25.07.2006) - TGRT satıldı

  (23.07.2006) - Barış ülkesi(!)

  (22.07.2006) - Müzik ve anlatım

  (21.07.2006) - Haberci Muhtar

 

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdurrahman ŞEN

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Davut ŞAHİN

  Faruk ÇAKIR

  Gökçe OK

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hülya KARTAL

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Hüseyin YILMAZ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mahmut NEDİM

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Metin KARABAŞOĞLU

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Murat ÇİFTKAYA

  Mustafa ÖZCAN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Raşit YÜCEL

  S. Bahaddin YAŞAR

  Sami CEBECİ

  Sena DEMİR

  Serdar MURAT

  Süleyman KÖSMENE

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin Uçal ABDULLAH

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Zeynep GÜVENÇ

  Ümit ŞİMŞEK

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  Şaban DÖĞEN

 Son Dakika Haberleri
Kadın ve Aile Dergisi Çocuk Dergisi Gençlik Dergisi Fikir Dergisi
Ana Sayfa | Dünya | Haberler | Görüş | Lahika | Basından Seçmeler | Yazarlar
Copyright YeniAsya 2004