"Gerçekten" haber verir 01 Aralık 2008
Anasayfam Yap | Sık Kullanılanlara Ekle | Reklam | Künye | Abone Formu | İletişim
ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET ve ŞÛRÂDIR

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi

adresine bekliyoruz.

 

Nimetullah AKAY

Aydınlık ve karanlığın çarpışması



İslâm nurunun dünyayı aydınlatmasından önce dünya fetret devrini yaşamaktaydı. Çünkü Hz. İsa’dan sonra bir peygamber gelmemişti. Bu sebeple insanların aklı başında olanları ya Hz. İsa’nın dini üzere yaşıyorlar veya Hz. İbrahim’in Allah inancına sahip Hanif dinine göre hayatlarını idame ettiriyorlardı. Arabistan’da ise puta tapıcılık yaygın bir durumdaydı. İnsanlar Allah’a inanmakla birlikte taştan, tahtadan yapılmış putları Allah’a ortak koşmaktaydılar. Bu sebeple bu döneme cahiliye dönemi denmekteydi.

Hz. Muhammed Aleyhisselâtu Vesselâmın teşrifinden ve Risâlet vazifesini almasından sonra, Allah’tan gelen emirlerle cahiliye adetlerine karşı mücadele edilmeye başlandı. Allah’ın Yüce Resûlü bu mücadelesinden hiç taviz vermedi, en ufak bir tereddüt göstermedi. Çünkü insanlar arasında yaygın olan bir çok âdet insanlığın düşmanıydı. İnsanlık âleminin gerçek mahiyetine kavuşması için mutlak sûrette bu cahiliye karanlıklarından kurtulması gerekirdi. Nitekim öyle de oldu, şirk kaleleri başta Arabistan olmak üzere bir çok ülkelerde yerle bir oldu.

Ancak dünya imtihan dünyasıydı ve İslâm gönüllere hitap etmekteydi. Zorlama ile değil ikna ile insanların İslâm’a girmeleri isteniyordu. Kâinatı aydınlatan İslâm nuru bir çok gönülde taht kurdu. Ancak cehalet tamamiyle yok olmadı. Çünkü Ebû Bekir-i Sıddıklarla Ebû Cehiller hiçbir zaman aynı derecede olmayacaktı. Çünkü Cennet insan istediği gibi Cehenneme de odun lâzımdı. Bunun için iman dâveti yapılınca akıllara kapı açılıyor, ancak zorlamalarda bulunulmuyordu.

İman nuru Asr-ı Saadetten bu yana muhtaç gönülleri aydınlatmaktaydı. Ancak şeytan ve avaneleri de var güçleriyle çalışmakta ve kömür ruhlu insanları saflarına almaktaydılar. Şüphesiz bu durum kıyamete kadar devam edecek. Herkesin Rabbine karşı hesabını vereceği din gününe kadar, her asırda ve her zamanda inananlar ile inanç düşmanları arasındaki mücadele varlığını devam ettirecektir.

Dikkatle baktığımız zaman bütün olayların temelinde Cahiliye devrinin karanlıkları ile Asr-ı Saadet döneminin aydınlığının çarpışması bulunmaktadır. Zira insanlar yaptıklarıyla ya Ebu Cehillerin yolundan gitmekte veya Allah’ı ve Resûlünü (asm) sevindirmektedirler. Yani yapılanlar ya Kâinat Sultanı olan Rabbimizin rızası dairesinde kalmakta veya şeytanların hesabına geçmektedir.

Diğer bir ifadeyle insanların bir kısmının hayatları iman çekirdeğini beslemektedir. Bu çekirdek Cennette bir ebedî saadet olarak neşv-ü nema bulacaktır. Diğer yandan küfür ve dalâlet üzere yaşayanların ise hayatları bir zakkum ağacının çekirdeği gibi Cehennemde yerini bulacaktır. Ama dereceler farklı olacak, dünya hayatından dolayı sadece mükâfatlandırılanlar olacağı gibi, önce işledikleri günahların cezasını çekip sonra da Rabb-i Rahîmin rahmet hazinesinden istifade ederek, imanlarından dolayı ebedî saadet âlemine ayak basacak olanlar da olacaktır. Cehenneme dahil olanlar da aynı yerde olmayacak, kimisi esfel-i sâfilîn denilen cehennemin en derininde olacak, kimisi de daha ehven yerlerde kendine yer bulabilecektir.

Gerek âyetlerle, gerekse de Peygamberimizin (asm) hadisleriyle şüphe götürmeyecek şekilde izah edilen ahiret hayatını düşünerek hayatımızı devam ettirirsek, dünyadaki hadiselerin geçiciliğini daha iyi anlayacak ve imanlı bir hayattan taviz vermeden yaşantımızı devam ettireceğiz. Böylece dünya hayatının apaçık bir oyun ve oyalanmadan ibaret olduğunu daha iyi anlamış olacaktık. O zaman âfakî meseleler imanımızın önüne geçemeyecek ve hiçbir dünya hadisesi Rabbimize olan kulluğumuzu engellemeyecek, zihnimiz öncelikle Rabbimizin emirlerini yerine getirme üzerine mesai sarf edecekti.

İtiraf etmek gerektir ki, bizlerin hayatımızı yeniden gözden geçirmeye ihtiyacımız bulunmaktadır. Ne yazık ki iman nimetinden yeterince istifade ettiğimiz söylenemez. En önemli görev olan lisan-ı hâl ile imanın güzelliklerini etrafa anlatma vazifesini yerine getirme şerefini elde ettiğimizi iddia etmemiz de oldukça zor. Hâsılı, Rabbimizle olan rabıtamızı, Resûlullah (asm) ile olan Peygamber-ümmet münasebetimizi yeniden gözden geçirmemiz gerekliliği inkâr edilemez bir gerçektir.

01.12.2008

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (25.11.2008) - Göğsümüzü kabartan boş şeyler

  (17.11.2008) - Allah'a kul olmak tek çare

  (10.11.2008) - Ölümlü dünya için değer mi?

  (03.11.2008) - Münafığın gündemi gizli

  (27.10.2008) - Rabbimden niyazım...

  (20.10.2008) - Gerçeğin peşinde olmak

  (13.10.2008) - Zamanımız çok değil

  (06.10.2008) - Dünyada sürekli tok olmak

  (29.09.2008) - Bir Ramazan ayına daha veda ederken

  (22.09.2008) - Şükürsüzlük çok büyük bir kayıptır

 
Ufo ısıtıcılar, infrared ısıtıcı, kumtel ısıtıcılar.
GAZETE 1.SAYFA

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Ahmet ARICAN

  Ahmet DURSUN

  Ahmet ÖZDEMİR

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Atike ÖZER

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Davut ŞAHİN

  Elmira AKHMETOVA

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Fatma Nur ZENGİN

  H. Hüseyin KEMAL

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Kadir AKBAŞ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  Kemal BENEK

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Mustafa ÖZCAN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Osman GÖKMEN

  Raşit YÜCEL

  Rifat OKYAY

  Robert MİRANDA

  Ruhan ASYA

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet BAYRİ

  Saadet TOPUZ

  Sami CEBECİ

  Selim GÜNDÜZALP

  Semra ULAŞ

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Umut YAVUZ

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Ümit KIZILTEPE

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT

Sitemizle ilgili görüş ve önerileriniz için adresimiz:
Yeni Asya Gazetesi Gülbahar Cd. Günay Sk. No.4 Güneşli-İSTANBUL T:0212 655 88 59 F:0212 515 67 62 | © Copyright YeniAsya 2008.Tüm hakları Saklıdır