Anadolu’da örf, adet ve geleneklerin yoğunca yaşandığı şehirlerden Şanlıurfa’da, hacı uğurlama ve karşılama törenlerinin de ayrı bir yeri bulunuyor. Hacı ziyaretleri ve hediyeleşmelerin uzun süre devam ettiği şehirde mukaddes topraklara gidip dönenlerin evlerinin kapısına bu kişinin hacı olduğunu belli etmesi amacıyla Kâbe motifinin bulunduğu tabelâ asılıyor.
Peygamberler şehrinde bir hacı geleneği
“Sini Sürme’’
Anadolu’da örf, adet ve geleneklerin yoğunca yaşandığı şehirlerden Şanlıurfa’da, hacı uğurlama ve karşılama törenlerinin de ayrı bir yeri bulunuyor. Hacı ziyaretleri ve hediyeleşmelerin uzun süre devam ettiği şehirde mukaddes topraklara gidip dönenlerin evlerinin kapısına bu kişinin hacı olduğunu belli etmesi amacıyla Kâbe motifinin bulunduğu tabelâ asılıyor.
İslâm tarihinde Mekke, Medine ve Kudüs’ten sonra inanç turizminin önemli noktalarından biri olarak kabul edilen Şanlıurfa’da, hac ibadetine ayrı bir önem veriliyor.
Karayoluyla hacca gidilen dönemlerde Anadolu’nun birçok şehrinden kutsal topraklara gidenler yol güzergâhındaki Peygamberler Şehri’ne de uğrayarak, buradaki Hazreti İbrahim ve Eyyüp Peygamber’in makamını ziyaret ettikten sonra yoluna devam ediyordu. Eski dönemlerde hacı uğurlama ve karşılama törenlerinin kendine has geleneklerle kısmen devam ettiği şehirde, bazı gelenekler hâlâ sürdürülüyor. Hacca giderken eş dost, akraba ve komşularını ziyaret edip helâllik dileyen Şanlıurfalılar, dönüşte de misafirlerine başta hurma, zemzem ve misvak olmak üzere birçok hediye getiriyor. Kutsal topraklardan memleketlerine dönenlere yönelik düzenlenen ve ‘’Sini Sürme’’ adı verilen gelenekte de hacdan gelecek kişiye bazı akrabaları, misafirlerine yemek ve tatlı ikramında kullanması için çeşitli hediyeler götürürken, bazı yakınları da bu kişinin hacı olduğunu hatırlatan Kâbe motifinin bulunduğu elişi süsleme ve tablolar hazırlıyor. Söz konusu bu tablolar, genellikle evlerin kapısının üst bölümüne asılıyor.
İKRAMIN ADI SİNİ SÜRME
HARRAN Üniversitesi Fen-Ebebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Cihat Kürkçüoğlu, Şanlıurfa’da hacdan dönen kişinin yakınlarına çeşitli hediyeler getirdiğini belirtti. Hacı olanlara da dönüşünden önce bazı akrabalarının, evine çeşitli hediyeler gönderdiğini anlatan Kürkçüoğlu, ‘’Bu daha ziyade yeme-içme ağırlıklı oluyor. Meselâ hacdan döndükten sonra gelen misafirleri ağırlamak için pirinç, şeker gibi malzemeler lâzım. Bunu hacının yakınları o eve önceden hediye olarak gönderiyorlar ki gelen misafirlere ikram edilsin. Böylece bir misafirperverlik örneği sergileniyor. Bazıları da bu ikramı, hacdan gelecek kişinin evinin kapısını ve odalarının içini süsleme biçiminde üzerine alıyor. Buna Urfa’da ‘Sini Sürmek’ adı veriliyor. Yani hacdan dönen bir kişiye bir ikramın adı ‘Sini Sürmek’. Ona sanki siniyle hediye gönderiliyormuş gibi’’ dedi. Bu geleneğin yüzyıllardır sürdüğünü aktaran Kürkçüoğlu, şunları kaydetti: ‘’Biz bunun en eski örneğini 1842 tarihinde Urfa’ya gelen ünlü araştırmacı Badger’in eserinde görüyoruz. Dolayısıyla 1840’li yıllardan bu yana bu geleneğin Urfa’da mevcut olduğu rahatlıkla anlaşılıyor. Hacı evi kapılarındaki motiflere gelince bunlar genellikle simetrik durumda kapının sağında ve solunda bir vazodan çıkan dallar, hayat ağacı, servi ağacı, ortada Kâbe resmi ve sağında solunda Allah ve Muhammed lâfzı, en üste besmele ve Kur’ân-ı Kerimden âyetler yazılıyor. Odalarda da yine odaların duvarlarında bir vazonun içinden çıkan çiçeğin dallarını sıkça görüyoruz. Daha doğrusu bitkisel motifler ağırlıkta bu süslemelerde.’’ Hacdan gelen kişinin de yakınlarının ikram ve hediyelerine karşı kutsal topraklardan getirdiği hediyeler sunduğunu aktaran Yrd. Doç. Dr. Kürkçüoğlu, bu geleneğin Şanlıurfa’nın yanı sıra Gaziantep ve Kilis civarında da görüldüğünü dile getirdi. Daha önceleri şehirde özel olarak bu süslemeleri yapan ustaların bulunduğunu hatırlatan Kürkçüoğlu, ancak son dönemlerde bu işin daha çok tabelâcılarca ve dijital baskı tekniğiyle yapıldığını sözlerine ekledi.