"Gerçekten" haber verir 06 Aralık 2008
Anasayfam Yap | Sık Kullanılanlara Ekle | Reklam | Künye | Abone Formu | İletişim
ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET ve ŞÛRÂDIR

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi

adresine bekliyoruz.

 

Kazım GÜLEÇYÜZ

Kararsızların mesajı



Son Metropoll anketinin ortaya çıkardığı ilginç sonuçlardan biri de, partilerin oy dağılımındaki değişime ilişkin.

Buna göre, yerel seçim anketinde AKP 28.5’e, CHP 12.7’ye, MHP 7.2’ye ve DTP 0.8’e düşmüş. Kararsızların, “Oy tercihim gösterilecek adaya bağlı” veya “Hiçbiri” diyenlerin toplamı ise 46.9.

Genel seçim anketindeki dağılımda da AKP 32.5, CHP 12.5, MHP 7.6 ve DTP 3 gözüküyor. Ve orada da kararsızlar yüzde 40 seviyelerinde.

Bu tablonun gösterdiği sonuçlardan biri, AKP başta olmak üzere 22 Temmuz partilerinin tümünün inişe geçmiş olması. AKP’nin yüzde 47 oyu yüzde 30’lar düzeyine inerken, CHP’nin DSP ile birlikte aldığı yüzde 21 yüzde 12.5’a, MHP’nin yüzde 14’ü de yarı yarıya gerilemiş.

Bundan önceki anketlerde kararsızlar diğer partilere, dağılımdan aldıkları pay oranında dağıtılarak yeni bir tablo oluşturulurdu. Ama bu ankette kararsızların yüzde 40’lara ulaşması, kafadan böyle bir dağıtıma izin vermiyor olmalı.

Çünkü bu orandaki bir kararsızlık, hangi tercihte bulunacağını bilememeyi yansıtan bir tereddüdün değil, önde gözükenler başta olmak üzere, mevcut partilere mesafe koyan “kararlı bir kararsızlığın” tezahürü olarak görünüyor.

Bu tavır, büyük sürprizlere yol açabilir.

3 Kasım 2002’de oluşan Meclis tablosu, siyaseti AKP ile CHP ikisiline hapsetmişti. 22 Temmuz 2007 seçimi, bu ikilinin yanına MHP’yi ve bağımsız seçilip grup kuran DTP’lileri de kattı.

Ancak ne 3 Kasım’ın getirdiği AKP-CHP denkleminin, ne de 22 Temmuz’la oluşan AKP-CHP-MHP-DTP dörtlüsünün, Türkiye siyasetinin gerçek yapısını yansıttığı iddia edilebilir...

Özellikle 22 Temmuz tablosunun, daha bir senesi dolmadan tıkanması açıkça gösteriyor ki, siyaset ve toplum mühendisliği projeleriyle ve manipülasyonlarla üretilen sun’î yapıların uzun ömürlü ve kalıcı olabilmeleri mümkün değil.

“Kararsız”ların bu kadar yüksek çıkmasını, siyaset kurumunun tümüne karşı gelişen bir tepki olarak görüp, bunu partilere dayalı demokratik siyasî hayatın geleceği açısından endişe verici bir gelişme şeklinde yorumlayanlar mevcut.

Bu değerlendirmenin de belli ölçüde haklılık payı olabilir belki, ama özellikle 22 Temmuz partileri ekseninde bakılacak olursa, bu partilere duyulan güvenin azalmasını tüm siyaset kurumundan ümit kesildiğinin işareti olarak görmek ve buradan yeni antidemokratik tezgâhlar için çıkarımlarda bulunmaya kalkışmak yanlış.

Çünkü siyaset, 22 Temmuz partilerine hapsedilemeyecek, AKP-CHP-MHP-DTP dörtlüsüne inhisar ettirilemeyecek bir olgu. Bu partiler gider, başkaları gelir. Nitekim 2002 öncesinde AKP var mıydı? 1999’da CHP, 2002’de MHP baraja takılıp Meclis dışında kalmamışlar mıydı?

Gerçek şu ki, dünyada da, Türkiye’de çok hızlı bir değişim yaşanıyor. Bu değişimin getirdiği yeni taleplere cevap verebilen partiler kazanıyor, veremeyenler ya tamamen tasfiye ediliyor veya seçmen tarafından nadasa bırakılıyor. Tasfiye olanların bir daha dirilmesi zor, ama sağlam bir kökten geldikleri halde kendilerini yenileyemedikleri için nadasa bırakılanlar, düştükleri durumdan doğru dersler çıkarıp toparlanmayı başarabilirlerse yeniden ayağa kalkabilirler.

Bediüzzaman’ın “Hîn-i meşrutiyette tevbe kapısı açıktır” sözüyle dile getirdiği gerçek, demokratik süreçte herkes, her kurum ve her parti için geçerli. Yanlış yapan bedelini öder. Hatasını görüp telâfisine çalışan, kazanır. Seçmen de yanlış yapabilir ve hatasını, sıkıntılı sonuçlarını yaşayıp ceremesini çektikten sonra düzeltebilir.

Burada önemli olan, demokratik sürecin açık veya örtülü müdahale, yönlendirme, yanıltma, saptırma ve manipülasyonlardan âzâde, hür, serbest, eşit, âdil ve dürüst bir şekilde işlemesi.

Sonuç olarak diyeceğimiz o ki, kararsızlar bütün partilere aynı mesajı veriyor: Kararımı senden yana netleştirmem için üzerine düşeni yap.

06.12.2008

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (05.12.2008) - AKP nereye?

  (04.12.2008) - Tıkalı “açılım”lar

  (03.12.2008) - Herşeye rağmen AB

  (02.12.2008) - “Çarşaf açılımı”

  (30.11.2008) - Hasan Âli Yücel: Tek engel Risale-i Nur

  (29.11.2008) - Said Nursî ve üç adam

  (28.11.2008) - Türkiye-2025

  (27.11.2008) - AKP niye yapamıyor?

  (26.11.2008) - Kriz ve seçim

  (25.11.2008) - Kur’ân ve Lozan

 
Ufo ısıtıcılar, infrared ısıtıcı, kumtel ısıtıcılar.
GAZETE 1.SAYFA

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Ahmet ARICAN

  Ahmet DURSUN

  Ahmet ÖZDEMİR

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Atike ÖZER

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Davut ŞAHİN

  Elmira AKHMETOVA

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Fatma Nur ZENGİN

  H. Hüseyin KEMAL

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Kadir AKBAŞ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  Kemal BENEK

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Mustafa ÖZCAN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Osman GÖKMEN

  Raşit YÜCEL

  Rifat OKYAY

  Robert MİRANDA

  Ruhan ASYA

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet BAYRİ

  Saadet TOPUZ

  Sami CEBECİ

  Selim GÜNDÜZALP

  Semra ULAŞ

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Umut YAVUZ

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Ümit KIZILTEPE

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT

Sitemizle ilgili görüş ve önerileriniz için adresimiz:
Yeni Asya Gazetesi Gülbahar Cd. Günay Sk. No.4 Güneşli-İSTANBUL T:0212 655 88 59 F:0212 515 67 62 | © Copyright YeniAsya 2008.Tüm hakları Saklıdır