"Gerçekten" haber verir 04 Ekim 2008
Anasayfam Yap | Sık Kullanılanlara Ekle | Reklam | Künye | Abone Formu | İletişim
ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET ve ŞÛRÂDIR

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi

adresine bekliyoruz.
 

M. Latif SALİHOĞLU

İşte vahşi kapitalizmin çirkin yüzü: Kârı özelleştirir, riskleri ise kamulaştırır



Büyük bir gürültü ile infilak eden Amerika'daki "finansal kriz", aslında yakın (en iyimser ihtimalle orta) vâdede başgöstermesi beklenen "reel ekonomik kriz"in habercisi ve bir kıvılcımı mesabesindedir.

B

Zira, orada yürütülen ve adeta baştâcı edilen sistem, tamamen vahşi kapitalizme dayalı bir anlayışın eseridir. Bu anlayış ise, asla ve kat'a doymak bilmez, kanaat nedir, yardımseverlik nedir bilmez, bencil ve egoist bir dünya görüşünden ibarettir.

Nitekim, ABD Temsilciler Meclisi Başkanı (Nancy Pelosi) da, bu anlayışın acı meyvesini gördükten sonra, şunları söylemekten alamamış kendini: "Şunu açıkça ifade edeyim ki, görünen tabloda çok, ama çok büyük bir yanlış var: Bakınız, iflâs etmiş görünen şirket mensupları, vaktiyle yüksekten uçup vicdansızca ve alabildiğine çok para kazandıkları ve bu yüksek kazancı özelleştirdikleri halde, işlerin kötüye gittiğini gördükleri anda ise, hemen feryat edip riskleri kamulaştırmaya çalıştılar. Yani, şirketleri yere çakılırken, onlar altın bir paraşütle kurtuluyor ve bu ağır fatura Amerikan halkına kesilmeye çalışılıyor." (New York Times, 30 Eylül 2008)

Bu ifadeler, esasında Temsilciler Meclis'inde görüşülen ilk 700 milyar dolarlık yardım paketinin reddine sebebiyet veren uzun konuşmanın can alıcı kısmını teşkil ediyor.

Temsilciler, sınırsız kârlar elde eden, bunları bir şekilde özelleştirerek dokunulmaz kılan, ancak ortaya çıkan zararları ise halkı sırtına yüklemeye çalışan bu acımasız sistemi belki de ilk ciddî şekilde sınadılar, yani sorgulamış oldular. Üstelik, bir adım daha ileri giderek, vahşi kapitalizmin sınır tanımaz yürüyüşünü yavaşlatmaya, en azından bir yoluna bir takoz koymaya yöneldiler.

Evet, ilk paketin reddi, bir nev'î takoz vazifesini gördü. İkinci paketin kabulü ise, bu ağır tonajlı sistemin çabuk ve kolay bir şekilde durdurulamayacağının göstergesi oldu.

Her şeye rağmen görünen risk ve yaşanan kriz dalgası, henüz gerçek ekonomik hayata yansımış değil. Bu dalgalanma, daha çok bankalarda ve finansal kurumlarda sarsıntılara yol açtı.

Bir de bunun reel ekonomiye, iş ve çalışma hayatına yansımaları bekleniyor ki, asıl fırtınanın o zaman kopacağından korkuluyor. En büyük korku ise, fırtınanın yer yer kasırgaya dönüşmesi ihtimali...

Bize göre, bu ihtimalin gerçekleşmesi kuvvetle muhtemeldir. Zira, kazancın ve servet sahibi olmanın alabildiğine serbest bırakılmasını düzenleyen, buna mukabil fahiş kârları sınırlandırmaktan ve dahi denetlemekten âciz olan bir sistemin neticesi kaostur, kargaşadır.

İşte, şimdi Amerika'da uç veren ve kıvılcımlar saçarak başka merkezleri de etkisi altına alan sistemin temel karakteri bundan ibarettir: Sınırsız kazancı denetimsiz şekilde düzenleme ve muhtemel riskleri ise kamulaştırmak sûretiyle faturayı halka ödetme vicdansızlığı...

İslâmiyet ise, böylesi bir anlayışa geçit vermez. Bir mü'min, bir başka mü'min kardeşini gözetlemek ve kollamakla mükelleftir. Malının hiç olmazsa kırktan birini zekât olarak muhtaçlara vermek durumundadır.

Dolayısıyla, en zengin olan bir kimse, en fakir olanın kırk katından fazla zengin olamaz. Yani, meselâ en zengin olanın kırk milyar liralık serveti varsa, en fakir olanın da—en azından—bir milyar liralık serveti olmalı.

Zekâtın dışında, İslâmda ayrıca fitre, sadaka, hayır–hasenat yardımları ve komşuluk hakları gibi daha nice emniyet subapları vardır ki, sınırsız zenginliğin önüne set çekiyor ve kişiyi başkasını düşünmeye sevk ediyor.

Sosyalizm, komünizm, mânevî değerleri tahrip ettiği ve insanları insanlıktan çıkaracak yollara sevk ettiği gibi, onun büyük kardeşi olan kapitalizm de maddî–mânevî bütün değerlerin üzerinden silindir gibi geçerek ezmeye çalışıyor.

Ümit ve temenni ediyoruz ki, insanlık bu âhir zamanda İslâmın şefkat sinesine doğru yönelsin, böylelikle mutlu ve huzurlu bir devir yaşasın.

Bir başka ihtimal var ki, o da hiç temenni etmediğimiz bir "erken kıyamet"in kopmasıdır. Tarihin yorumu 4 Ekim 1912 Hayvanları Himaye Cemiyeti Marmara Denizindeki Sivriada'ya götürülen köpeklerin telef olmaya başladığını gören duyarlı vatandaşlar, İstanbul Himaye–i Hayvanat Cemiyetini kurdu. Bu cemiyetin mensupları, bir–iki senedir İttihatçı hükümet tarafından sokaklardan toplanarak Sivriada'ya götürülen ve bakımsızlıktan artık can çekişmeye başlayan köpeklere düzenli şekilde yiyecek ulaştırmaya çalıştılar. Ne yazık ki, tam da bu esnada başlayan Balkan Harbi ve ardından yaşanan Birinci Dünya Harbi, yapılacak yardımların da yetersiz kalmasına, dolayısıyla hayvanların telef olup gitmesine sebebiyet verdi.

04.10.2008

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (02.10.2008) - Kudüs, yeniden Müslümanların

  (01.10.2008) - Lâle Devrini bitiren hadiseler

  (29.09.2008) - Zalimin pençesi Afganistan'da kırılır

  (26.09.2008) - Siyasette irtifa kaybı

  (25.09.2008) - Ekonomik kriz dalgası

  (24.09.2008) - Bunlar kaç kişi?

  (23.09.2008) - Çetele(r)

  (22.09.2008) - Boykot çağrısı

  (19.09.2008) - Hürriyet kahramanları yeniden gündemde

 
GAZETE 1.SAYFA

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Ahmet DURSUN

  Ahmet ÖZDEMİR

  Ali FERŞADOĞLU

  Atike ÖZER

  Cevher İLHAN

  Faruk ÇAKIR

  Fatma Nur ZENGİN

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan YÜKSELTEN

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Mustafa ÖZCAN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Raşit YÜCEL

  Rifat OKYAY

  Robert MİRANDA

  Ruhan ASYA

  Saadet BAYRİ

  Sami CEBECİ

  Selim GÜNDÜZALP

  Süleyman KÖSMENE

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yeni Asyadan Size

  İslam YAŞAR

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT

Sitemizle ilgili görüş ve önerileriniz için adresimiz:
Yeni Asya Gazetesi Gülbahar Cd. Günay Sk. No.4 Güneşli-İSTANBUL T:0212 655 88 59 F:0212 515 67 62 | © Copyright YeniAsya 2008.Tüm hakları Saklıdır