30 Eylül 2010 ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET VE ŞÛRÂDIR İletişim Künye Abonelik Reklam Bugünkü YeniAsya!

Eski tarihli sayılar

Günün Karikatürü
Gün Gün Tarih
Dergilerimiz

Ali OKTAY

Sanatçılar ve sahne korkusu


A+ | A-

Birçok kimse, sanatçıların sahnedeki rahatlıklarına bakarak onların çok sakin insanlar olduklarını, izleyici önünde hiç heyecan veya korku yaşamadıklarını düşünürler. Yine pek çoğumuz topluluk önünde, insanların huzurunda konuşma yapmanın sıkıntısını yaşarız. Ellerimiz terler, kalbimiz küt küt atar, sesimiz titrer, elimiz ayağımız birbirine dolaşır. Böyle olduğunu nereden mi biliyorum? Çünkü ben de bu durumda ve grupta olanlardan biriyim. Ne kadar radyoda program da sunsak, televizyon programlarına katılsak veya yüzlerce konser de vermiş olsak, bu sahne heyecanı insanın peşini kolay kolay bırakmaz. Radyo veya televizyon programı hazırlayıp sunduğum dönemde konuğum olan bir çok sanatçının yaşadığı stresi gözlemlemişimdir. Canlı konserler öncesi kuliste sanatçılar olarak yaşadığımız yoğun duygular ise tarifi zor bir ruh durumudur. Şahsen yıllardır sahneye her çıktığımda ve o kadar olmasa da televizyon programlarında peşimi bırakmayan bu duygu yoğunluğu beni hem heyecan fırtınası önünde salınıp duran bir yaprağa çevirir, hem de bir o kadar da motive eder.

Bir psikiyatrist anlatmıştı. “Birgün bana eski bir TRT sanatçısı gelmişti. ‘Buyurun’ dedim ‘sorununuz nedir?’ O eski ve yılların tecrübeli sanatçısı dedi ki; ‘Hocam senelerdir TRT’deyim, bir çok kere konserler verdim. Ama ne zaman sahneye çıksam beni heyecan tutar. Aman bana bir ilâç ver.” Yılların sanatçısı da olsa heyecan ve sanatçı yapışık kardeş gibidir işte.

Halk Müziği Sanatçısı İzzet Altınmeşe’nin bir röportajını okumuştum. İlk sahneye çıktığı dönemleri anlatıyordu: “Sahneye ilk kez çıkıyorum. Bir gün kalabalık bir topluluğun önünde sahneye çıkardılar. Çok heyecanlanmıştım. Bir yandan türküleri söylerken bir yandan da yere bakıyorum. Seyircilerle göz göze gelmeye korkuyor, onların yüzüne bakamıyordum. Sahneden nasıl indim, ne söyledim farkında değilim. Daha sonra o salonun sahibi olan zat, beni tanıştıran ortak tanıdığımıza şöyle demiş: ‘Çok beğendim, sesi de çok güzel, ama bir daha sahneye çıkarken alkol almasın.’

Bir hatırada Tanburi Cemil Bey’den: Tanbur’un bu en büyük ustası Cemil Bey için bir konser düzenlenmiştir. Gün boyu bu büyük konserin duyurusu yapılmış, insanlar akşamki konser öncesi salonu doldurmuşlar ve birazdan başlayacak muhteşem konser için Tanburi Cemil Bey’i beklemektedirler. Ancak aradan dakikalar, saatler geçer, Cemil Bey ortalıkta yoktur. Böylece konser yapılamaz. Peki Cemil Bey nerededir? İnsanlar başına bir şey geldiğinden endişelidirler. Olay sonradan anlaşılır. Konser saati yaklaştıkça Tanburi Cemil Bey’i sahne heyecanı tutmuştur. Bu sahne korkusu veya heyecanını yatıştırmak için kendince bir çözüm olarak bir meyhaneye girmiş ve üst üste aldığı alkolün etkisiyle kendinden geçmiştir.

Bugün de bir kısım şarkıcı veya sanatla uğraşanların alkolden hatta uyuşturucudan medet umduğu malûmdur. İstisnalar olsa da meşhurlar veya tecrübeliler de dahil sahne bir korku ve heyecan sebebi. Yine bu köşede okuyacağınız Münir Nurettin Selçuk’un başından geçen bir hatıra da bunun en güzel örneklerinden biri.

Geçmiş zaman olur ki…..

Münir Nureddin Selçuk’tan bir hatıra.

Münir Bey’in yakın dostu tarihçi İsmet Bozdağ anlatıyor: “Çelik Palas Otelinde bir konser düzenlemiştim. Münir erkenden gelmiş hazırlanmıştı. Artık ben takdim konuşmasına çıkmak üzereyim: Münir ‘Boğazım!’ dedi. ‘Boğazıma bir şey oldu. Rahatsızlığımı haber ver bunca insan boşuna beklemesin.’ Önce şaşırdım, ama hemen toparlandım. Otelin doktoru çok başarılı bir iç hastalıkları uzmanı idi. Muayene etti. Doktor bana göz kırparak: ‘Yarım bardak su verin’ dedi ve çantasından küçük bir şişe çıkararak suya bir damla damlattı. Uzattı Münir’e. “Hadi şunu bir hamlede iç, bir şeyin kalmayacak!” Münir doktorun yetenekli biri olduğunu biliyordu, ama yine de tereddüt etti. Doktor, “Bunu için Münir Bey ve sahneye çıkın. Göreceksiniz ki sesinizdeki tutukluk geçmiş olacak! ‘Bir iki yudum aldı ve bir iki nota mırıldandı, düzelmişti. Salona çıkardık. Belki de hayatının en güzel konserini o gün vermiştir. O kadar şaşılacak ses oyunları yaptı ki. Sonradan doktora sordum: “Yahu o gün Münir’e verip içirdiğin damlanın adı ne? Söyle de otelde bulundurayım.’’ Güldü. “İlâç falan değildi, damıtılmış su idi o iki damla.” “Ee nasıl Münir’i birden iyi etti öyleyse?” “Münir hasta değildi ki. Sanatkârları sıkça yoklayan bir fobiye yakalanmıştı. Gerçek sanatçıların çoğu bu sebepsiz korkuya yakalanırlar. Fransızların meşhur Sarah Bernhar’ı her gece iteleyerek sahneye atarlarmış. Çünkü o da her gece, “Bu gece oynayamayacağım, rezil olacağım” korkusu çekermiş, fobiye yakalanırmış.”

30.09.2010

E-Posta: alioktay@alioktay. net


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (23.09.2010) - Yine hazan mevsimi geldi...

  (16.09.2010) - Televizyonların Ramazan yayıncılığı

  (02.09.2010) - Elveda bizden sana Şehr-i Rahmet elveda!

  (26.08.2010) - Ahmet Altan’a iftar daveti

  (19.08.2010) - Hoşgeldin, safâ geldin efendim Şehr-i Ramazan

  (05.08.2010) - Geçmiş zaman olur ki...

  (29.07.2010) - Dâhi bestekâr Tanburi Cemil Bey

  (22.07.2010) - Belediyelerin Ramazan’la imtihanı

  (15.07.2010) - Camide müzik var

  (08.07.2010) - Mi’râciye


Son Dakika Haberleri

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdullah ERAÇIKBAŞ

  Abdullah ŞAHİN

  Ahmet ARICAN

  Ahmet BATTAL

  Ahmet DURSUN

  Ahmet ÖZDEMİR

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Ali Rıza AYDIN

  Atike ÖZER

  Baki ÇİMİÇ

  Banu YAŞAR

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Elmira AKHMETOVA

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Fatma Nur ZENGİN

  Gökçe OK

  Gültekin AVCI

  H. Hüseyin KEMAL

  H.İbrahim CAN

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Hakan YILMAZ

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Kadir AKBAŞ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Mehmet YAŞAR

  Mehtap YILDIRIM

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Muzaffer KARAHİSAR

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Osman GÖKMEN

  Osman ZENGİN

  Raşit YÜCEL

  Recep TAŞCI

  Rifat OKYAY

  Robert MİRANDA

  Ruhan ASYA

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet BAYRİ

  Saadet TOPUZ

  Said HAFIZOĞLU

  Saliha FERŞADOĞLU

  Sami CEBECİ

  Selim GÜNDÜZALP

  Semra ULAŞ

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Umut YAVUZ

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin YAŞAR

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Ümit KIZILTEPE

  İbrahim KAYGUSUZ

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT

Dergilerimize abone olmak için tıklayın.
Hava Durumu
Yeni Asya Gazetesi, Yeni Asya Medya Grubu Yayın Organıdır.