"Gerçekten" haber verir 03 Kasım 2008
Anasayfam Yap | Sık Kullanılanlara Ekle | Reklam | Künye | Abone Formu | İletişim
ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET ve ŞÛRÂDIR

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi

adresine bekliyoruz.

 

S. Bahattin YAŞAR

İnsan neden günah işler?



Günahlarda menhus bir lezzet var

İnsanı günah işlemeye iten sebeplerden birisi, günahlardaki ‘menhus lezzet’tir. Günahların bu derece yaygın olmasının sebebi de, bu pis lezzetlere olan insanların düşkünlüğüdür.

Bu düşkünlük hali, insandaki akibeti görmeyen ‘hissiyat-ı insaniye’, ‘kör hissiyat’tır. Bu da, hazır az lezzeti, ilerideki çok lezzetlere tercih etmesidir.

Öyle ki, ahiretin elmas gibi nimetlerini, lezzetlerini bildiği halde, dünyevî kırılacak şişe parçalarını ona tercih etmektedir. Daha da ilerisi, ehl-i iman iken ehl-i dalâlete o dünya sevgisi için tabi olmaktadır.

Bu haldeki bir insan, gerçekte kayıp veya kazancını görememektedir. Yani böyle bir insan, günahlara girip, menhus lezzetleri tadarak Cehennemi kazanmakta, ahiret meyvelerini dünyada yiyerek de Cenneti kaybetmektedir. Bunlar, lezzet-i faniye için ahiretini terk eden sefihlerdir. Oysa ki bâkî bir mülkü, hevesat-ı faniyesinin terkiyle satın alan sefih değildir. Diğer bir ifadeyle, baki bir mülkü kazanmanın yolu, fani hevesleri terk etmektir.

Peki, “Bu halin tedavisi nasıldır?” denildiğinde ise, çare; insana, bu dünyada, imanın içindeki lezzeti ve günahların içindeki elemleri göstermektir. “Ehl-i sefahati sefahatinden kurtarmanın yegâne çaresi, aynı lezzetinde elemini gösterip, hissiyatını mağlûp etmektir.”İman ve Küfür muvazeneleri, s: 14

Meselâ insan bir dakika intikam lezzeti ile katleder, seksen bin saat hapis elemlerini çeker ve bir saat sefahet keyfiyle—bir namus meselesinde—binler gün hem hapsin, hem düşmanının endişesinden sıkıntılarla ömrünün saadeti mahvolur. Ya ebedî kayıplar?!

İşte, küçücük, fani, elemli lezzetler için; ebedî, büyük ve saadetli lezzetleri terk etmek, hakikî körlük değil de nedir?

Tahrip kolaydır

‘İnsan neden günah işler?’in bir diğer ayağı ise, fenalık ve hevesat yolunun, tahribat olarak kolay olması ve şeytanın da bu yola kolay sevk etmesidir. Nitekim yirmi adamın yirmi günde yaptığı bir binayı, bir adam bir günde yıkar.

Onun için, Kur’ân-ı Hakîmin en halis mü’minlere musırrane ve mükerreren, pek çok tekrar ve ısrar ile, tehdit ve teşvik ile, günahtan zecr ve hayra sevk etmesi, ‘tahribin kolay, tamirin zor’ olmasındandır.

Dolayısıyla bu tahribata karşı en büyük çare, ehl-i sünnet ve cemaat olan ehl-i hak mezhebini karargâh yapmak, Kur’ân-ı Mû’cizü’l- Beyanın muhkemat kalesine girmek ve Sünnet-i Seniyyeyi rehber yapmaktır.

Şeytanlar, tahribat cihetinde sevk ettikleri için, az bir amel ile çok şerleri yaparlar. Onun için de hidayet ehli, pek çok ihtiyata, şiddetli sakınmaya ve mükerrer ihtarata ve kesretli muavenete muhtaçtırlar. Cenâb-ı Hak, o tekrarat cihetinde bin bir ismiyle ehl-i imana muavenetini takdim edi-yor ve binler merhamet ellerini imdadına uzatı-yor.

Hal böyle iken, insanın manevî derecesine göre yapacağı küçük ihmaller, bütün kazanımlarını yok edebilecektir.

“Madem öyledir; hazer et, dikkatle bas, batmaktan kork. Bir lokma, bir kelime, bir dane, bir lem’a, bir işarette, bir öpmekte batma! Dünyayı yutan bütün letaiflerini onda batırma. Çünki çok küçük şeyler var, çok büyükleri bir cihette yutar.” M.N. s: 149

03.11.2008

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (26.10.2008) - Şahs-ı mânevî, ‘müsbet hareket’le yaşar

  (18.10.2008) - Şahs-ı manevî nerede başlayıp, nerede bitiyor?

  (11.10.2008) - “Bütün vazifeleri şahs-ı mânevîye bırakmak”

  (05.10.2008) - Mezarlıklar, işi yarım kalmış insanlarla dolu

  (20.09.2008) - Menhus ve bereketsiz bir para

  (20.09.2008) - Menhus ve bereketsiz bir para

  (13.09.2008) - Sonuç, çabanız kadardır

 
GAZETE 1.SAYFA

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Ahmet ARICAN

  Ahmet DURSUN

  Ahmet ÖZDEMİR

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Atike ÖZER

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Davut ŞAHİN

  Elmira AKHMETOVA

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Fatma Nur ZENGİN

  H. Hüseyin KEMAL

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Kadir AKBAŞ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  Kemal BENEK

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Mustafa ÖZCAN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Osman GÖKMEN

  Raşit YÜCEL

  Rifat OKYAY

  Robert MİRANDA

  Ruhan ASYA

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet BAYRİ

  Saadet TOPUZ

  Sami CEBECİ

  Selim GÜNDÜZALP

  Semra ULAŞ

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Ümit KIZILTEPE

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT

Sitemizle ilgili görüş ve önerileriniz için adresimiz:
Yeni Asya Gazetesi Gülbahar Cd. Günay Sk. No.4 Güneşli-İSTANBUL T:0212 655 88 59 F:0212 515 67 62 | © Copyright YeniAsya 2008.Tüm hakları Saklıdır