"Gerçekten" haber verir 04 Ekim 2008
Anasayfam Yap | Sık Kullanılanlara Ekle | Reklam | Künye | Abone Formu | İletişim
ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET ve ŞÛRÂDIR

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi

adresine bekliyoruz.
 

Ali FERŞADOĞLU

Risâle-i Nur, diğer meslekleri de ihtivâ eder



Geçmiş zamanların tasavvuf veya kelâm bilgisi; tarikat tanzimi ile bu zamandaki insanların ihtiyaçları karşılanamaz, soruları cevaplandırılıp akılları tatmin, duyguları terbiye edilemez.

Ancak, iman esaslarının ispat ve izahıyla, akıl, kalp ve vicdanlar tatmin edilebilir. İşte Risâle-i Nur, diğer âlimlerin eserleri gibi, yalnız aklın ayağı, nazarıyla ders vermez. Evliyâ gibi yalnız kalbin keşif ve zevkiyle de hareket etmez.1 İslâm filozoflarının ve ulemanın mesleğinde de gitmeyip, Kur’ân’ın mânevî mû’cizeliğiyle, her şeyde bir marifet penceresi (Yaratıcımızı tanıma penceresi) açmış. Bir senelik işi bir saatte görür gibi Kur’ân’a mahsus bir sırrı ortaya çıkarmış. Bu dehşetli zamanda İslâma hadsiz saldıranların hücumlarına karşı mağlûp olmayıp galebe etmesi2 de bunu apaçık gösteriyor.

Eski kelâmcılar; imkân ve hudûs delillleri, a’raz, cevher gibi meseleleri tartıştılar. O zamanın şartları gereği gayet zor anlaşıldıklarından halk değil, ancak yüksek tabaka istifâde edebilirdi. Bediüzzaman; bu delilleri; herkesin anlayacağı tarzda açıklamış; modern ilimlerle yoğurmuş ve bunların yanında, san’at, hikmet, gâye, yardımlaşma, temizlik, simâlarda ve eşyalardaki mühür, ruh ve vicdan delili, fıtrat delili, Kur’ân delili, peygamber delili, fizik, kimya, biyoloji, zooloji, botanik, astronomi, ekoloji ve sair bütün ilimlerin özlerinden çıkan delilleri, en kıvrak ve keskin zekâları dahi doyuracak ve tatmin edecek çapta kullanmıştır.

Meselâ, materyalist, pozitivist, tabiatperest felsefik akımlar; madde; tabiattan çıkardıkları fen ilimleriyle, yani tabiat kanunlarıyla; tabiatın Sahibini inkâra yeltendiler. Bediüzzaman da, tevhidi, yani Allah’ın varlığı ve birliğini; fen ilimleriyle ispat ve izah ederek şöyle bir metot takip etti:

Her şeyin üstündeki Allah’ın kudret damgasını; terbiye mührünü ve kaleminin nakışlarını görmekle, doğrudan doğruya her şeyden O'nun nûruna karşı bir pencere açıp, O'nun birliğine ve her şeyin O'nun kudret elinden çıktığına ve İlâhlığında ve Rubûbiyetinde (her şeyi terbiye etmesinde) ve mülkünde hiçbir şekilde, hiçbir ortağı, yardımcısı, olmadığını görür gibi kesin bir bilgiyle tasdik edip imân getirmektir.3

Evet, hakikat mesleği; tarîkat berzahına uğramadan, doğrudan doğruya lütf-u İlâhî ile hakîkate geçmektir ki, Sahabeye ve Tabiîne has, yüksek ve kısa yol budur. Bir adımda ve bir sohbette, zahirden hakikate geçebilirler.4 Yani, benimsenen Sahâbe mesleği ile Peygamberî mirastan gelen, berzah tarikine (ara yollara, perdelere) uğramadan, doğrudan doğruya zâhirden/görünüşten/yüzeyden hakikate geçip İlâhî yakınlaşmayı sağlar. Bu yol, gayet kısa ve gayet yüksektir. Harikaları az, fakat meziyetleri çoktur. Keşif ve kerâmet az görünür.5

Tasavvuf/tarikat yolunun zevkli ve renkli hayatlarını otobüsle yolculuğa benzetebiliriz. Pek çok manzaralar görür, maceralar geçirir. Hakikat mesleğinde ise, uçakla direkt hedefe ulaşılır. Kur’ân hakikatlerinden tereşşuh eden (sızan) Nurlar ve o Nurlara tercümanlık eden Sözler, bu özelliktedir.6

Dipnotlar: 1- Mektûbât, s. 340.; 2- Mesnevî-i Nuriye, s. 11.; 3- Sözler, Yeni Asya Neşriyat, s. 264.; 4- Kastamonu Lâhikası, s. 52.; 5- Emirdağ Lâhikası, s. 80.; 6- Mektubat, s. 340.

04.10.2008

E-Posta: [email protected] [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (03.10.2008) - Kur’ân ispat eder ve ispatı emreder!

  (01.10.2008) - Bediüzzaman’ın Kelâm ilmine getirdiği yenilikler (3)

  (29.09.2008) - Bediüzzaman’ın Kelâm ilmine getirdiği yenilikler (1)

  (28.09.2008) - Hakikat mesleği ve kelâm

  (26.09.2008) - Tesbihat: Çağa uygun ibadet, hiper vird ve duâ

  (25.09.2008) - Risâle-i Nur, aynı zamanda çağdaş bir tasavvuftur

  (24.09.2008) - Hakikate nasıl varılır?

  (23.09.2008) - Hakikat mesleği nedir?

  (22.09.2008) - Her çağın zikir, fikir, şükür metodu ayrı

  (20.09.2008) - “Tarikat zamanı değil!” derken

 
GAZETE 1.SAYFA

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Ahmet DURSUN

  Ahmet ÖZDEMİR

  Ali FERŞADOĞLU

  Atike ÖZER

  Cevher İLHAN

  Faruk ÇAKIR

  Fatma Nur ZENGİN

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan YÜKSELTEN

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Mustafa ÖZCAN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Raşit YÜCEL

  Rifat OKYAY

  Robert MİRANDA

  Ruhan ASYA

  Saadet BAYRİ

  Sami CEBECİ

  Selim GÜNDÜZALP

  Süleyman KÖSMENE

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yeni Asyadan Size

  İslam YAŞAR

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT

Sitemizle ilgili görüş ve önerileriniz için adresimiz:
Yeni Asya Gazetesi Gülbahar Cd. Günay Sk. No.4 Güneşli-İSTANBUL T:0212 655 88 59 F:0212 515 67 62 | © Copyright YeniAsya 2008.Tüm hakları Saklıdır