"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Subliminal mesajlar ve imajinik büyüler

Kürşad BERKKAN
07 Ocak 2015, Çarşamba
İnsan gözünün saniyede 24 karelik ardarda gösterilen resimleri algılayabilmesi bilincin normal seyrindeki işlemlerinden bir tanesi olarak bilinmektedir.

Ancak bu standardın üzerine bir de 25. kare eklendiğinde normal bilinç bu durumu algılamaz, fakat orta saha oyuncusu olan normal bilincin kaçırdığı bu 25. kareyi beynimizdeki kaleci sıfatında bulunan bilinç altımız ıskalamaz!

En az bir göz kırpma hızındaki bu gösterimi bilinçaltımız çok rahat algılayabiliyor. Zira vücut fonksiyonlarımızın temas ettiği dokunma ve işitmeyle gelen verileri veya görselleri bilinçaltı bu duyarlılığa sahip olduğu için kaçırmayarak kaydediyor.

Kaydedilen bu bilgiler ise bilinçaltımızın gelen bilginin aynı minvalde olmasıyla birlikte bir dağılıma giriyor ve bu dağılım bizim karakterimiz, davranış şekillerimiz, hayata bakış açımız, kişisel ve toplumsal tercihlerimizi etkiliyor.

Bu durumun farkına varan pekçok şer grup ve örgüt, insanlar üzerinde istediklerini yapabilmek, zihinleri kontrol edebilmek ya da yaptıklarına duyarsız kalacak toplumlar oluşturabilmek adına bilinçaltının bu özelliğini kullanmanın yollarına başvurdular, başvuruyorlar.

Subliminal mesajlar ve 25. Kare teknikleriyle evlerimizdeki küçük çocukların, deli çağlarını yaşayan gençlerimizin beyinlerine nüfuz edilerek yoğun bir algı operasyonu uyguladılar ve şu anki duruma bakılırsa da büyük ölçüde başarılı da oldular.

Dünya toplumu üzerinde, gizli telkinler ile birlikte koku, tat ve haz duygularını harekete geçiren subliminal mesajlarla kimi zaman ticarî kazanç, kimi zaman siyasî bir kazanım, kimi zaman ise toplumu yozlaştırma adına pek çok operasyon denendi ve denenmeye devam ediyor.

Bunların içine semboller, şekiller, harfler ve seslerin adeta bir tılsım gibi zihnimize enjekte edilmesiyle birlikte fark edemediğimiz için karşı koyamadığımız bir saldırıya maruz kalıyoruz.

Bu olmaz mı? Kolay bir deney yapalım...

Midenizi bulandıran veya tahammül sınırlarınızı zorlayan herhangi bir şeyi sık sık görebileceğiniz bir yere bırakın! İlk kez gördüğünüzde dayanamayacaksınız ve vazgeçmek isteyeceksiniz, ikinci ve üçüncüde de aynısı olacak. Fakat beşi geçtiğinizde sadece bir kızgınlık ve öfke olacak, daha sonraki karşılaşmalarda ise bunun sıradanlaştığını fark edeceksiniz.

Sonra?

On gün sonra ise o objenin sizi hiç ilgilendirmediğini, hayatınızda sıradan bir materyal olduğunu, yani deyim yerindeyse ona alıştığınızı fark edeceksiniz.

Gizli örgütler de bunu bildiklerinden yoğun şekilde subliminal saldırılara başvururlar ve bilinçaltına gönderdikleri pek çok sembol veya ses tınısı hayatımızı şekillendirir ve bir süre sonra aslında değer yargılarımız ile bağdaşmayan pek çok şeyi sıradan görmemizi sağlar.

Gençlerimizin önemli bir çoğunluğunda satanik işaretler ve sembollere olan ilgi ve giyim, kuşam, takı ve hayat tarzı gibi pek çok atraksiyona giriftar olmaları ebeveynler tarafından normal karşılanmaktadır. Çünkü ne Pentagram’ın ne de Heksegram’ın anlamını biliriz. Esasında Hz. Süleyman’ın hükümdarlık mührüdür.

Gizli telkinler, reklâmlar, filmler, müzikler ve hatta ilkokulların defter ve kitaplarında gizlenmiş pekçok öge ne yazık ki bilinçaltımız tarafından algılanmakta ve bu algı boyutları karakteristik yapımıza dalga boyutu olarak iletilmekte dolayısıyla yazımızın başında da bahsettiğimiz üzere pek çok koldan hayatımızın şekillenmesine sebep olmaktadır.

Metafizik ilminde metafizik varlıkları da aracı kılarak bazı tılsımlar yapılır ve bunların bütününe insanın istem dışında yapıldığı için büyü denir.

İşte bu subliminal mesajlarda insanın istem dışı olarak bilinçaltına işlendiği için bir nevî büyüdür ve ne yazık ki bugün TV programları, TV dizileri, pek çok müzik, çizgi filmler, hoyratça ve kontrolsüz oluşturulmuş ders kitapları vesilesiyle ne yazık ki toplum olarak büyüleniyoruz!

LÜTFEN! 0-7 yaş arasındaki körpe beyinleri yani çocuklarımızı tv başından uzak tutalım. Onlara aldığımız giysilerin üzerinde dahi anlamadığımız yazı ve semboller var ise almayalım. Reklâm ve imajinasyonlar ile çocuklarımıza büyü yapılmasına izin vermeyelim, onları korumak bizim elimizde...

Okunma Sayısı: 5773
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • YILMAZ

    7.1.2015 09:51:08

    Bediüzzaman ise Büyük Deccalın bir gözünün kör, diğerinin ona nisbeten kör hükmünde olduğunu, gözünde ispirtizma nev'inden büyüleyici bir manyetizma, İslâm Deccalının da, bir gözünde teshir edici manyetizma bulunduğunu söylerken(26) bunları şöyle yorumlamaktadır: "Hattâ rivayetlerde, 'Deccalın bir gözü kördür’ diye, nazar-ı dikkati gözüne çevirerek, büyük Deccalın bir gözü kör; ve ötekinin bir gözü öteki göze nisbeten kör hükmünde olduğunu hadiste kaydetmekle, onlar kâfir-i mutlak bulunduğundan yalnız münhasıran bu dünyayı görecek birtek gözü var ve âkibeti ve âhireti görebilecek gözleri olmamasına işaret eder." http://www.sorularlaislamiyet.com/article/9618/deccal-in-ozellikleri-nelerdir.html

  • Nevzat Karaağaç

    7.1.2015 00:39:44

    Medya yoluyla verilen gizli mesajlar meselesi işlenmiş. Halbu ki medya hususan tv toplum hayatını ve inançları tahrip eden o jandarma çok ve açık mesajlar veriyor ki, subliminal mesaj avına çıkmanın hiç bir mantığı kalmıyor.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı