Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 03 Temmuz 2006

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

İsmail BERK

İslâm ve Batı



Washington’taki Pew Araştırma Merkezinin yaptığı bir araştırmaya göre, Müslümanlarla Batılılar karşılıklı birbirlerine tepkili ve önyargılılar. Araştırma 31 Mart -14 Mayıs tarihleri arasında 14 bin kişinin katılımıyla, “Batılılarla Müslümanlar birbirini nasıl görüyor?” konusunda yapılmış.

Araştırma evreninde Müslüman dünyasından Mısır, Endonezya, Ürdün, Nijerya, Pakistan, Türkiye seçilmiş. Uzakdoğu’dan Çin ve Japonya varken, Avrupa’dan Britanya, Fransa, Almanya, İspanya’da nabız tutulmuş. Bir de ABD dahil edilmiş.

Müslüman ülke halkları, Batıyı “saygısız” görürken, Batı ise Müslümanları “hoşgörüsüz” olarak değerlendiriyor. Özellikle Hazret-i Muhammed (asm) ile ilgili karikatür krizinin, İslâm dünyasının bu kanaatinde etkili olduğu anlaşılıyor.

Müslümanlar, 11 Eylül saldırısını Arapların yapmadığına inanıyor. İnanmayanların oranı Türkiye’de yüzde 59’u buluyor. Müslüman halklar, terörü tasvip etmiyorlar. Meşrû görmüyorlar. Buna rağmen Batı, İslâm toplumlarını terör alanı gibi görüyor ve işgal altında cebir ve şiddet uygulayarak tahrik ediyor.

Kadınlara bakış konusunda, karşılıklı birbirlerini “saygılı olmamakla” itham ediyorlar. Burada kadın olgusuna iki ayrı toplumun veya medeniyetin yüklediği değer ve kabullenme yaklaşımından kaynaklanan farklılıkların bariz etkisi var.

Müslümanlardaki mahremiyet kavramı içinde kadın için düşünülen statü ile Batının seküler yapısının kadını obje gören nefsanî bakışının etkisi fark ediliyor.

Türkiye kesitine baktığımızda; halkın yüzde 69’u Batılıları bencil, yüzde 70’i şiddet yanlısı, yüzde 67’si ise küstah görmektedir. Bu da gösteriyor ki; Türkiye medeniyet tanımında İslâm, coğrafi ve siyasî tanımında batılı olmaya çalışıyor. Bu denge üzerinden bakıldığında; Batının baskın, kibirli, hor gören ikircil tutumlarının tepki aldığı açık farkla anlaşılmaktadır.

Müslümanların Hıristiyanlara ve Yahudilere bakışını irdeleyen sorunun cevapları, biraz garip geldi. Türkiye’de ankete katılanların yüzde 15’inin Yahudilere, yüzde 16’sının Hıristiyanlara olumlu baktığı belirlenmiş.

Dini kriter olarak sorulduysa, Müslüman nüfusun cevapları daha düşük oranda olumlu olur. Ancak insanî ilişkiler anlamında sorulmuş olsa, daha yüksek rakamların çıkacağını düşünüyorum. Konunun tam anlaşılamadığı kanaatindeyim.

Batılıların Müslümanları nasıl gördüklerine bakıldığında, İspanyolların yüzde 29’u, Almanların yüzde 36’sı, Fransızların, Rusların ve Britanyalıların yüzde 60’ı Müslümanları olumlu buluyor.

Bu oranlar, Batı halklarının zannedilenden fazla Müslümanları öğrenme eğiliminde olduğunu gösteriyor.

Türkiye’nin ABD’ye bakışı ile ilgili ortaya çıkan sonuçlar da beklendiği gibi. Araştırmaya göre ülkemizde, ABD hakkında olumlu düşünenlerin oranı yüzde 12. 1999 yılında bu oran yüzde 52 iken, 2002’de yüzde 30’a ve bir sonraki yılda yüzde 15’e gerilemiş.

Özellikle Filistin zulmüne destek çıkan ve Irak ile Afganistan’ı işgal eden Amerika’ya halkımızın olumlu bakmaması çok doğru bir tepki. Bu sosyal parametreyi herkesin doğru okuması gerekir.

Yukarıdaki araştırmanın sağlıklı olup olmadığını ve araştırmacı kuruluşun öncelik derecesini tam bilmiyoruz. Ancak bu genel verilerden bir değerlendirme yapmak gerekirse;

1- Dünya barışı için dinler arası diyalog ve kültürler arası tanıtım arttırılmalıdır.

2- Müslüman toplumlar, İslâm algısını daha olumlu anlatmak ve bugünün bilim metotları ile batı dünyasının ilgisini çekecek çözüm ve yaklaşımları belirlemelidir.

3- Batı, İslâmı doğru bilme sürecindedir. Tarihi ön yargılar, yerini düşünmeye ve anlamaya bırakmıştır. Sivil toplum inisiyatifleri, birbirini anlama sürecini sağlamalıdır.

4- Terör, özgürlükler, temel haklar, kadın, demokrasi, güvenlik ve İslâmiyet konularında ortak müzakereler sonucunda, kabul edilebilir evrensel ölçek beraberce yeniden tanımlanmalıdır.

5- Batının, Müslümanların duyarlılık farkını anlamalarına yardımcı olunmalıdır.

03.07.2006

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (02.07.2006) - Günü anlamlandırmak

  (29.06.2006) - Siyasî cepheleşme ve DYP

  (28.06.2006) - Zihnen malûl eski bir başkan

  (27.06.2006) - Piton firarda

  (26.06.2006) - Yüksek öğretim özelleşmeli

  (25.06.2006) - Çocukken büyümek

  (22.06.2006) - Yitik hafıza

  (21.06.2006) - AB ile geçinmek

  (20.06.2006) - Kayseri’de Sinan olmak

  (18.06.2006) - Babaaaaa...

 

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdurrahman ŞEN

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Davut ŞAHİN

  Faruk ÇAKIR

  Gökçe OK

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hülya KARTAL

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Hüseyin YILMAZ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mahmut NEDİM

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Metin KARABAŞOĞLU

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Murat ÇİFTKAYA

  Mustafa ÖZCAN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Raşit YÜCEL

  S. Bahaddin YAŞAR

  Sami CEBECİ

  Sena DEMİR

  Serdar MURAT

  Süleyman KÖSMENE

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin Uçal ABDULLAH

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Zeynep GÜVENÇ

  Ümit ŞİMŞEK

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  Şaban DÖĞEN

 Son Dakika Haberleri
Kadın ve Aile Dergisi Çocuk Dergisi Gençlik Dergisi Fikir Dergisi
Ana Sayfa | Dünya | Haberler | Görüş | Lahika | Basından Seçmeler | Yazarlar
Copyright YeniAsya 2004