17 Ağustos 2010 ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET VE ŞÛRÂDIR İletişim Künye Abonelik Reklam Bugünkü YeniAsya!

Eski tarihli sayılar

Günün Karikatürü
Gün Gün Tarih
Dergilerimiz

Hüseyin GÜLTEKİN

Cemaatlerde eksen kayması


A+ | A-

İstenilen mânâda olmasa da ülke insanının kahir ekseriyetinin dindar olması, dinî değerlere saygı içindeki yaşantıları, hemen her zaman laiklik adına dinî değerlere mesafeli durmayı alışkanlık hâline getiren belli bir zihniyeti rahatsız etmiştir. Her fırsatta bu rahatsızlıklarını dile getiren bu çevreler, dinî yaşantı içindeki halkı bir şekilde inançlarından saptırıp, ekarte etmek için çeşitli oyun ve senaryoları sergilemekten geri durmadılar bugüne kadar. Ülke insanının şuurlu birer mü’min olmasında çok önemli payının bulunduğunu bildikleri cemaatleri hedef seçerek, onları yok etme; bu mümkün değil ise bir şekilde pasifize etme plân ve projeleri uygulamaya koydular.

Evvelâ cemaatleri devletin kontrolü altına alarak, onları güdümlü hâle getirerek, devletle barışık, olmayacak uygulamalara da ses çıkarmayan, resmî ideolojiyle iç içe çalışmayı benimseyen bir yapıya yerleştirdi o zihniyet. Başta, tek parti ve ihtilâl dönemleri olmak üzere bazı iktidarlar döneminde cemaatlere yasaklı birer örgüt muâmelesi yapılarak, kanunsuz tazyik ve baskılarla sindirilmeye çalışıldı.

Menhus gayelerine ulaşmak için bazı dönemlerde bazı cemaatler himâye edilip, korunup kollandığı halde; gerçek kimliklerinden taviz vermeyip, boyun eğmeyen cemaat ve ekollere bazı keyfî ve kanunsuz muâmelelerde bulundu zinde güçler.

Gizli emellerine ulaşmak için bazı cemaatlerin genleriyle oynadılar; birlik ve beraberliklerini bozmak için dahilî ihtilaflar meydana getirerek, onları bölüp parçalama metodunu kullandılar.

Bazılarını dünyevîleştirerek, bazılarına makam-mevki tahsis ederek, bazılarına maddî imkânlar sunarak, bazılarının havf damarını işleterek, cemaatleri aslî vazifelerinden alıkoydular maalesef.

Bu noktada ifsat komitelerinin en etkili tuzaklarının ticaret ve siyaset olduğunu; bu korkunç tuzağın farkına varamayan bir çok cemaatin, ehl-i dünyanın bu cezbedici tuzaklarına düştüklerini görüyoruz. Güya “Daha çok hizmet edeceğiz” anlayışıyla yola çıkarak ticarete veya siyasete soyunan bir çok cemaatin aslî vazifelerinden uzaklaştıklarını, cemaat olma özelliklerini kaybettiklerine şahit olduk maalesef.

Dîn-i mübîne hizmet gayesiyle yola çıkan bazı cemaat mensupları ticarete soyunup, şirketler kurup, bir çok holding ve fabrika sahibi olurken; bazı cemaatler de güya “Dine daha çok hizmet ederiz” zannıyla, bazı siyasî partilere mensup olup, adetâ onların arka bahçesi konumuna düşünce, hızla dejenere olarak, aslî vazifelerini unutup, maalesef malum çevrelerin tuzağına düştüler. Destek verdikleri partiler bir şekilde zayıflayıp, iktidarlarını kaybedince, bu cemaatler de fonksiyonlarını kaybetmiş bir şekilde boşlukta kaldılar.

Halbuki cemaatler yalnız ve yalnız uhrevî hizmetlere odaklanmalı. Bu yolda hiç bir siyasî veya ticarî mesele onların zihinlerini meşgul etmemeli, onları yüklenmiş oldukları ulvî davalarından alıkoymamalı. Ancak bu şekilde lâzım olan ihlâsla istenilen başarı sağlanır.

Aslî vazifelerini unutmadan, yüklendikleri manevî hizmetleri arka plâna itmeden, maddî hiç bir karşılık beklemeden cemaat mensupları da, elbette ticaretle veya siyasetle meşgul olabilirler; herhangi bir siyasî partiyi destekleyebilirler. Ama resmî ideolojiyle dirsek teması kurarak, siyasî partilere angaje olup, onların her icraatlarına destek vererek, dine ve dindarlara yapılan haksızlıklara sessiz kalarak yoluna devam eden cemaatlerin toplum nezdindeki inandırıcılıklarını izah etmeye gerek kalır mı?

Görebildiğimiz kadarıyla en çok mevcut bu hükûmet döneminde cemaatler yara aldı, içi boşaltılarak etkisizleştirildi. Bu boşluk hâlen devam ediyor ve toplum bunun sıkıntısını yaşıyor.

17.08.2010

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (08.08.2010) - Malatya’da örnek hizmetler

  (01.08.2010) - Bu hâle nasıl geldik?

  (22.07.2010) - Hizmetlerimizin ön şartı uhuvvet

  (12.07.2010) - Anne babaya itaat

  (04.07.2010) - Safdil olmanın bedeli

  (20.06.2010) - Hizmet erlerinin sorumlulukları

  (13.06.2010) - Meslek ve meşrebi koruma sorumluluğumuz

  (07.06.2010) - Komşu hukukunu ciddiye alıyor muyuz?

  (30.05.2010) - Günahlar huzuru bozar mı?

  (23.05.2010) - İstişareyi zedeleyen hallerden uzak duralım


Son Dakika Haberleri

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdullah ERAÇIKBAŞ

  Abdullah ŞAHİN

  Ahmet ARICAN

  Ahmet BATTAL

  Ahmet DURSUN

  Ahmet ÖZDEMİR

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Ali Rıza AYDIN

  Atike ÖZER

  Baki ÇİMİÇ

  Banu YAŞAR

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Elmira AKHMETOVA

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Fatma Nur ZENGİN

  Gökçe OK

  Gültekin AVCI

  H. Hüseyin KEMAL

  H.İbrahim CAN

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Hakan YILMAZ

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Kadir AKBAŞ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Mehmet YAŞAR

  Mehtap YILDIRIM

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Muzaffer KARAHİSAR

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Osman GÖKMEN

  Osman ZENGİN

  Raşit YÜCEL

  Recep TAŞCI

  Rifat OKYAY

  Robert MİRANDA

  Ruhan ASYA

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet BAYRİ

  Saadet TOPUZ

  Said HAFIZOĞLU

  Saliha FERŞADOĞLU

  Sami CEBECİ

  Selim GÜNDÜZALP

  Semra ULAŞ

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Umut YAVUZ

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin YAŞAR

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Ümit KIZILTEPE

  İbrahim KAYGUSUZ

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT

Dergilerimize abone olmak için tıklayın.
Hava Durumu
Yeni Asya Gazetesi, Yeni Asya Medya Grubu Yayın Organıdır.