"Gerçekten" haber verir 19 Mart 2009
Anasayfam Yap | Sık Kullanılanlara Ekle | Reklam | Künye | Abone Formuİletişim
ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET ve ŞÛRÂDIR

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi

adresine bekliyoruz.

 

Faruk ÇAKIR

Ümit bize, ümitsizlik başkalarına



Devam eden Ergenekon dâvâsı, yakın tarihle ilgili tartışmaları da bereberinde getirdi. Çünkü dâvâ sadece bu günü ilgilendirmiyor, ortaya çıkan ‘delil ve iddialar’ sebebiyle hiç değilse 20 ya da 30 yıl gerilere uzanıyor.

Bu noktadan hareketle, Ergenekon benzeri yapılanmaların ‘istisna’ değil, ‘kural’ olduğu dahi söyleniyor. Nitekim, ‘Özgür Üniversite’nin başkanlığını da yapan Fikret Başkaya, bu kanaatini beyan etti. (Bakınız: H. Hüseyin Kemal’in, Başkaya ile yaptığı röportaj, Yeni Asya, 16 Mart 2009)

‘Doğru’ları tekrarlamak adına Başkaya’nın bazı tesbitlerini hatırlamak lâzım. Cumhuriyet yönetiminin ilân edilmesini değerlendiren Başkaya, yabancısı olmadığımız bir tesbiti de dile getiriyor: “Cumhuriyet peşpeşe darbelerin ve politik manipülasyonların sonucunda ilân ediliyor. Cumhuriyet ilân ediliyordu, ama adından başka cumhuriyete benzeyen bir tarafı yoktu. Eğer bu dünyada her kavramın bir içeriği olması gerekiyorsa…”

“Devrim”lerin yapılma safhasını da değerlendiren Başkaya’nın bu konudaki yorumu da dikkat çekici: “Durum böyleydi, ama devleti takviye amacıyla yapılan bürokratik düzenlemeler ‘müstesna şeyler’ olarak sunuldu. Böyle yaygın bir yanılsamanın ortaya çıkmasının nedeni, bu düzenlemeleri yapanların aynı zamanda yaptıklarının ne olduğuna da kendilerinin karar vermelerinden kaynaklanıyordu. Adını kendileri koyuyorlardı.”

“Ben yaptım, oldu” anlayışının millete dayattığı ‘resmî tarih’ yorumunun geldiği noktayı ise Başkaya şöyle tesbit etmiş: “Devlet, tarih yazma işini kendi memuruna havale etti. Onun dışında hiçbir girişime izin verilmedi. Ve ortaya işte böyle bir ‘resmî tarih’ çıktı… Biliyorsunuz resmî tarih, ‘egemen sınıfın [sınıfların] ihtiyacı olan bir tarih versiyonudur’… Resmî tarihçinin misyonu tarihi tahrif etmek, yalan, tevatür, tahrifat, yok sayma üzerine bir tarih versiyonu üretmektir… Bu da boşuna yapılan birşey değildir elbette… Zira toplumun bu gününe egemen olmak istiyorsan, dününe, geçmişine egemen olman gerekir. Bunun yollarından biri de kolektif hafızayı yok etmektir. Bu yüzden ben resmî tarihin teşhir edilmesini çok önemsiyorum.”

“Resmî tarihin ‘en büyük yalanlar neler?” sorusunun cevabı da şöyle: “Ulusal kurtuluş savaşı tanımı, Cezayir için, Endonezya için, vb. uygundur ama adı TC’ye dönüşen devlete uygun değildir. İnkılâpların yüceltilmesi, (...) bu bağlamda zikredilebilir.”

Peki, bu durum ilelebed devam edebilir mi? Cevap, Başkaya’dan: “Zamanı geldiğinde ‘gerçek’ bir Mustafa Kemal biyografisi yazılacak ve her şey olabildiğince yerli yerine oturacak. Zira kişi kültünü ve kişiye ait yalanları ilelebet sürdürmek mümkün değildir.”

Başkaya’nın Ergenekon yorumu da vak’aya uygun: “Bana göre ‘Ergenekon’ bir istisna değil, kuraldır. Adı değişse de benzer yapılar ve örgütlenmeler her zaman var oldu. (...) Bizdeki, devletin yapısı ve mantığına içerilmiş, Türkiye’deki rejime özgü birşey ve süreklilik arz ediyor.”

Yalnız, soruşturmadan netice alınma konusunda iyimser olamıyor: “Aslında Ergenekon’un ‘açığa çıkarılması’ konusuna biraz farklı yaklaşmak gerekiyor. Çetenin şimdilik bu kadarının deşifre edilmesi, demokrasi güçlerinin dayatması sonucu ortaya çıkmış birşey değil. Daha çok devlet içi hesaplaşma ve ‘temizlik’ hareketi gibi görünüyor. Buradan giderek kötülüğün kaynağına inileceğini umut etmek iyimserlik olur. Yine de iyi bir başlangıç, dolayısıyla bu kadarının ortaya çıkması bile son derecede önemli. (...) Bir zaman geliyor mızrak çuvala sığmaz oluyor. Ruhları çağıranlar onu geri gönderemiyor… (...) Her şeye rağmen önümüzdeki dönemde hak, haysiyet, sosyal eşitlik, özgürlük ve demokrasi bilincinin güçleneceğini umut edebiliriz…”

Evet, ümitvarız. Ümitsizlik başkalarına yakışır!

19.03.2009

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (18.03.2009) - Her yer Çanakkale

  (17.03.2009) - Açık konuş, açık görüş

  (16.03.2009) - ‘İkna odaları’ kimin işiydi?

  (15.03.2009) - Yesinler sizin bilimselliğinizi!

  (14.03.2009) - Kriz, silâh üreticilerini etkilemez mi?

  (13.03.2009) - Kolayı zor kılalım!

  (12.03.2009) - Mescid yok, ‘duâ odası’ verelim!

  (11.03.2009) - Git, çocuğuna sahip çık!

  (10.03.2009) - Rekorları kıra kıra

  (09.03.2009) - Bütün zalimlere karşı

 

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Ahmet ARICAN

  Ahmet DURSUN

  Ahmet ÖZDEMİR

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Atike ÖZER

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Elmira AKHMETOVA

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Fatma Nur ZENGİN

  Gökçe OK

  H. Hüseyin KEMAL

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Kadir AKBAŞ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Osman GÖKMEN

  Raşit YÜCEL

  Recep TAŞCI

  Rifat OKYAY

  Robert MİRANDA

  Ruhan ASYA

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet BAYRİ

  Saadet TOPUZ

  Sami CEBECİ

  Selim GÜNDÜZALP

  Semra ULAŞ

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Umut YAVUZ

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Ümit KIZILTEPE

  İbrahim KAYGUSUZ

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT

Sitemizle ilgili görüş ve önerileriniz için adresimiz:
Yeni Asya Gazetesi Gülbahar Cd. Günay Sk. No.4 Güneşli-İSTANBUL T:0212 655 88 59 F:0212 515 67 62 | © Copyright YeniAsya 2008.Tüm hakları Saklıdır

Kurumsal Linkler:
Bediüzzaman Haftası - Risale-i Nur Enstitüsü - Yeni Asya Vakfı - Demokrasi100 - Yeni Asya Gazetesi - YASEM - Bizim Radyo
Sentez Haber - Yeni Asya Neşriyat - Yeni Asya Takvim - Köprü Dergisi - Bizim Aile - Can Kardeş - Genç Yaklaşım - Yeni Asya 40. Yıl

Reklam Linkleri:
Risale Yorum- Risale Çocuk- Oktay Usta - Euro Nur - Fıkıh İnfo- Ahmet Maranki- Cevşen - Yeni Asya Barla - Makdis