"Gerçekten" haber verir 07 Aralık 2008
Anasayfam Yap | Sık Kullanılanlara Ekle | Reklam | Künye | Abone Formu | İletişim
ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET ve ŞÛRÂDIR

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi

adresine bekliyoruz.

 

Yasemin GÜLEÇYÜZ

Bir başka açıdan kamusal alan kavramı



“Katolik dünyasının kalbi Vatikan’dan görülmemiş açıklama. Papalık Dinlerarası Diyalog Kurulu Başkanı Kardinal Jean Louis Tauran, ‘Tanrı’yı Avrupa’daki toplumsal alana geri getirdikleri’ için Müslümanlara teşekkür etti. Tauran, dinin günümüz Avrupa’sında öncekinden daha fazla konuşulup yazıldığını söyleyerek ‘Bu Müslümanların sayesindedir. Avrupa’da önemli bir azınlık olan Müslümanlar toplumda Tanrı’ya da yer isteyenler arasındadır’ dedi. Tauran’ın memleketi Fransa, en fazla Müslüman azınlığın yaşadığı ülke.” (29 Kasım 2008, Hürriyet)

Fransız modeli değişiyor mu?

Evet, biz kamusal alanda başörtüsü tartışmalarıyla uğraşırken, laiklik konusunda ‘model’imiz olan Fransa, Müslümanların kamusal alandaki yerini yeni düzenlemelerle gözden geçirmekte. Zira İslâm, Fransa’nın ikinci büyük dini durumunda.

Çalışanları için mescit yaptıran fabrikalar, helâl yemek çıkaran yemekhaneler, namaz vakti mola isteyenler, işe başörtüsüyle gelen kadın çalışanlar…

Bu noktada Fransa’nın önde gelen ekonomi gazetelerinden Le Echos’un 24 Haziran tarihli ‘İslâm, çalışma hayatında yerini arıyor’ başlıklı yazısı ilginç gelişmelerden bahsetmekte. Haberde konunun hassasiyeti vurgulanarak, Fransa’nın hep övündüğü çok renklilik ve çeşitlilik prensipleriyle ters düşmemek için zorlandığı ifade edilmekte. Fransa için dinle ilgili bütün talepleri laiklik prensibinin arkasına gizlenerek elinin tersiyle itmek artık mümkün değil. Daha hassas bir denge bulmak gerekiyor deniliyor.

Habere göre şirketlerin İnsan Kaynakları (İK) yöneticileri bu konuda duyarlılar ve uzlaşma yönünde adım atıyorlar.

Sözgelimi Shell’de çalışmış ve ‘Daha pratik, insanların inancına daha saygılı ve daha tehlikesiz’ diye ibadet odaları açarak ‘benzin istasyonunda bir garaj köşesinde namaz kılınmasını önlemiş’ bir yöneticiden bahsedilmekte. ‘Her şey ortama, karşımızdakinin kişiliğine, tavrına ve yaptığı işin mahiyetine bağlı’ diyor söz konusu yönetici.

Bir başka örnek, Ramazan ayında mesaî saatlerinin düzenlenmesi. Bir inşaat şirketi yöneticisi ‘Maksat ortak amacımızla şahsî talepleri buluşturmak. Ramazan ayında devamsızlık ve işçiler halsiz olduğu için iş kazaları artıyordu. Bu sebeple özel çalışma saatleri uygulamaya karar verdik. Sabah erken, sahurdan hemen sonra akşam da geç iftardan sonra çalışabiliyorlar’ diyor.

Bazı işyerlerinde de Müslüman kasiyerlerin akşam iftara yetişebilmesi için öğlen molası kısa tutuluyor. Böylece çalışanların iftara doğru iş temposunun düşmesi engelleniyor. Fransa’da resmî tatil olmamasına rağmen birçok şirket Kurban Bayramı’nda Müslüman çalışanlarına özel izin veriyor. Bir İK yöneticisi, ‘Jest olsun diye, ama bir o kadar da mecburiyetten. İzin vermesek zaten çoğu işe gelmeyecekti’ diyor haberde.

Fransız İnsan Kaynakları Yöneticileri Derneği de, Katolik bayramlarından iki üç günü ‘kaydırmayı’ tavsiye ediyor: Bir Müslüman işçi böylece meselâ Kurban Bayramında iki gün izin yapıp, Noel’de iki gün çalışabilecek. Şimdilerde bunun tartışması yapılmakta.

Gelelim başörtüsüne…

Les Ecos’un haberi ‘Bu konu çok hassas. Ama adım atmaktan çekinmeyenler var’ diyor. Ünlü bir firma önemli bir göreve itirazlara rağmen başörtülü bir kadını getirmiş. Haberde ‘Bizim politikamız belli. Biz sadece personelin işe uygun olup olmadığına bakıyoruz. Söz konusu aday en uygun olanıydı, seçildi. Örtüye belirleyici unsur diye bakmamak lâzım. Biz de karar verirken dikkate almadık’ diyor şirketin yöneticisi.

Çalışma hayatında çeşitliliği savunan bir derneğin yöneticisi de bu görüşü destekliyor: ‘Bir şirket geçerli bir sebep olmaksızın türbanı yasaklayamaz. Buradaki önemli soru, personel iyi çalışıyor mu, çalışmıyor mu, görevini iyi yapıyor mu, yapmıyor mu’dur diyor.

Habere göre netice itibarıyla çalışan ve işveren bir orta yol bulup anlaşıyorlar. (Kaynak: 5 Ekim 2008 Hürriyet İK)

Birazcık samimiyet…

Evet, laiklikte modelimiz Fransa’da bunlar olurken ülkemizde başörtüsü siyasî simge olarak tanımlanıp üniversitelerde, devlet dairelerinde, şirketlerin eleman alımlarında görmezden geliniyor. Başarısına, iş kalitesine, yeterliliğine bakılmaksızın inancından dolayı başını örtenlerin eğitim ve çalışma hakları çiğneniyor. Dindar olduğunu söyleyen çoğu şirket sahibi de garip bir duyarsızlık içinde. Ya örtülü eleman almıyor. Ya da alsa bile sosyal güvenlik ve sair haklarını ihlâl ediyor.

Bu problemi çözeceğini söyleyen politikacılar da meseleyi yüzlerine gözlerine bulaştırıp daha da karmaşık hale getiriyorlar.

Bunun en son örneği de tam bir ironi olan CHP’deki çarşaflı kadın üyeler. ‘Sizi üniversitelerde, kamusal alanda görmek istemiyoruz, ama ne çare oylarınız bize lâzım’ zihniyetiyle kara bir mizah tablosu sergileniyor adeta.

Evet, din umumun malı. Belli bir kesimin inhisarında değil elbette. Ama birazcık samimiyet çok mu bu ülkenin insanlarına.

En azından Fransızlar kadar…

07.12.2008

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (30.11.2008) - Şaka mı, lâtife mi?

  (23.11.2008) - “Âhir zaman Âdemleri”

  (16.11.2008) - Bir özgürlük rüyası!

  (09.11.2008) - Onlara benzemek...

  (02.11.2008) - Aile içi karate ve judo çalışmaları

  (12.10.2008) - Kavramların yeniden tanımlanması…

  (05.10.2008) - Basmakalıp takıntılar!

  (28.09.2008) - Bebek kutuları

  (21.09.2008) - Bir elmanın iki yarısı: Kadın ve erkek

  (14.09.2008) - Efsaneler ve gerçekler...

 
Ufo ısıtıcılar, infrared ısıtıcı, kumtel ısıtıcılar.
GAZETE 1.SAYFA

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Ahmet ARICAN

  Ahmet DURSUN

  Ahmet ÖZDEMİR

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Atike ÖZER

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Davut ŞAHİN

  Elmira AKHMETOVA

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Fatma Nur ZENGİN

  H. Hüseyin KEMAL

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Kadir AKBAŞ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  Kemal BENEK

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Mustafa ÖZCAN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Osman GÖKMEN

  Raşit YÜCEL

  Rifat OKYAY

  Robert MİRANDA

  Ruhan ASYA

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet BAYRİ

  Saadet TOPUZ

  Sami CEBECİ

  Selim GÜNDÜZALP

  Semra ULAŞ

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Umut YAVUZ

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Ümit KIZILTEPE

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT

Sitemizle ilgili görüş ve önerileriniz için adresimiz:
Yeni Asya Gazetesi Gülbahar Cd. Günay Sk. No.4 Güneşli-İSTANBUL T:0212 655 88 59 F:0212 515 67 62 | © Copyright YeniAsya 2008.Tüm hakları Saklıdır