Hukukçular Birliği Vakfı Yönetim Kurulu, 2008–2009 Adli Yılının başlaması münasebetiyle bir “Açılış Bildirisi” yayınladı. Bildiriyi, Hukukçular Birliği Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Av. Sinan Kılıçkaya açıkladı.
Bildiride, Türkiye’de kuvvetler ayrılığı ilkesinin yerini bulamadığı belirtilerek, “Demokratik rejimlerde hak ve özgürlükleri korumak için bazı önlemlerin alınmasına gerek duyulmuştur. Bu bağlamda, yasama, yürütme ve yargı erkleri demokrasiye geçişle birbirinden ayrılarak birbirinin kontrol mekanizması haline getirilmiştir. Maalesef ülkemizde, kuvvetler ayrılığı ilkesinin yerini bulduğunu söylemek zordur. Yakın zamanda yargı erki Anayasa Mahkemesi, yasama tarafından yapılan Anayasa değişikliğini iptal ederek yasamanın alanına müdahale etmiştir. Ayrıca yasamanın da yürütmeden bağımsız olduğu söylenemez” denildi.
1982 Anayasasının toplumsal mutabakatın sağlanmasıyla değiştirilmesi gerektiği kaydedilen bildiride, “1982 tarihli Anayasamız, yapılan değişikliklerle yamalı bohça haline getirilmiştir. Anayasa’nın yargı bölümü de dâhil olmak üzere yeni bir metin olarak düzenlenmesini gerekli görüyoruz. İktidar ve muhalefet partilerinin ve tüm sivil toplum örgütlerinin katılımı ve toplumsal mutabakatın sağlanması ile daha sivil ve daha özgürlükçü bir Anayasa yapılması konusunda ümit ve beklentilerimiz devam etmektedir” ifadelerine yer verildi.
Hukukçular Birliği Vakfı bildirisende, yeni adli yılda yargının daha iyi işlemesi ve adaletin sağlanması için yapılması gereken değişiklik ve yenilikler ise şöyle sıralandı:
* Siyasi partiler hakkındaki kanun ve ilgili Anayasa maddeleri AİHM içtihatları doğrultusunda yeniden düzenlenmelidir. Bu bağlamda, milletvekili adaylarının belirlenmesi yöntemi düzenlenerek siyasi parti başkanlarının milletvekilleri üzerindeki mutlak hâkimiyetleri kaldırılmak suretiyle kuvvetler ayrılığı ilkesinin daha sağlıklı işlemesi sağlanmalıdır. Ayrıca siyasi partilerin kapatılmasına ilişkin hükümler demokratik ilkelere uygun olarak değiştirilmeli ve tek kişilik iradeyle parti kapatma davalarının önüne geçilmelidir.
* Anayasa Mahkemesi üye sayısının arttırılması ve üyelerin belirlenmesi konularında yasal düzenlemeler yapılıp, bu üyelerin görev süreleri 5 yıl ile sınırlandırılmalıdır.
* İdari yargı ve tüm hakimler kesinlikle hukukçu olmalıdır.
* Askeri yargı hakimlerinin bağımsız görevlerini yürütmeleri için hakimler rütbelere bağlı olmamalıdır. Ayrıca hukukçu olmayan subaylar askeri mahkemelerde üye olmamalıdır.
* Yargı mensupları tarafsızlığın zedelenmemesi ve yargıya olan güvenin azalmaması açısından, özellikle yüksek yargı mensuplarının görevlerinin dışında açıklama, bildiri ve beyanat gibi konularda sınırlama ve yasak getirilmelidir.
* Avrupa Birliği sürecine daha sıkı bağlanılmalı ve bu sürece hız verilmelidir.
|