Muzaffer Alev

Saudi Amerika’nın, mekke sehrinde ki; zengin Üniversite, Sünni gençlerini Vehabi yaparak Alemi İslamı palyaço yaptığı gibi, Kabenin etrafını, Cowboy inek çobanlarının ve kuklaları Suudluların, , Hadisi Şerifte izah edildiği gibi, yüksek binalarıyla doldurup, Amerika Kabesi yaptı. Bu binalar 20 km uzağa bol miktarda yapılabilirdi. Londra da olduğu gibi, trenle 10 dakikada milyonlarca müslümanın ulaşımı sağlanabilirdi. Kabenin etrafı 40 km çapında yemyeşil çimenlik ve ağaçlık yapılabilirdi. Yer altına, abdest almak ve tuvalet ihtiyacını karşılamak için bol miktarda dinlenme yerleri, kütübhaneler, ucuz ve temiz lokantalar, hatta ihtiyaç olursa dükkanlar inşa edilebilirdi. Danimarka da ve Kopenhag da bile eski şehire bir tane bile beton ve yüksek ev, binalar yapamazsınız. 100 sene eski evlerin planın da, yüksekliğin de, tuğladan yapmak, dıştan eski görünümün de olması mecburiyeti vardır. Hertaraf yemyeşil ağaçlar, çimler içinde yalancı cennet gibidir. İngilizin kurduğu vehabilik, Sömürgeci Amerikalılar tarafından, Mekkeyi çirkin ve iğrenç küçük Amerika yapmıştır. Kabe de, atide; 50 milyon müslümanın samimi hac ve tavaf yapmasının önüne geçmişlerdir. İslami değerlerimizi ve kültürümüzü tamamen yok etmişlerdir. Zavallı fakir müslümanlar o mukaddes topraklara gidebilmek için ömür boyu nekadar fedakarane hac parası biriktiriyorlar? Suudi Amerikalı İslam düşmanları, adeta zavallı müslümanlarla, Amerikan şımarıklıklarıyla alay ediyorlar. Osmanlı Revakları yıkılmadan, Amerikan keferesinin ve kuklalarının yaptıkları oteller yıkılıp 50 milyon müslümanın hac ve tavaf yapacağı yer altı ve yer üstü mahaller yapılabilirdi. Sahabilerin mezarlarını yıktıktan sonra, Peygamberimizin mezarını dahi yıkmaya kalkan Amerikan Vehabi Suudiler, ancak İslam düşmanlığı yapmayı becerebilirler. 1974 senesin de Danimarka ya gelen Muhammed Ali Clay’ın kız kardeşiyle Kopenhag da tanışmam nasib olmuştu. Müslüman olan bu hanım Mekke ye hacca gitmiş, Kabe de ki Revakları kimin yaptırdığını sormuş, Osmanlıların yaptırdığını söylemişler, Osmanlılara olan sevgisi bir kat daha artmış. Bana Osmanlı Ecdadımızı sevinç içinde övmüştü. Biz ingilizce konuşurken orada ingilizce bilen Türkiyede ki bir büyük yahudi gazetesinin muhabiri bana saldırdı. Neyse çevredekiler bizi ayırdılar. O muhabir gitti. Ben Türkiyenin durumunu Muhammed Alinin kız kardeşine izah ettim. Ama bizi orada da perişan etti, içimizde ki yabancılar.
Muzaffer Alev Kopenhag   www.esir.webbyen.dk