“Küçüklerimize merhamet etmeyen, büyüklerimize saygı göstermeyen bizden değildir.” (Tirmizî, Birr, 15; Ebû Dâvûd, Edeb, 66.)
Rabbim, kalplerimize merhamet ver. Çünkü Senin merhametinin biz insanlardaki tecellîleri ile yaşıyoruz. Esmâ-i İlâhiyenin cilveleri nakşedilirken bize, Seninle hayat buluyoruz. Bu sayede Senin rızana uygun kullar oluyoruz.
Rabbim kalplerimize merhamet ver. Şu acımasız dünyada, bize her daim seni hatırlatacak abdlerinin varlığı ile mutlu oluyoruz. Kin, adavet, garez yok olup gidiyor ve bir adım daha huzura yaklaşıyoruz.
Rabbim, kalplerimize merhamet ver. Küçüklerimize karşı içimizde sevgi pınarları coşsun. Büyüklerimize karşı hem şefkat, hem saygı göstermek şiârımız olsun. Senin ümmetinden olmanın hakkını verebilelim. Tâ ki gönüller huzurla dolsun, kalpler mutmain olsun.
Rabbim, kalplerimize merhamet ver. Huzurunda Sana bakabilecek gözlerimiz olsun. Seninle muhatap olabilmek nimetini elde edelim. Mahşerde Resûlullah’ın (asm) arkasında yürüyebilecek adımlarımız olsun, Kevser havuzunda buluşmak üzere sözleştiğimiz.
Rabbim, kalplerimize merhamet ver. Yüreklerimiz Rahman ve Rahîm ismiyle yoğrulmuş olsun. Bir annenin şefkatini taşımak bize de nasip olsun. Hayrı isteyen ve dileyen, hayırda yarışan kulların olalım. Âhirzamanın zorlu mücadelesini kazanan kullar zümresine dâhil olalım. Muvaffak olalım...
Saygı, sevgi ve merhametin yüreklerimizden eksilmemesi duâsıyla...
|