23 Kasım 2010 ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET VE ŞÛRÂDIR İletişim Künye Abonelik Reklam Bugünkü YeniAsya!

Eski tarihli sayılar

Günün Karikatürü
Gün Gün Tarih
Dergilerimiz

Cevher İLHAN

“Füze Kalkanı” oyunu ve yanıltması (2)


A+ | A-

Tesbit şu ki Türkiye, “Füze Kalkanı”yla yeni bir emr-i vakiyle karşı karşıya. İngiliz Daily Telegraph gazetesinde yayınlanan, Amerikan Dışişleri Bakanı Clinton ile Savunma Bakanı Gates’in kapalı kapılar ardında Türk yetkililerine, “Füze Kalkanı’na katılmazsanız, ilişkiler zarar görür” tehdidinin anlamı bu.

Cumhurbaşkanı Gül’ün Lizbon’daki açıklamalarının satır aralarında bu emr-i vaki okunuyor. Her fırsatta “Ankara’nın şartları” olarak koşulan “Füze Kalkanı’nda komutanın kime verileceği, düğmeye kimin basacağı”, “füzelerin Türkiye topraklarının tümünde konuşlanması, yerleşim noktaları-serpilmeleri ile hangi irtifada olacakları” ve “bütün NATO ülkelerini kapsaması” başlıklarına zirvede hiçbir açıklık getirilmemesi, bunun göstergesi.

Zirve öncesi Gül’ün, “Füze Kalkanı’yla ilgili NATO’ya ve müttefik ülkelere kesin net kararlarımızı yazılı olarak önceden gönderdik, beklentilerimiz bunların hepsinin kabul görmesi” sözüne rağmen, hâlâ cevaplanmayan bir dizi soru ve belirsizlik duruyor.

Füzelerin Ankara’dan habersiz ateşlenmesi, netliğe kavuşmamış. “Şeytan ayrıntıda gizli” deyimini haklı çıkarırcasına bütün detaylar yine Gül’ün ikrarıyla “teknik çalışmalar” olarak 2011’deki NATO Savunma Bakanları toplantısına bırakılmış.

Böylece, gelinen süreçte, kararların oy birliğinde alındığı NATO’da “Füze Kalkanı”nda en kritik ülke olarak Türkiye’nin “onay” verdiği “stratejik konsept” için, Gül’ün “Arzu ettiğimiz çerçevede çıktı, bundan büyük memnuniyet duyuyoruz; millî menfaatlerimiz ve ittifak dayanışması temelinde önemli katkı sağlamıştır” sözlerinin altı boş kalıyor…

HANİ, “KOMUTA”

TÜRKİYE’DE OLACAKTI?

Keza Başbakan Erdoğan’ın baştan beri kamuoyuna deklâre ettiği “komuta kontrol şartı”yla “Düğmeye kimin basacağı önemli. Füzelerin komutası kesinlikle bize verilmeli, aksi takdirde böyle bir şeyin kabulü mümkün değil” taahhüdüne rağmen, “düğme”nin Türkiye’ye verilmemesi üzerine, “Komuta NATO’da olmalıdır” demesi dikkat çekici. Butonun ABD’nin etkili olduğu NATO’da olduğunu bile bile kamuoyunun oyalandığı ve alıştırıldığı anlaşılıyor.

Peki, “yeni stratejik konsept”te sözkonusu “Füze Kalkanı” neden ille de Türkiye’de konuşlanıyor? Amerikan resmî belgelerinde asıl hedef İran olduğuna göre, ABD, “Füze Kalkanı”nı niçin bu ülkenin yanıbaşında işgali altındaki Irak’a ya da bölgedeki en ileri işbirlikçisi kuklası Kuzey Irak’a bu füzeleri konuşlandırmıyor?

Veya yüzbinlerce askerini bulundurduğu İran’a komşu güdümündeki Körfez ülkelerine, Katar’a, Kuveyt’e, yine işgali altındaki Afganistan’a, kıskaca aldığı Pakistan’a niçin yerleştirmiyor?

Yahut yüzlerce nükleer başlıklı füzeye sahip ABD’nin “güvenliği”ni her şeyin üstündü tuttuğu stratejik müttefiki İsrail’e neden monte edilmiyor? ABD istese Hint Okyanusundaki, Körfezdeki savaş uçaklarından İran’ı vuramaz mı? Neden ille de Türkiye?

Bütün bu sorular, “NATO’nun savunması”nda öte Kasrışirin anlaşmasından bu yana 400 senedir barış içinde yaşadığı Müslüman komşusu İran’la Türkiye’yi karşı karşıya getirtme endişesini haklı kılıyor.

Görünen o ki ABD Afganistan ve Irak’ta olduğu gibi NATO kapsamında bütün masraflarını başkalarına yükleyerek açtığı “İran cephesi”nde Türkiye’yi cepheye sürmekte.

BOP’a zemin hazırlamak hesâbına İslâm dünyasında ve Ortadoğu’da Sünnî-Şiî kutuplaşmasıyla yüz milyarlarca dolar silâh sattığı Ortadoğu ülkelerinden Orta Asya’ya uzanan kuşakta topyekûn bölgeyi kapsayan kargaşa, kaos ve güvensizlikle bir mezhep çatışmasına zemin hazırlandığı tezini açığa çıkarıyor.

ANKARA, ÇARPITIYOR

VE YANILTIYOR

Bir başka garâbet, “Baştan beri çok ilkesel bir tavır aldık. Şu ülke bu ülke değil. Kimde varsa, yarın kimde olacaksa” diyen Cumhurbaşkanı ile Başbakan’ın, “stratejik belge”de “İran” kelimesinin geçmemesini “büyük başarı” ve “hedefin düzeltilmesi” olarak sunmaları; bunu Türkiye’nin hassasiyetlerinin kabulü için yeterli gösterip propaganda etmeleri...

Gerçekten, Fransa’nın “nükleer silâh çalışmalarını engelleyeceği kaygısını” nazara alıp, “Fransa ile İngiltere’nin nükleer silâh faaliyetlerinin NATO’nun bir parçası olduğunu” “belge”ye ekleyen NATO ve ABD, Türkiye’nin hangi kaygılarını dikkate aldı?

Propaganda edilen “stratejik konsept belgesi”nde “İran isminin çıkarıldığı” iddiasının tamamen bir gözboyamadan ibâret olduğu Sarkozy’in, “NATO’nun kamuoyuna açıklanan belgelerinde isim açıklanmıyor ama ‘biz kediye kedi deriz’, hedef İran’dır” ikrarıyla sırıtıyor. Özetle “Ankara’nın itirazının nazara alındığı” ve “bir diplomatik zafer kazanıldığı” asparagasıyla bir nevi “ölümü gösterip sıtmaya râzı etme” taktiği güdülüyor.

Sözde Türkiye’nin hassasiyeti naza alınmış numarasıyla “Pentagon belgesi”nde “asıl hedef” olarak konulan İran’ın çıkarılması, aslında sonucu ve “Füze Kalkanı”nın hedefini değiştirmiyor. Ve “sinsî maksat” gözden kaçırılarak bu çarpıtmaya ve dayatmaya geliniyor.

Hûlâsa, “yandaş” ve sözde “karşıt” medyanın methiyeler dizerek propaganda ettiği Ankara-Lizbon-Washington hattında sahnelenen ve Türkiye’nin “ABD ve İsrail’in kalkanı” yapılmasında tam bir şaşırtma ve kamuoyunu yanıltma oyunu oynanıyor.

Sonra AKP hükûmeti, neden buna mecburiyet duyuyor ki bu uğurda halkın aldatılması ve yanıltılması oyunlarına başvuruluyor…

Yazık, çok yazık…

23.11.2010

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (22.11.2010) - “Füze Kalkanı” oyunu ve yanıltması (1)

  (15.11.2010) - AB’de “dananın kuyruğu…”

  (14.11.2010) - Türkiye, 110 ülke arasında 80. sırada (2)

  (13.11.2010) - Türkiye, 110 ülke arasında 80. sırada (1)

  (12.11.2010) - Türkiye’nin yolsuzluk bilânçosu

  (10.11.2010) - İkazlar haklı çıkıyor…

  (09.11.2010) - 12 Eylül darbecileri Başsavcıya havale!

  (07.11.2010) - “YAŞ mağdurları”nda top taca mı atılıyor?

  (06.11.2010) - Yeni MGSB’de “irtica”!

  (04.11.2010) - “Ateşkes”ten “özerklik” vartasına…


Son Dakika Haberleri

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdullah ERAÇIKBAŞ

  Abdullah ŞAHİN

  Ahmet ARICAN

  Ahmet BATTAL

  Ahmet DURSUN

  Ahmet ÖZDEMİR

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Ali Rıza AYDIN

  Atike ÖZER

  Baki ÇİMİÇ

  Banu YAŞAR

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Elmira AKHMETOVA

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Fatma Nur ZENGİN

  Gökçe OK

  Gültekin AVCI

  H. Hüseyin KEMAL

  H.İbrahim CAN

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Hakan YILMAZ

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Kadir AKBAŞ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Mehmet YAŞAR

  Mehtap YILDIRIM

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Muzaffer KARAHİSAR

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Osman GÖKMEN

  Osman ZENGİN

  Raşit YÜCEL

  Recep TAŞCI

  Rifat OKYAY

  Robert MİRANDA

  Ruhan ASYA

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet BAYRİ

  Saadet TOPUZ

  Said HAFIZOĞLU

  Saliha FERŞADOĞLU

  Sami CEBECİ

  Selim GÜNDÜZALP

  Semra ULAŞ

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Umut YAVUZ

  Vehbi HORASANLI

  YENİ ASYA NEŞRİYAT

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin YAŞAR

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Ümit KIZILTEPE

  İbrahim KAYGUSUZ

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT

Dergilerimize abone olmak için tıklayın.
Hava Durumu
Yeni Asya Gazetesi, Yeni Asya Medya Grubu Yayın Organıdır.