"Gerçekten" haber verir 06 Temmuz 2008
Anasayfam Yap | Sık Kullanılanlara Ekle | Reklam | Künye | Abone Formu | İletişim
ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET ve ŞÛRÂDIR

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Ali FERŞADOĞLU

Uhud geçidini terk eden okçular gibi miyiz?



Putperest Kureyşliler 3000 bin kişilik askerî kuvvet hazırlayıp Medine üzerine yürür. Bunu haber alan Resûlullah (asm) meseleyi ayrıntılı olarak olarak ashabıyla istişare eder. Kendisi düşmanı şehir dışında karşılama yerine, şehir müdafaası yapma taraftarıydı. Ne var ki, çoğunluk meydan savaşı istiyordu. Peygamberimiz (asm) istişareye uyar.

Savaş Uhud önlerinde yapılacaktır. Müslüman ordusu ise, 1000 kişidir.1 Resulullah (asm), düşmanın sızabileceği, kuşatmayı yarabileceği, özellikle ordunun sol tarafındaki dağın vadisini beklemek üzere Abdullah b. Cübeyr kumandasında 50 kişilik bir okçu birliği bırakır ve sıkı sıkıya şu tembihte bulunur: “Bizi arkamızdan koruyunuz, sakın yerinizden ayrılmayınız. Bizim öldürüldüğümüzü görseniz de yardımımıza gelmeyiniz. Ganimet topladığımızı görseniz de bize katılmayınız. Kuşların bizleri kapıştığını görseniz de, ben size haber göndermedikçe sakın yerlerinizden ayrılmayınız. Siz yerinizde durmazsanız biz galip olamayız.”

Müşrikler bütün güçleriyle yüklenmelerine rağmen bozguna uğrayıp kaçmaya başlar. Bunu gören Müslümanların bazıları dünyaya meylederek, ganimet toplamaya koşar. Ordunun gerisindeki vadiyi bekleyen 50 okçudan bazıları, komutanları Abdullah b. Cübeyr’in (ra) sıkı emirlerine rağmen “Ne duruyorsunuz, Allah düşmanı bozguna uğrattı, kardeşlerimiz ganimet topluyor, siz de toplayınız!” diyerek görevlerini terk edip, ganimet, dünyalık toplamaya koştu!

Oysa henüz kesin netice alınmamıştı. Okçular yerlerini terk edince, bu ânı gözetlemekte olan 200 kişilik düşman süvari birliği komutanı Halid b. Velid vadiden girerek İslâm ordusunu arkadan çevirir. Böylece Müslümanlar iki ateş arasında kalır. Üstünlüğü sağlamışken dünyalığa meyletmeleri ve Peygamberimizin (asm) emrini çiğnemeleri yüzünden zor duruma düşerler. Sonuç malûm:

Peygamberimiz (asm) ölüm tehlikesi geçirir; iki mübarek dişi kırılır; 70 şehid ve Uhud Savaşı kaybedilir…

Uhud’dan günümüze gelirsek:

Müslümanlar; dinsizlik, ahlâksızlık, zındıklık, sapıtmışlık vs.’den müteşekkil deccalizmin ordusuyla savaşmıyor mu? Cehaletle savaşmıyor mu?

Peki, çağdaş “Uhud okçuları” bizlere ne oluyor ki, hubb-u cah (şan, şöhret, makam, mevki sevgisiyle) tama/açgözlülük ile ganimet toplamaya, köşe dönmeye koşuyoruz!

Ehl-i imanı sahil-i selâmete ulaştıracak gemide çalışan hademeler, yani geçidi tutan ehl-i hizmet yerlerini terk ederek, para kazanma, makam ve mevki peşine düşebilir mi?

O takdirde deccalizmle yapılan savaşı nasıl kazanacağız?

Yoksa Nebiler Nebîsi (asm), Uhud’dan okçulara tenbih verirken, bizlere mi hitap ediyor!

***

İşte şehidlerden mücahitlere gelen Nebevî (asm) müjde:

“Uhud’da kardeleriniz şehid olunca Allah Teâlâ onların ruhlarını yeşil kuşların içine koymuştur. Bunlar Cennet ırmaklarına gelirler, içerler ve Cennet meyvelerinden yerler. Sonra bu kuşlar, arşın gölgesinde bulunan altın kandillere konarlar. Şehit ruhları böyle mutlu bir hayata erişince, ‘Bizim bu halimizi dünyadaki kardeşlerimize kim bildirir ki, onlar da cihaddan çekinmesinler’ demişlerdir.”2

Dipnotlar:

1- Sîre, 3 : 63; Tabakât, 2 : 39; 2- Tecrîd, 186 vd; İbn Sa’d, II; 148.

06.07.2008

E-Posta: [email protected] [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (06.08.2008) - “Kulcuğa kulcuk” Kemalist İlahiyatçı kim?

  (05.08.2008) - “Yabancı nefreti” vahameti ve dönüş...

  (04.08.2008) - Lisan problemi

  (03.08.2008) - Müslümanlara olan bakış açısı çarpık

  (02.08.2008) - Avusturyalı sosyalistler, ülkelerinde cami yapımına destek çıkıyorlar

  (31.07.2008) - Avusturya’da İslâmiyet

  (30.07.2008) - İslâm güneşine mani olan perdeler yırtılıyor

  (28.07.2008) - Avrupa’daki Müslüman azınlıkların problemleri

  (26.07.2008) - Övgüye değer bir diğer hasletleri

  (25.07.2008) - Yalnızlık zindanı

 
GAZETE 1.SAYFA

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Ahmet ARICAN

  Ahmet DURSUN

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Atike ÖZER

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Davut ŞAHİN

  Elmira AKHMETOVA

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Fatma Nur ZENGİN

  Gökçe OK

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Kadir AKBAŞ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  Kemal BENEK

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mahmut NEDİM

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Mustafa ÖZCAN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Osman GÖKMEN

  Raşit YÜCEL

  Rifat OKYAY

  Robert MİRANDA

  Ruhan ASYA

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet Bayri FİDAN

  Saadet TOPUZ

  Sami CEBECİ

  Selim GÜNDÜZALP

  Semra ULAŞ

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Ümit KIZILTEPE

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT

Site yöneticisi | Editör
Yeni Asya Gazetesi Gülbahar Cd. Günay Sk. No.4 Güneşli-İSTANBUL T:0212 655 88 59 F:0212 515 67 62 | © Copyright YeniAsya 2008.Tüm hakları Saklıdır