2002 YAŞ’ında Jandarma Genel Komutanlığından Kara Kuvvetlerinin başına kaydırılmasıyla, bu görevdeyken Kıbrıs meselesindeki “atak”larıyla, dönemin YÖK Başkanı Gürüz’le beraberindeki rektörleri makamında kabul edip “Üniversite açılışlarını laiklik mesajları vermek için değerlendirin” tavsiyesinde bulunmasıyla ve klasik Batı müziği merakıyla hatırlanan emekli Orgeneral Aytaç Yalman’ın, Beyaz Enerji operasyonundaki tutumu da hâlâ tartışılıyor.
Bu tartışmalar çerçevesinde, Turkish News gazetesinde çıkan bir haberin Yeni Asya’da da kısaca yer almasına tepkisini, tazminat dâvâsı açarak göstermişti Yalman. Son günlerde o tartışmalara yeni boyutlar katan farklı iddialar ve ithamlar yayınlandı. Yalman’ın bunlara da aynı tepkiyi verip vermediğini ise bilmiyoruz.
Zaten konumuz o değil. Üzerinde durmak istediğimiz husus, Yalman’ın emekli olduktan sonra yoğunlaştığı ve kitap olarak çıkarmadan önce Cumhuriyet gazetesinde yayınladığı çalışmaların sonuncusunda dile getirdiği bir fikir.
“Vatanseverlik” konulu bu çalışmasında Yalman, hayli dikkat çekici önerilerde bulunuyor.
Söz gelişi, “Vatanseverlik, içinde farklı görüş ve fikirleri barındırabildiği ve onları vatanın ve ulusun kültürel zenginliği olarak görebildiği ölçüde güçlenir” dedikten sonra şunu yazıyor:
“Birbirimizin farklılıklarına—incitmemek ve incinmemek üzere—katlanabilirsek vatanperver oluruz, çünkü üzerinde yaşadığı toprakları seven insanların ortak paydaları vatanseverlik olmalıdır.”
Bu ifadelerin Yalman gibi bir imzadan sâdır olması, ilk bakışta, öteden beri her alanda “tektip”çi yaklaşımın savunucusu olarak kendisini gösteren askerî cenahta nihayet demokratik tavrın gelişmeye başladığının işareti olarak görülebilir belki.
(Aynı şeyi, 28.2.07 tarihli Sabah’ta “Kürtlere kardeş muamelesi yapmalıyız. Hakları tanınırsa niye ayrılmaya kalksınlar?” diyen Kenan Evren’in sözleri için de söylemek mümkün.)
Ancak Yalman’ın yazısının ilerleyen satırlarına baktığımızda, yukarıda dile getirdiği yaklaşımla çelişen tanıdık görüşlerle karşılaşıyoruz.
“Bizi birleştirecek ve sorunlarımıza çözüm getirecek milliyetçilik Atatürk milliyetçiliğidir. Bu anlayışta ortak kültür, ortak tarih, ortak gelecek vardır” diyor Yalman ve “Türk milleti” kavramının Anadolu’daki tüm etnik ve dinsel grupları içine alan bir anlayışla şekillendirilmesi gerektiğini savunuyor (Cumhuriyet, 26.2.07).
Yazısının ertesi günkü bölümünde ise, “Gelecek nesilleri Türk milletinin varlığının temeli olan Atatürkçülükte bütünleştirmek, vatanseverlerin üstlendiği büyük bir görevdir” diyor.
Böyle olunca da, Yalman’ın evvelce ifade ettiği “farklı görüş ve fikirleri kültürel zenginlik olarak görme ve farklılıklara katlanabilme” yaklaşımı havada kalıyor. Çünkü “herkesi Atatürkçülükte birleştirme” fikr-i sabitinde ısrarlı olunduğu sürece diğer tavrın tatbiki imkânsız.
Ya “tek fikirde birleşme” düşüncesinden vazgeçilecek, ya da “farklı görüş ve fikirlere tahammül gerekliliği”nden bahis açılmayacak.
Ortak payda vatanseverlik olarak tanımlanacaksa, bu kavram üzerindeki tekelci tavırların da, Atatürkçü olmayı vatanseverliğin şartı sayan dayatmaların da terk edilmesi gerekiyor.
03.03.2007
E-Posta:
[email protected]
|