03 Aralık 2009 ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET VE ŞÛRÂDIR İletişim Künye Abonelik Reklam Bugünkü YeniAsya!

Eski tarihli sayılar

Günün Karikatürü
Gün Gün Tarih
Dergilerimiz

M. Latif SALİHOĞLU

Yakın tarih yeniden yazılsın (4)


A+ | A-

Doğrularla yanlışların harman edildiği, çoğu yerde yalana itibar edilerek konuların anlatıldığı yakın tarihimizin, akademik analiz, sorgulama ve yüzleşme metoduyla anlatılması, sadece bir ihtiyaç değil, artık bir zaruret halini almıştır.

Duâ ve temenni yerine geçmesi ümidiyle, bu yöndeki duygu ve düşüncelerimizi kısa maddeler ve ana başlıklar halinde sizlerle paylaşmaya devam ediyoruz.

31) Saltanat sisteminin kaldırılması, Ankara'da yeni teşkil edilen Millet Meclisinin kararıyla (1 Kasım 1922) olmuştur. Eyvallah. Cumhuriyet'e geçebilmek için, belki buna ihtiyaç vardı. Cevap bekleyen soru şudur: Cumhuriyet ilân edildikten sonra, Hilâfet niçin lağvedildi? Meclis tarafından temsil edilen Hilâfetin mânâsıyla Cumhuriyet rejimi birbirinin zıddı mıdır? Bunlar birbirine aykırı şeyler midir? İlk dört büyük halife, aynı zamanda birer reisicumhur değiller miydi? Dinî bir makam olan Hilâfetle beraber, aynı anda ve aynı günde (3 Mart 1924) dinî tedrisatın kalbi olan medreseler niçin kapatıldı? Bu girişim, acaba devlet eliyle dine muhalefet yapıldığı fikrini doğurmaz mı?

32) Tevhid–i Tedrisat Kànunu metnine göre, fen ilimleri yanında dinî ilimlerin de okutulması gerekmiyor muydu? O halde, niçin tek taraflı bir eğitim politikası uygulandı da, din ve mâneviyat eğitimi tamamen terk edildi? Anayasa'dan "Bu devletin dini, din–i İslâmdır" ibaresi niçin çıkarıldı? Dolayısıyla, bu vatan ahalisini "Dinsiz bir millet" haline getirme niyet ve arzusunu, kim ne maksatla hayata geçirmeye çalıştı?

33) Saltanatın ardından Hilâfetin de kaldırılması cihetine gidilirken, Osmanlı Hanedanına mensup bütün fertlerin sınır dışı edilmesinin insanî, vicdanî sebepleri nasıl izah edilebilir? 620 sene müddetle bu millete hizmet eden bir hanedanın kadın, ihtiyar ve kundaktaki bebeklere varıncaya kadar, bütün efradına düşman muamelesi yapılmasının ve bilhassa onları gurbet elde sefâlet ve perişaniyet içinde bırakmanın mantığı neydi? Acaba hangi milletin torunları ecdatlarına karşı böylesi bir vefasızlıkta bulunmuş? İnsanlık, böylesi bir muameleyi kabul ediyor mu?

34) Mübadiller meselesi, niçin bilinmiyor? Lozan Antlaşmasına eklenen bir madde ile, becayiş yapılması, yani Türkiye'deki Rumların (yaklaşık 1,5 milyon kişi) Yunanistan'a ve oradaki Müslüman Türklerin (tahminen 400 bin kişi) Anadolu'ya getirilip yerleştirilmesi esnasında yaşananlar, niçin yakın tarih kitaplarında yer almıyor? Türkiye'ye getirtilenler, sadece Müslüman Türklerden mi ibarettir? Aralarındaki Yahudi dönmelerin (Sabetaistlerin) sayısı ne kadardır? Türkiye'ye getirtilenlere eşit muamele mi yapıldı, yoksa farklı bir durum mu söz konusu?

35) Cumhuriyet'in ilân edilmesiyle birlikte, niçin bir "rejim düşmanı" cephesi tevehhüm edildi? Cumhuriyet'i istemeyen, yahut bu rejime düşmanlık eden, bunu yıkmaya çalışan kişi ve kuruluşlar mı vardı? Acaba 1923'te yurdun hangi yerinde bir isyan, bir ayaklanma hadisesi vuku buldu? Madem isyan çıkmadı, o halde "hayalî düşman" vehmi nereden çıktı da, dindarlar türlü bahanelerle kıyıma uğratıldı?

Tarihin yorumu 3 Aralık 1933

İnkılâp Tarihi, mecburî ders oldu

Millî Eğitim Bakanlığı tarafından, "İnkılâp Tarihi" dersi, lisenin her sınıfı için mecburî hâle getirildi.

Aynı ders, aynı yıl (1933) içinde üniversitelerde de mecburî ders olarak okutulmaya başlandı.

Bu konudaki gelişmelerin seyir defteri şu şekilde tanzim edildi:

* 1925'ten itibaren, bazı okullarda ( Ankara Hukuk Mektebi gibi) “İhtilâller Tarihi” dersi okutuluyordu.

* 3 Aralık 1933'te, verilmesi mecburi kılınan bu dersin adı "İnkılâp Tarihi" oldu.

* Aynı yıl, İstanbul Üniversitesi bünyesinde İnkılâp Tarihi Enstitüsü kuruldu.

* 15 Nisan 1942’de, Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi’ne bağlı olarak “Türk İnkılâp Tarihi Enstitüsü” kuruldu.

* 27 Mayıs Darbesinden (1960) sonra, bu dersin “Türk İnkılâp Tarihi ve Türkiye Cumhuriyeti Rejimi” adıyla bütün fakülte ve yüksek okullarda okutulmasına karar verildi.

* 20 Mart 1968’de dersin adı “Türk Devrim Tarihi” olarak değiştirildi.

* 12 Eylül 1980 darbesinden sonra ise, bu ders tekrar “Türk İnkılâp Tarihi” adını aldı.

* Hemen ardından (6 Kasım 1981), bu derse “Atatürk İlkeleri ve İnkılâp Tarihi” ismi verildi ve yine zorunlu ders olma mecburiyeti konuldu.

Bu dersin maksadı, YÖK tarafından 4 ana başlık halinde şu şekilde özetlendi:

1) Türk bağımsızlık savaşı, Atatürk inkılâpları ve Atatürkçü düşünce sistemi, Türkiye Cumhuriyeti tarihi hakkında doğru bilgiler vermek,

2) Türkiye ve Atatürk inkılâpları, ilkeleri ve Atatürkçü düşünceye yönelik tehditler hakkında doğru bilgiler vermek.

3) Türk gençliğini ülkesi, milleti ve devleti ile bölünmez bir bütünlük içinde Atatürk inkılâpları, ilkeleri ve Atatürkçü düşünce doğrultusunda ulusal hedefler etrafında birleştirmek,

4) Türk gençliğini Atatürkçü düşünce doğrultusunda yetiştirmek ve güçlendirmek.

Her halinden, ideolojik bir maksatla hazırlandığı anlaşılan ve okullarda mecburiyetle okutturulan resmî tarihin, gerçekte neresinin doğru ve neresinin yanlış olduğu, ne yazık ki nesiller tarafından hakkıyla bilinmiyor, bilinemiyor.

03.12.2009

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (03.12.2009) - Yakın tarih yeniden yazılsın (4)

  (02.12.2009) - Yakın tarih yeniden yazılsın (3)

  (01.12.2009) - Bediüzzaman ve İttihatçılar

  (30.11.2009) - Bayramda konuşulanlar

  (26.11.2009) - Yakın tarih yeniden yazılsın (2)

  (25.11.2009) - Yakın tarih yeniden yazılsın (1)

  (24.11.2009) - Yakın tarihle yüzleşme zamanı

  (19.11.2009) - Alternatif ihtiyacı

  (18.11.2009) - Dersim, âh Dersim!

  (17.11.2009) - Muhalifleri biçme siyaseti

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdullah ERAÇIKBAŞ

  Ahmet ARICAN

  Ahmet DURSUN

  Ahmet ÖZDEMİR

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Atike ÖZER

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Elmira AKHMETOVA

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Fatma Nur ZENGİN

  Gökçe OK

  Gültekin AVCI

  H. Hüseyin KEMAL

  H. İbrahim CAN

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Kadir AKBAŞ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Mehtap YILDIRIM

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Nejat EREN

  Nurullah AKAY

  Osman GÖKMEN

  Osman ZENGİN

  Raşit YÜCEL

  Recep TAŞCI

  Rifat OKYAY

  Robert MİRANDA

  Ruhan ASYA

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet BAYRİ

  Saadet TOPUZ

  Said HAFIZOĞLU

  Sami CEBECİ

  Selim GÜNDÜZALP

  Semra ULAŞ

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Umut YAVUZ

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin YAŞAR

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Ümit KIZILTEPE

  İbrahim KAYGUSUZ

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT

Dergilerimize abone olmak için tıklayın.
Hava Durumu

Yeni Asya Gazetesi, Yeni Asya Medya Grubu Yayın Organıdır.
Kurumsal Linkler: Risale-i Nur Kongresi - Bediüzzaman Haftası - Risale-i Nur Enstitüsü - Yeni Asya Vakfı - Demokrasi100 - Yeni Asya Gazetesi - YASEM - Bizim Radyo
Sentez Haber - Yeni Asya Neşriyat - Yeni Asya Takvim - Köprü Dergisi - Bizim Aile - Can Kardeş - Genç Yaklaşım - Yeni Asya 40. Yıl