Kenan Evren hakkında, darbe yaparak suç işlediği iddiasıyla ve cezalandırılması talebiyle iddianame hazırladığı için aforoz edilen, meslekten atılan ve avukatlık yapmasına dahi izin verilmeyen Adana eski Cumhuriyet Savcısı Sacit Kayasu’nun, konunun takibi için basına çağrıda bulunduğu bir mektubunu geçen sene 30 Nisan’da bu köşede yayınlamıştık.
Kayasu, son günlerin mâlûm tartışmalarını vesile bilerek, hadiseyi tekrar gündeme getirmek için yeni bir mektup daha göndermiş.
Birlikte okuyalım:
“Son günlerde basında ve televizyonlarda, Evren’in söylediği eyalet sözlerinden dolayı bir infialin uyandığını ve cezalandırılması için harekete geçildiğini görüyorum.
“Ama asıl cezalandırılması gereken husus darbe yapmak suçudur. Buna itiraz edecek ve anayasanın onu koruduğunu söyleyecek kimseler de çıkacaktır. O zaman, 12 Eylül 1980 öncesi suçların anayasanın koruması altında olmadığını belirteyim. Anayasayı açıp bakın ve söylediklerimin doğruluğunu kontrol edin, doğru söylediğimi göreceksiniz. O zaman, 30. 8.1980 tarihindeki darbeye teşebbüs suçundan dolayı Evren yargılanabilecek demektir.
“Aslında anayasanın geçici 15. maddesi de sanıkları korumamaktadır. Bunu Tempo dergisinin 13 Eylül 2000 tarihli sayısında etraflıca izah ettim. Sayın Profesör Bakır Çağlar da 30.3.2000 tarihli gazetelerde yer alan beyanları ile bu maddenin sanıkların yargılanmasına engel olmadığını belirtti.
“Bunları şunun için söylüyorum:
“Eğer gerçekten Evren’in cezalandırılmasını istiyorsanız bu suçlardan yargılanması için harekete geçmelisiniz. Çünkü her iki suç için tanzim ettiğim iddianamem halen geçerlidir.
“Tanıdığınız ve güvendiğiniz bir hukukçuya ve hatta hukuk profesörüne sorun ve deyin ki: ‘Savcının iddianamesine takipsizlik kararı verilebilir mi?’ Hiçbir hukukçu, ‘Verilir’ demeyecektir. Yani iddianamem halen geçerlidir. Sadece mahkemenin önüne gelmesi engellenmektedir. Başsavcının takipsizlik kararı hukuken yok hükmündedir.
“Basın, halk ve siyasîler Evren’in yargılanmasını istiyorlarsa, fırsat önlerindedir. İddianamem ile zamanaşımı kesilmiştir. Ancak zaman hızla daralmaktadır. 2010’dan sonra darbeciler yargılanamaz. Bir an önce iddianamemin mahkemenin önüne gelmesi sağlanmalıdır.
“Size, geçici 15. maddenin niye kaldırılmadığını söyleyeyim. İddianamem yüzünden kaldırılamıyor. Yoksa Ceza Kanunundaki yirmi yıllık zamanaşımı geçeli yedi yıl oldu. Buna rağmen bu maddenin niye kaldırılmadığını düşününüz ve bir an önce darbecilerin yargılanması için toplumsal bir hareketin başlamasına önayak olunuz. Saygılarımla.”
***
Darbelerle hesaplaşma konusundaki düşüncelerimizi daha birkaç gün önce yine yazmıştık. Türkiye bu hesaplaşmayı önce kamuoyu zemininde başarmalı ve darbeler kamuoyu vicdanında mahkûm edilmeli. Kayasu’nun iddianamesi mahkemeye getirilmiyorsa, kamuoyuna sunulmalı. Bu durumda iddianame darbe sorgulamasında önemli bir işlev görebilir.
09.03.2007
E-Posta:
[email protected]
|