Raşit YÜCEL |
|
Yeni yıl |
Aslında değişen bir şey yok. Güneş yine doğudan doğuyor, yine batıdan batıyor. Asır başkalaşmıyor. Zaman değişmiyor. Şartlar başkalaşmıyor. İnsanın acizliği, İnsanın çaresizliği, İnsanın fakirliği bitmiyor. Her şey bir anlamda yerli yerinde duruyor. Sadece takvimler değişiyor. Günler yine yedi gün olarak aynen devam ediyor. Sabah oluyor, Öğle oluyor, İkindi oluyor, Akşam oluyor, Yatsı oluyor, Gecenin karanlığı devam ediyor. 2009 bitiyor, 2010 milâdî yılı başlıyor. Fark sadece bu... Bazılarınca bu bir çılgınlık âleti olabiliyor. Şu hâle bir bakınız! Milyonlarca insanın ümidi piyangoya bağlı. Milyonda bir şansın şanslığına inananlara ne denir? Buna bir mânâ veremiyorum. Üstelik bunun devlet eli ile yapılmasına kahroluyorum. Üstelik “millî” ünvanı altında… Düşen bir sonbahar yaprağı gibi, Solan bir gül goncası gibi…. “Nasıl geçti habersiz o güzelim yıllarım?” Bir fırtına gibi, Bir rüzgâr gibi… “Eyvah aldandık” demeden, “Keşke toprak olsa idim, bu âkıbet başıma gelmese idi” demeden, “Cümle göçmüş kervan bîhaber” demeden, “Ölüm Allah’ın emri, şu ayrılık olmasaydı?” demeden… Neyin eğlencesini yapıyoruz anlamıyorum? “Güleriz ağlanacak halimize” demişlerdi bir zamanlar. Yeni yıl işte her insanın dünyasında ayrı ayrı mânâlar canlandırıyor. Kimi ağlıyor, kimi ise divaneliğini çılgınlığına veriyor. Hayat ise böylece çekip gidiyor. Şeytanın kol gezdiği kepazelikler yaşanıyor. Biz ise; iki elimizi başımıza koyarak Rabbimizden affımızı diliyoruz. Evet, ”Nasıl geçti habersiz o güzelim yıllarım?” diyebiliyoruz. Halbuki her şey haberli ve belirli idi. Hayırlı yıllar ve günler efendim. 31.12.2009 E-Posta: [email protected] |
Önceki Yazıları (24.12.2009) - İletişim ve iman hizmeti (10.12.2009) - Yastık altındaki altınlar... (19.11.2009) - Yollar ve yıllar |