"Gerçekten" haber verir 05 Kasım 2008
Anasayfam Yap | Sık Kullanılanlara Ekle | Reklam | Künye | Abone Formu | İletişim
ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET ve ŞÛRÂDIR

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi

adresine bekliyoruz.

 

Saadet BAYRİ

Asil olmalı düşmanlarım



Pahalı dostluklarım oldu.

Onları kazanmak için karşılığında çok büyük diyetler ödedim. Kimilerinde unutulmayacak acılar bıraktım, kimilerinde unutulmayan mutluluklar.

Karşılığı olan ve karşılıksız elde edilemeyecek kazanmışlıklarımdı onlar.

Geçmişime dönüp baktığımda, onca yıldan elimde kalan ve geçmişten getirebildiğim tek sahipliklerimdi bana göre.

“Dostum” kelimesini daha konuşmaya başlamışken, yani “anne-baba” demeyi henüz öğrenirken, öğretmeye başlamıştı annem.

Ama anlattığı hiçbir şey gerçekle uyuşmadı. Ya ben uyduramadım, bilemiyorum. Zira yaşadığımız hayat birbirinden epey farklıydı. Ne acı ki; ne dostlarımız benzedi birbirine, ne düşmanlarımız.

Oysa yaşadığım onca yılı, iki kişi yaşayıp, iki kişi hatırlamaktı duâm. Ya da birkaç kişi…

“İnsanın dostları olmalı” demişti bir kitapta, “O ağlarken ağlayan ya da acı çekerken onunla aynı acıyı çeken” diye devam ediyordu.

Okudukça içim açılmıştı.

Yüzümde sevinç kırmızılıkları gezinmişti.

İnsan hissetmediğini yazmazdı ya. Mutlaka bir yerlerde böyle dostluklar kalmıştı. Neden sonra anladım, her yazı yazanı yansıtmazmış. Yazar bazen hissetmeden, yaşamadan da yazarmış. Öğrendiğimde biraz geç kaldım.

Çünkü hiçbir dostum bu kalıba uymamıştı. Aslında kimsenin dostu bu kalıba uymuyordu. Unutuluyordu: Zor olan iyi gününde dost bulmaktı, acı gününde dost o kadar çoktu ki…

Ağladığımda teselli eden çok oluyordu da. Güldüğümde, sevincimi paylaşmak isteyince “Aman nazar değer kimseye söyleme” deniyordu. Oysa hiçbir acım için “Nazar değer” kelimesi kullanılmamıştı. Bu durum ne kadar da tuhaftı.

***

Arada düşmanlarım da oldu. Dostlarımız kadar gerçekti bizi sevmeyenler ve hayatın içinde istemeyenler.

Onlar da haklıydı: Birini sevmeme haklarını sonuna kadar kullanıyorlardı.

Bir başka insan da beğenmedikleri birkaç huy, karakter, hâl ve hareket yüzünden kalplerinin beyaz değil de, siyah sayfasına yazıyorlardı isimlerini.

Ama unutuluyordu; yine kalbe yazılıyordu, sevmediklerimiz bile.

Aslolan hiçbir yere yazmayıp unutmaktı, hiç hatırlamadan.

Hepsinden önemlisi; düşmanlarımın bile karakterli ve kişilikli olmalarını istedim duâlarımda.

Kıskançlıklarını ya da nefretlerini seviyeli kullansınlar. İnsânî vasıflarını, şefkatlerini, vicdanlarını yiyip bitirmesin nefretleri. Öfkeleri gözlerini karartmasın ve her dem çoluk çocuk bütün sevdiklerimi sarmasın bu halleri.

Düşmanlıkları basit, aciz, yenilmiş ve ucuz olmasın. İnsanî zaaflarımdan ötürü çöküntülerime sevinmesinler. Ya da kaybettiklerim için kazandıklarıyla övünmesinler.

Başıma gelen hiçbir acı olay “Oh olsun. Hak etti. Daha beter olsun” cümlesini söylettirmesin. Kaybettiklerim için, içten içe sevinmesinler. Zira düşmanlığın da dostluk gibi kalitesi olmalıydı. Ve bence kaliteli düşmanları olan her zaman şanslıydı.

Arkadan konuşmanın gıybet olduğunu bilirdi asil düşman. Başkasının kötülüğünü isteyenin, aynısıyla imtihan olunacağını bilir ve susardı. Sevmediklerime duâ da etmedim, bedduâ da.

Allah’a havale etmenin en büyük bedduâ olduğunu öğrenmiştim. Yaratıcı bu dünyada mı verir yoksa ahirete mi bırakır cezalarını bilemem.

Ancak yaşadıkları benimkine yakın olursa, ibretle bakarım.

Bunun dışında hiçbir acısı beni sevindirmemeli, sevmediklerimin.

05.11.2008

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (29.10.2008) - Çok erken tanıştık

  (08.10.2008) - Aşk ve biz

  (02.10.2008) - Oruçluların bayramı bu bayram

  (24.09.2008) - Hoş bir veda olsun

 
GAZETE 1.SAYFA

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Ahmet ARICAN

  Ahmet DURSUN

  Ahmet ÖZDEMİR

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Atike ÖZER

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Davut ŞAHİN

  Elmira AKHMETOVA

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Fatma Nur ZENGİN

  H. Hüseyin KEMAL

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Kadir AKBAŞ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  Kemal BENEK

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Mustafa ÖZCAN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Osman GÖKMEN

  Raşit YÜCEL

  Rifat OKYAY

  Robert MİRANDA

  Ruhan ASYA

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet BAYRİ

  Saadet TOPUZ

  Sami CEBECİ

  Selim GÜNDÜZALP

  Semra ULAŞ

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Ümit KIZILTEPE

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT

Sitemizle ilgili görüş ve önerileriniz için adresimiz:
Yeni Asya Gazetesi Gülbahar Cd. Günay Sk. No.4 Güneşli-İSTANBUL T:0212 655 88 59 F:0212 515 67 62 | © Copyright YeniAsya 2008.Tüm hakları Saklıdır