Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 04 Eylül 2006

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Zeynep GÜVENÇ

Doğru bildiğinin peşinde gidenler



Ünlü insanlarla yapılan röportajların karşısına “sıradan” ama bir o kadar da ilgi çekici hayatların konulması gerektiğine inanıyorum. Hayatın tamamında olmasa da sadece bir an’ında yakalanmış ve öylece sessizliğin içinde kalmış yaşanmışlıkları gün yüzüne çıkarmak ve moda yeknesaklıktan çıkmak istiyorum.

Çünku insanoğlu hayata diğer insanlara göre +100 ile başlamış, elindeki artılarla hareket edenlere, “onlar daha doğuştan şanslı” muamelesi yapıyor. Sanki onlar melek, onlardan günah işlemesi beklenemez anlayışı hakim. Böyle durumlarda kendilerini ayrı bir kefeye koyup hayata -100 ile başladıklarını sanıyorlar. Onlara göre şanslı olarak nitelendirilmek için şunlara ihtiyaç var: İyi bir aileden gelmek, çok iyi okullarda okumak, maddî ve manevî desteği arkasına alarak yürümek, istediğin her şeyin bir çırpıda ellerine konulması.

“Kim olsa o şartlarda böyle yaşardı, zaten aksi düşünülemezdi” söylemcileri köprünün öteki ayağındakiler. Yaşarken yorulmayanlardan nefret eden bu topluluk, kendi çıtasını yükseltmek için gram çaba sarfetmiyor, çünkü onlar zaten “baştan kaybetmiş” diye düşünüyorlar.

İslâmın böyle bir bakış açısına izin vermediğini hepimiz biliyoruz. Yenilgiyi baştan kabul edip her şeyi olduğu gibi bırakıp uzaktan seyre dalabiliriz. (Bunun başı rehavet, sonu kapı duvar.) Yapılacak herseyi yaparak fiili duanın hakkını verebiliriz. (Bunun başı, ortası, sonu, her yanı rıza-i İlâhî)

Firuza Gazizova Amerika’da yaşayan Özbek asıllı bir psikoloğ. Firuza Hanım başörtü takmaya karar verdikten sonra bakın neler olmuş.

*Başörtü takmaya ne zaman başladınız ve buna nasıl karar verdiniz?

Düzenli olarak 2 yıl önce başörtüsü kullanmaya başladım. Ramazan ayıydı ve iyi bir zamanlama olacağını düşündüm. Zira başörtüsü kullanmayı uzunzamandır düşünüyordum ama sanırım bir türlü yeterince cesur olamamıştım.

*Amerika’da dininizi yaşarken hiçbir zorlukla karşılaştınız mı?

Çalıştığım yerde hiç kimseye başörtüsü kullanmayı planladığımı söylememiştim. Bir gün başörtümle beraber işe geldim. Patronumun tavrı çok iyi değildi. Bana evime gitmemi ve korkutucu göründüğümü söyledi ve bunu hemen yapmazsam beni aynı gün içinde işten çıkaracağını belirtti.

Ben de evime gittim ve şirketin Arizona’daki üst düzey yöneticisini aradım. Bir süre sonra işyerindeki patronum aradı ve bir sonraki gün başörtümle işe gelebileceğimi söyledi.

*Mesleğiniz nedir, bize işinizle ilgili bilgi verebilir misiniz?

Lisans eğitimimi psikoloji üzerine aldım ve uluslar arası bir evlât edinme acentasında çalışıyorum. Evlât edinmeyi düşünen ailelerin bu işe hazırlanmasına yardımcı oluyorum. Üniversiteden 2.5 sene önce mezun oldum. Şu anda çalıştığım yerde işe başladığımda İslâmın evlât edinme ile ilgili hükümlerini bilmiyordum. İlerde fırsatım olunca işimi değiştireceğim. Göçmenlere yardımcı olabileceğim bir işe girmek istiyorum. Bence harama girme şüphesi olmayan çok faydalı bir meslek.

*Başka dinlerden arkadaşlarınız oldu mu? Onlarla hiç İslâm dini hakkında konuştunuz mu?

Evet, Müslüman olmayan arkadaşlarım var ve onlarla bazen din üzerine konuşuyoruz. Özellikle medyada İslâmla ilgili suçlamalar çıktığı zaman bana o konu hakkında ne düşündüğümü ve nasıl açıklayacağımı soruyorlar.

*İslâmiyetle ilgili sıkca duyduğunuz sorulardan bir kaç örnek verebilir misiniz?

Cihad ne demek? Kadınlar neden örtünmek zorunda? Müslüman kadınların çalışmasına izin veriliyor mu? Domuz eti dışında Müslümanların yemesi yasak olan şeyler neler?

Firuza Hanımda gördüğüm İslâmî hassasiyet takdire şayan. Çünkü kim ne derse desin; doğru neyse onun peşinden gidenlerden, durmadan koşan ve de İslâma karşı gittikce artan kötümser bakışlara aldırmadan yaşayan biri o.

04.09.2006

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (28.08.2006) - Sohbetlerde kalite

  (21.08.2006) - Yukarı bakmak

  (14.08.2006) - İspatlamak

  (07.08.2006) - Bulutların üstünden

  (31.07.2006) - Geldiği gibi

  (24.07.2006) - Bebek ve dil

  (17.07.2006) - Gitmek mi, kalmak mı?

  (10.07.2006) - Kendini bir ‘şey’ sanmak

  (03.07.2006) - Ezan sesi

  (26.06.2006) - Yalancı ışıklar

 

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdurrahman ŞEN

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Davut ŞAHİN

  Faruk ÇAKIR

  Gökçe OK

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hülya KARTAL

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Hüseyin YILMAZ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mahmut NEDİM

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Metin KARABAŞOĞLU

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Murat ÇİFTKAYA

  Mustafa ÖZCAN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Raşit YÜCEL

  S. Bahaddin YAŞAR

  Sami CEBECİ

  Sena DEMİR

  Serdar MURAT

  Süleyman KÖSMENE

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin Uçal ABDULLAH

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Zeynep GÜVENÇ

  Ümit ŞİMŞEK

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  Şaban DÖĞEN

 Son Dakika Haberleri
Kadın ve Aile Dergisi Çocuk Dergisi Gençlik Dergisi Fikir Dergisi
Ana Sayfa | Dünya | Haberler | Görüş | Lahika | Basından Seçmeler | Yazarlar
Copyright YeniAsya 2004